"mahkeme salonu" - Translation from Turkish to Arabic

    • قاعة المحكمة
        
    • قاعة محكمة
        
    • كورت روم
        
    • قاعات المحاكم
        
    • في قاعةِ المحكمة
        
    Ve bu çirkin davranışın tekrarlanması durumunda, mahkeme salonu şerif tarafından temizlenecektir ve duruşmalar özel olarak yapılacaktır. Open Subtitles ولو كان هناك اي تكرار لهذا السلوك المعيب قاعة المحكمة سيتم اخلاؤها بواسطة المأمور وستنعقد الجلسة سرية
    Sam, biliyorsun bu mahkeme salonu hamam gibi oluyor. Open Subtitles سام أنت تعلم أن قاعة المحكمة تبدو كالفرن
    Bu benim için mahkeme salonu veya golf sahası demek. Open Subtitles بالنسبة لي هي قاعة المحكمة أَو ملعب الغولف
    Bu stüdyo bir mahkeme salonu ve biz sadece uzman tanıkları çağırırız. Open Subtitles هذا الاستديو الإخباري هو قاعة محكمة ونحن نستدعي فقط الشهداء المتمكنين.
    Burasının bir mahkeme salonu, benim de bir yargıç olmadığımı söyleyerek başlıyorum. Open Subtitles اسمحوا لي أن أبدأ بالقول أن هذه ليست قاعة محكمة وأنا لست قاضيًا
    Aynen. mahkeme salonu Kahverengisi deyince cevap veriyorum. Open Subtitles إنه أنا ، عندما تقول كورت روم براون ، أقوم بالأجابه
    Jan Erik dünyadaki bütün mahkeme salonu sanatçılarına ilham kaynağı olmuştur. Open Subtitles لقد ألهم جان إيريك رسامي قاعات المحاكم في أرجاء العالم
    Halka karşı Daniel Grayson. mahkeme salonu içindeki kaynaklarımız bize davacının son tanıklarını çağırmasının an meselesi olduğunu söylüyor. Open Subtitles أفادتنا مصادرنا داخل قاعة المحكمة بأن الادعاء يوشك على استدعاء شاهده الأخير.
    Oraya gittiğimde, mahkeme salonu çoktan yengeç restoranına çevrilmişti bile. Open Subtitles حينما ذهبت إلى هناك قاعة المحكمة كانت قد عادت إلى مطعم بحري
    mahkeme salonu kilitlenecek. Open Subtitles سوف تكون قاعة المحكمة مؤمنه، لذا سيكون هُناك فقط أنا،
    Yeni kayda geçirilen mahkeme salonu evrakları yüzünden davasının 48 saat önceye alındığını bilmeniz gerekir diye düşündüm. Open Subtitles ظننت أنه عليكما أن تعرفا أن المحاكمة تم تقديمها 48 ساعة وفقًا لوثائق قاعة المحكمة
    Çünkü kendisi mahkeme salonunda bulunmak istemez, mahkeme salonu da onu istemez. Open Subtitles حسنا، هذا لأنه لا يريد أن يكون في قاعة المحكمة أكثر من قاعة محكمة تريده أن يتواجد بها
    mahkeme salonu, Water Caddesi Kasabı, James Foley'nin karar duruşmasında, içlerini dökmek isteyen... kurbanların aileleriyle dolmuş durumda. Open Subtitles ـ قاعة المحكمة إمتلأت بالكامل من قبل أهالي الضحايا ـ كل منهم يريد أن ينصت له بعد الحكم النهائي فيما يتعلق بقضية سفاح وواتر ستريت ـ جايمس فولي
    Bugün mahkeme salonu tavrımız hakkında çalışacağız. Open Subtitles اليوم سنعمل على السلوك في قاعة المحكمة
    Burası mahkeme salonu, bu da duruşmaymış gibi davranmayın. Open Subtitles توقّفْ عن مُعَالَجَة هذا مثل هو a المحاكمة، ومثل هذه a قاعة محكمة.
    Luison'un keskin bir kokusu olsa da koskoca mahkeme salonu sonuçta. Open Subtitles حتى مع رائحة الـ "لويسون" المتميزة، نحن هنا نتكلم عن قاعة محكمة.
    Burası mahkeme salonu, muhabbet yeri değil. Open Subtitles هذه قاعة محكمة , وليست مقهى
    mahkeme salonu. Open Subtitles سنجعلها على شكل قاعة محكمة
    Birincisi, ben karışmak istemiyorum ama teşekkürler mahkeme salonu Kahverengisi. Open Subtitles أولاً : لا أريد منكم أقحامي معكم ولكن ، شكرا لك كورت روم براون
    - mahkeme salonu Kahverengisi. - mahkeme salonu Kahverengisi doğmuşsun. Open Subtitles روت روم براون - صاح ، أنت ولدت بإسم كورت روم راون -
    mahkeme salonu çizimlerini seviyor gibiler. Open Subtitles يبدو أنهم يحبون لوحات قاعات المحاكم.
    Davadaki iddalarımız Olivia'nın mahkeme salonu ve medyada oluşturduğu algılar üzerine olacak. Open Subtitles لذا بينما أنا أُدافعُ عن قضيتكَ، أوليفيا سَيَعْملُ على فهمِكَ، كلتا في قاعةِ المحكمة وفي أجهزةِ الإعلام.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more