Madenlerde çalıştım. Ve madenlerin keşfedilmemiş bir dünya olduğunu farkettim | TED | وعملت في المناجم وأدركت أن هذا العالم غير مرئي. |
madenlerin karanlığından sonra... dışarı çıktım, sersemlemiş gibiyim. | Open Subtitles | بعد ظلام المناجم أستطيع ان اغرق فيه كرجل مسلوب العقل |
Federal mahkemeler madenlerin haklarını Edendale'e verecekti. | Open Subtitles | المحاكم الفيديرالية سوف تعطي حق المناجم لأيديندالي |
Gregor Karakov: eski bakan, şimdi Sibirya'daki madenlerin çoğu onun. | Open Subtitles | (جريجور كاراكوف) ، وزير سابق يمتلك الآن معظم مناجم (سيبيريا) |
Savaş sırasında madenlerin altında kim çalıştı? | Open Subtitles | من الذين عملوا اسفل بالمناجم خلال الحرب؟ |
Tüm İtalyan madencilerin çocukları madenlerin altında çalışmak zorunda kalacak. | Open Subtitles | جميع أطفال عمال المناجم الإيطاليين سوف يضطرون للعمل اسفل في المناجم |
"Emniyetlerin kesilmesi madenlerin göçmesine sebep olacak ve şok dalgaları şok büyük bir..." | Open Subtitles | القطع خلال الرواسب الصلبة سيتسبب في انهيار المناجم .. والهزات الأرضية ستسبب |
madenlerin oraya gidip ondan bir iz bulmaya çalışacağız. | Open Subtitles | أريد أن أعود إلى المناجم نرى إذا كنا نستطيع تتبعها |
Telefon atıkları da büyük çöplük alanlarına atılıp zehirli kimyasalların toprağa ve suya sızmasına neden olarak, elementlerin ortaya çıktığı madenlerin sorunlarını yansıtabilir. | TED | قد تنتهي مخلفات الهواتف أيضاً في مكبات النفايات الضخمة، فتُرشح كيماوياتٍ سامةً إلى التربة والمياه، تعكس مشاكلَ المناجم من حيث تمّ استخراجُها. |
madenlerin ve ekonominin durumunu bildirmeyi planlıyorum. | Open Subtitles | أنوي أن أتحدث عن ما يحدث في المناجم هنا -و الاقتصاد -جيد |
madenlerin stresini atmak için bir kadeh attığını söylerdi. | Open Subtitles | شراب واحد بعد الخروج من المناجم. |
Yani madenlerin hepsi birbirine bağlanıyor. | Open Subtitles | حسنا ، إذن جميع المناجم مرتبطة |
Tartıştı ve tartıştı ve neticede şans kapıyı çaldı, bir araştırmacı bölgedeki madenlerin tarihi hakkında araştıma yapmak için kasabaya geldiğinde ona hikayesini anlattı ve en başında, elbette, herkes gibi, ona inanmadı, ama Seattle'a döndü ve kendi araştırmasını yaptı ve haklı olduğunu anladı. | TED | جادلت وجادلت، و أخيرًا صادفها الحظ عندما عبر باحث خلال البلدة ليدرس تاريخ المناجم في المنطقة، و أخبرته بقصتهاـ و في البداية، بكل تأكيد، ككل شخص آخر، لم يصدقها، لكنه عاد إلى سياتل وقام ببحثه الخاص وأدرك بأنها كانت محقة. |
Ben madenlerin daha canlı olduğunu sanardım. | Open Subtitles | اعتقدت ان المناجم اكثر نشاطا |
Eğer Baal madenlerin hala çalışır durumda olduğunu anlarsa, geri döner. | Open Subtitles | لو أكتشف (بعل) أن المناجم لازالت تنتج,سوف يعود |
Siz... Siz madenlerin içinden aşağıya inebilirsiniz. | Open Subtitles | تستطيعون النزول عبر المناجم |
Fakat Jessica'nın sesli mesajından 3 saat sonra şirket madenlerin olduğu bölgede patlatma işlemleri olacağını ve adaya girişlerin sınırlandırılacağını duyurmuş. | Open Subtitles | بعد 3ساعات من رساله "جيسيكا", الشركه اعلنت انها ستقوم بعمليات تفجير حول مناجم التنقيب -وصعبوا الدخول الى الجزيرة |
Ailem nesillerdir zengin madenlerin sahibi oldu. | Open Subtitles | عائلتى تمتلكَ مناجم ناجحة لأجيال |
Altın madenlerin ortasındaki Futaki yolunda. | Open Subtitles | في طريق "فوتاكي" بين مناجم الذهب |
1000 km karelik bir alan ve madenlerin çevresi genellikle ormanlarla kaplı | Open Subtitles | 400ميل مربع اغلبها غابات تحيط بالمناجم |
Ben madenlerin içinde çalışmıştım. Çıkmayı başardım. | Open Subtitles | لقد عملت بالمناجم وخرجتُ منها |