"mısıra" - Translation from Turkish to Arabic

    • الذرة
        
    • مصر
        
    • للذرة
        
    • الذرةِ
        
    • بالذرة
        
    Fasulye de, mısıra sağlıklı büyümesi için gereken besini verir. Open Subtitles فول يعطي الذرة والمواد الغذائية أنها تحتاج لتنمو بصحة جيدة.
    Sen patatesi seversin. mısıra hıç dokunmamışın herhalde. Open Subtitles أنتِ تحبين البطاطس انظرى, أنتِ لم تلمسى الذرة حتى
    Anne, rahatsız edici seviyede mısıra yaklaşmış bulunmaktasın. Open Subtitles . أمى , أنتى منزعجه بسبب أقترابك من الذرة
    mısıra size yardımcı olacak bir uzman göndereceğiz Open Subtitles سيرسلوا خبير ليقابلكم في مصر والذي سيساعدكم في أمر المستودع 2.
    mısıra yağan korkunç vebaların günümüze yansımaları, Open Subtitles الأحداث الأخيرة للأويئة الخبيثة التي أصابت "مصر
    Hükümetin yüksek fruktozlu mısır şurubuna dönüşen mısıra verdiği ödeneklerle obezite salgınına dolaylı yoldan destek olduğunu söylemek yanlış olmaz. Open Subtitles من العدل القول أن الحكومة تدعم وباء البدانة عن غير قصد،من خلال دعمها للذرة والذي يحول إلى شراب الذرة عالي الفركتوز
    Ben bunları mısıra bulamam. Open Subtitles لا أَضِعُ هذه في الذرةِ.
    Bunu mısıra yazmamıştım. Open Subtitles .. لأول مرة في حياتها لم أكتب هذا على الذرة
    Sadece bir filme gidip suratımı bir kova mısıra gömmek istiyorum. Open Subtitles أود أن أذهب إلى السينما وحسب وأدفن وجهي في وعاء من فشار الذرة
    Tahıl fiyatları tüm zamanların en yükseğinde ve satıcılar mısıra yeni bir altınmış gibi yatırım yapıp duruyorlar. Open Subtitles فوائد القمح عالية في جميع الأوقات بينما التجار يراهنون على الذرة باعتبارها الذهب الجديد
    - Mısır alıyordu. - mısıra bayılıyorum. Hiç doyamıyorum. Open Subtitles كان يشتري ذرة احب الذرة لا استطيع الاكتفاء منها
    Görünürsün. Umurumda değil. mısıra bayılırım. Open Subtitles لا يهمّني، أنا أحبّ الذرة لذلك سأقتطفها
    mısıra gidiyoruz, örneğin. Open Subtitles نذهب إلى مصر ، على سبيل المثال.
    Kibrinle, mısıra da ihanet ettin, sadece bana değil. Open Subtitles انت خنت واجبك وبغطرستك, خنت مصر
    mısıra yelken açması gerekiyordu ama Konstantinopolis'i yağmaladı. Üzgünüm. Open Subtitles من المفترض ان يبحر بالسفن الى "مصر" لكنه نهب "القسطنطينية" بدلاً من ذلك
    Pompeius yeni bir ordu kurmak umuduyla mısıra kaçtı. Open Subtitles فرّ (بومبي) إلى "مصر" على أمل بناء جيش جديد.
    - mısıra kaçak uçacağız ve sevimsiz bir kediyi durduracağız, çocuklar. Open Subtitles - نركب الطائرة إلى مصر ونهزم القطة
    "...bu kâfirler, mısıra saygısızlık edip kirletecekler. Open Subtitles وهؤلاء الكفّار مُجدّفين وملوثين للذرة
    Ben, çırılçıplak, kremalı mısıra bulanıp, ah oh diye yuvarlanırken sarhoş köylüler, tane kapmaya çalışacak. Open Subtitles لا فرصةَ سَتَطْوى حول عاريِ في الذرةِ المُزَبَّدةِ... . . بمُحَاوَلَة الأجلافِ السكرانةِ للَصْق niblets فوق hoo hhي.
    Islak patlamış mısıra benziyor. Open Subtitles ـ إنه أشبه بالذرة الصفراء الرطبة ـ شكراً لك

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more