Bilimi mahkeme salonuna sokmaya çalışan bir adli uzman olarak onlarca yıllık tecrübemde karşılaştığım cehaletin korkunç hikayelerini anlatarak sizleri güldürebilirim. | TED | ويمكنني أن امتعكم بقصص رعب من الجهل على مدى عقود من الخبره كطبيب شرعي من مجرد محاولة لإدخال العلم في قاعة المحكمة |
Her biri mahkeme salonuna kendilerine özgü bakış açısı getiren 12 kişiler. | Open Subtitles | بل هم 12 فرداً يحضر كل منهم وجهة نظره الخاصة إلى المحكمة. |
Bilmiyorum. Belki de mahkeme salonuna geri dönüyorlar. | Open Subtitles | لا أعرف ، أعتقد إنهم عائدون إلى دار العدل |
Sonraki davanın davacılrı şu anda mahkeme salonuna geliyorlar. | Open Subtitles | .والمتهمون فى القضية التالية الان فى طريقهم لقاعة المحكمة |
Basitçe, bana kasettekileri unutmamı ve mahkeme salonuna ya da basına getirmememi söylemeye çalıştılar. | Open Subtitles | وقيل لي انس أمر كل شيء غير موجود على التسجيلات وبامكانك ان تنسى امر اظهاره في المحكمة او في وسائل الاعلام |
Pekala bir avukat olarak mahkeme salonuna insem iyi olacak. | Open Subtitles | كمحامي, أعتقد أنه من الأفضل أن انزل للمحكمة |
Bir daha asla bir mahkeme salonuna girmeyeceğim. | Open Subtitles | لن أطأ بقدمي أي قاعة محكمة ثانية |
Hukuk bilimi, delil ve keşif kuralları üzerine bütün kitapları okumuştum, ama mahkeme salonuna göz gezdirirken, farkettim ki henüz daha doğmamışım bile. | Open Subtitles | و قرأت كل الكتب عن المحاكم و عن قواعد الاسكتشاف و الاستدلال و لكن, عندما نظرت حولي بقاعة المحكمة |
Bana ne yapmaya çalıştıklarını gördüğüm an hakimin beni köleleştirmeye çalıştığını mahkeme salonuna gittim ve onu vurarak öldürdüm. | Open Subtitles | عندما رأيت ما كانوا يحاولون فعله معي وكيف أن هذا القاضي كان يحيك المؤامرة ضدي ذهبت إلى قاعة المحكمة |
mahkeme salonuna kadar yürüyerek gidebiliriz. | Open Subtitles | نستطيع الذهاب مشياً على الأقدام نحو محكمة العدل |
Bu yüzden oldukça iyimserdik ta ki mahkeme salonuna girip kürsünün önünde dikilen o 3 kişiyi görene dek. | Open Subtitles | كنّا متفائلين جدًآ في فرصهِ حتى أن دخلنا في قاعة المحكمة و كان حشد من الناس يقفون أمام مقعد القاضي |
Ben mahkeme salonuna girdiğimde, iki şeyi düşünürüm. | Open Subtitles | عندما أمشي في قاعة المحكمة أفكر في أمرين .. حسنًا ؟ |
Salaam ise önce jüriye sonra mahkeme salonuna baktı. | Open Subtitles | بينما سلام نظر إلى المحلفين ثم إلى المحكمة |
Fırtınalı hava yüzünden mahkemenin kapalı olduğunu düşünüp ifadeyi mahkeme salonuna getirmeyi unuttuğunuz doğru mu? | Open Subtitles | هل حقاً مايقال بأنّك فشلت في توصيل مذكرة إلى المحكمة لأنّك ظننت بأنّها ستكون مغلقة ، لسوء الأحوال الجوية ؟ |
Bilmiyorum. Belki de mahkeme salonuna geri dönüyorlar. | Open Subtitles | لا أعرف ، أعتقد إنهم عائدون إلى دار العدل |
Ve o mahkeme salonuna gireceksin ve resmen, resmen, resmen bu ailenin bir üyesi olacaksın tamam mı? | Open Subtitles | وسوف تمشي لقاعة المحكمة ورسمياً, رسمياً, رسمياً ستصبح عضواً في هذه العائلة, مفهوم؟ |
mahkeme salonuna en son 13 yıl önce girmiştim. | Open Subtitles | آخر مرة كنت فيها في المحكمة كانت قبل 13 عاما |
Kate. Bir daha asla mahkeme salonuna gelmeyecektim. | Open Subtitles | كايت انا لم ارد ان اعود للمحكمة مرة اخرى |
Hayır, başka bir mahkeme salonuna asla gitmem. | Open Subtitles | لا، لن أذهب إلى قاعة محكمة ثانية أبدًا |
Ve mahkeme salonuna suçlu bir şekilde gitmek istiyorsan, güven bana, daha önce görmediğin şeyler görürsün. | Open Subtitles | وإذا تريدين المماطلة بقاعة المحكمة من وراء مقعد ثقي بي بانكِ سترين شيئاً لم تريه بعد |
Tanık Naraindas Juneja, lütfen mahkeme salonuna girin. | Open Subtitles | الشاهد ناريندار جونيجا ليدخل إلى قاعة المحكمة |
mahkeme salonuna kadar yürüyerek gidebiliriz. | Open Subtitles | نستطيع الذهاب مشياً على الأقدام نحو محكمة العدل |
Hakim sizi mahkeme salonuna çağırıyor. | Open Subtitles | إنّ القاضي يَدْعو أنتم جميعاً إلى قاعةِ المحكمة. |
Daha fazla hakime, mahkeme salonuna ve hapishaneye ihtiyacımız olduğu gün gibi ortada. | Open Subtitles | أصبح من الجليّ أننا بحاجة إلى المزيد من القضاة و قاعات المحاكم و السجون |
Evet. Arabadan mahkeme salonuna kadar koruma altında. | Open Subtitles | نعم، لديها حماية كاملة من السيّارة إلى دار القضاء. |