Bent 2, Ceza kanununun 301. maddesi tecavüz ve öldürme. | Open Subtitles | البند الثاني من المادة 301 من القانون الجنائي اغتصاب وقتل |
Bu doğal Kevlar. Yani fikir, nasıl ters mühendislik... ...uygulayarak kozadan salgı bezine... ...kadar gelip, başlangıç... ...maddesi olan su ve protein elde ediliyor? | TED | لذا فالتبصر هو كيف نقوم في الواقع بهندسة معكوسة على هذا والإنطلاق من الشرنقة إلى الغدة والحصول على الماء والبروتين والذي هو المادة الأولية. |
Ne katkı maddesi, ne renklendirici, ne bitki yok edici hiçbir şey yok. | Open Subtitles | لا مواد حافظة أو أصباغ أو مواد كيمياوية محلي الصنع فقط قليل من الزبد مع قليلا من الزيت |
Karanlık maddesi var, sıradan maddesi var, fotonları ve nötrinoları var, ama bunlar evrenin sonraki kısımlarında önem arz etmiyorlar. | TED | تحتوي على مادة سوداء، ومادة اعتيادية. تحتوي على فتونات وعلى نيترينوات، والتي لا تقوم بدور اساسي في الجزء اللاحق للكون. |
Daha iyi bir teklif bulmuş olmalılar, çünkü bir çıkış maddesi koymuşlar. | Open Subtitles | ربما حصلوا على عرض أفضل لأنهم دفنوا شرط مغادرة في الشروط الملحقة. |
Eğer bu tanınmışlar kontratlarına sadece eşitlik şartı ya da dahil etme maddesi ekleselerdi ne olurdu? | TED | ماذا لو قام هؤلاء النجوم بإضافة بند للمساواة أو التضمين في عقودهم؟ |
Lityum, cep telefonu pillerinin ana maddesi. | Open Subtitles | إنّه المكوّن الضروري لبطاريات الهاتف الخلوي |
Bu başlangıç maddesi binamızın yapı taşıdır. | TED | وهكذا ترجع المادة الأولية إلى لبنة البناء الأساسية. |
Bu basit bir tane, çünkü normal maddesi yok ve sadece karanlık madde var. | TED | وفي هذه المرحلة الامر بسيط لإنها لا تحتوي على المواد الاعتيادية تحتوي على المادة السوداء فقط. |
Mahkemeye söyle bakalım, Parlak Göz, Kutsal inancın ikinci maddesi nedir? | Open Subtitles | يا صاحب العينين البراقتين ، أخبر حضرة القضاة ، ما هي المادة الثانية من الإيمان ؟ |
Antlaşmanın 9. maddesi'nde açıkça belirtildiği gibi - okuyorum - | Open Subtitles | وكما هو مصرح وبشكلٍ جليّ في البند التاسع بأن وأنا أقتبس |
Kolej yönetmeliğinin 2. maddesi B bölümünü çiğnemekle suçlanıyorsun yaşı küçüklere alkol içirmek. | Open Subtitles | لقد وجدناك متهما بإنتهاك البند الثانى من الفقرة الثانية من قوانين الكلية تقديم الخمور للقصر |
Sayın Hâkim, savunma, Anayasanın ilk maddesi bağlamında basit yargılama ile davanın düşmesini talep ediyor. | Open Subtitles | حضرة القاضي الدفاع يتوجه إلى إلغاء المحاكمة على أساس البند الأول من الدستور |
- Dediğim gibi, tecavüz muayenesinde, dün gece ya da bu sabahtan kalma erkek genetik maddesi buldum. | Open Subtitles | كما كنت أقول عندما أجريت عدّة الإغتصاب ووجدت مواد وراثية ذكرية تعود لليلة الأمس أو مبكرا هذا الصباح |
Kızları açarken, birleşme bandında bir karaciğer maddesi keşfettik. | Open Subtitles | خلال تنفيذ الجراحة لهاتين الفتاتين إكتشفنا إمداد ناعم من مواد الكبد في النطاق المُوصل بينهم |
Görünen o ki, pekmez, kenevir yetiştirmek için ortak bir toprak maddesi | Open Subtitles | تبين بأن مادة العسل الأسود من الأضافات الشائعة للتربة المعدة لزراعة القنب |
Temizlik maddesi gibi görünüyor ama o da bu kadar hasar veremez. | Open Subtitles | أنه يشع نتيجة مادة مطهرة ولكن هذا لا يسبب هذا النوع من الضرر |
Bu ne şimdi, vıdı vıdı vıdı vıdı vıdı.... evet evet vıdı vıdı, "Muafiyet maddesi, | Open Subtitles | ما هذا؟ بلاه بلاه بلاه بلاه نعم نعم، بلاه بلاه :شرط الإعفاء |
Charles'a şirkete mâl olan ahlak maddesi seni pek endişelendirmiyor galiba. | Open Subtitles | لايبدوا أنك قلق على نفس شرط الاخلاق الذي كلفت تشارلز هذه الشركة |
Hayat tarzı maddesi olur, ki... sözcüsü olarak senin şirketin imajını yansıtman beklenir, bilirsin,... hayatının tüm yönlerinde. | Open Subtitles | شئ ما يُدعى بند طريقة العيش عبارة عن ما يريدونه منك كفتاة محتكرة كي تعكسي صورة الشركة، في شتّى مظاهر حياتك |
- CFL kuark maddesi mi yarattın? | Open Subtitles | أنشأت تضامًّا لاصفاً معدوم المكوّن الذريّ؟ |
Baba, İkinci Değişiklik maddesi sadece devrim döneminden bir kalıntı. | Open Subtitles | أبي , التعديل الثاني كان فقط من بقايا أيام الثورة, |
Bu Poppycock. Poppycock Hindistan'da çıktı ilk olarak ve ana maddesi kırmızı et. | Open Subtitles | في البداية أتى جوز القبان من الهند و هو المكون الرئيسي لِلّحم الأحمر |
Niasin bağlı krom maddesi. | Open Subtitles | مكمّلات النياسين المقترن بالكروميوم |
Kanunun 3. bölümünün 18. maddesi uyarınca ortak oturumda üyelerin tartışma hakkı olmadığını hatırlatırım. | Open Subtitles | ..أنه طبقا للمادة 18 ..العنوان 3 من الدستور التشريعي للولايات المتحدة لا يسمح بأي مباحثات في الجلسات الثنائية |
Sorun yaratan başka bir şey daha, insanların yapı maddeleriyle olan ilişkisi, ki bir yapı maddesi bir çok şeye iyi geliyor. | Open Subtitles | و الشيء اﻵخر، لدينا مشكلة هنا: مُشكلة علاقة العامّة مع المغذّيات. هل يُعدّ مغذّي واحد نافع في العديد من الحالات. |
Beyin maddesi sahneye çok geç çıkıyor. | Open Subtitles | {\pos(192,210)} أتعلمون، فرقة (براين ماتر) تعزف في وقت متأخر جدا. |
Bir tarih öğretmeni olarak İkinci Değişiklik maddesi ve Ulusal Tüfek Birliği'nden başlamam gerekiyordu. | TED | وكمُدرّسة للتاريخ، أعلم أنني عليّ البدء بالرابطة الوطنية لحمل البنادق والتعديل الثاني للدستور. |
Heat Monger ile ilişkilendirilen tüm kundakçılık vakalarında kullanılan ateşleme maddesi. | Open Subtitles | إنه مُسرع لانتشار النيران مستخدم في جميع حالات الحرائق التي لها علاقة بـ (تاجر النيران) |