| Orleans Bölgesi H Bölümü Ceza Mahkemesi bu celseyi açmıştır. | Open Subtitles | المحكمة المركزية الجنائية لمقاطعة أورلينز قسم إتش , تنعقد الآن |
| Bu Mahkemesi anlamına gelir ki tüm, sonra l biz sadece karar olamaz gerektiğini söylüyorlar bazılarının kaderi , kötü acıklı ölümlü. | Open Subtitles | كل ما تقف عليه هذه المحكمة عندها أقول ، أنه لا يجب علينا فقط أن نقرر مصير بعض ، الأشخاص المثيرين للشفقة |
| Bu salak yüzünden az kalsın tutuklanıyorduk. Şimdi ikimizin de Mahkemesi var. | Open Subtitles | هذا المجنون كاد أن يجعلنا نُعتقل الآن لدينا جميعنا مواعيداً في المحكمة |
| Ve geçtiğimiz ay yaptığım şikayetin Kızıl Kmerler Mahkemesi tarafından kabul edildiğini öğrendim. | TED | وتلقيت جواب الشهر الماضي بأن الشكوى تم قبولها رسمياً بواسطة محكمة الخمير الحمر. |
| 4 Mart 2009'da merkez sağlık disiplin Mahkemesi ön bir karar almıştır. | Open Subtitles | في الرابع من اذار عام 2009 اصدرت المحكمة الطبية المركزية حكماً اولياً |
| Nitekim 1945'de, anayasa Mahkemesi bu soruya hitap etme fırsatı yakaladı. | TED | حسناً .. في عام 1945 حصلت المحكمة العليا على فرصة للإجابة على هذا التساؤل |
| Anayasa Mahkemesi'ne gitme sırası bize geldi. | TED | لذلك الآن قمنا بإلتماس في المحكمة العليا |
| Kendisine karşı elle tutulur cinsel taciz suçlamaları olan biri Amerika Birleşik Devletleri Yüksek Mahkemesi tarafından onaylandı, bir kez daha. | TED | شخص متهم بشكل جدير للتصديق بالعنف الجنسي تم تعيينه كعضو في المحكمة العليا للولايات المتحدة الأمريكية، مجددًا. |
| Anayasa Mahkemesi eşcinselliği suç olmaktan çıkardığında bir LGBTQ koleksiyonu bizim ana sayfada yerini almıştı. | TED | عندما أنهت المحكمة العليا تجريم المثلية الجنسية مجموعة مجتمع الميم كانت تنتظر على صفحتنا الرئيسية. |
| İlk olarak Yeni Güney Galler Mahkemesi uygun bir vekil atar. | TED | أولًا، يجب أن تعيّن المحكمة العليا في نيو ساوث ويلز إداريًا مناسبًا. |
| Connecticut Eyaleti'nin saygı değer Yüksek Mahkemesi şu an açıldı ve oturumu başladı. | Open Subtitles | المحكمة العليا الموقرة لولاية كونيتكيت منعقدة الآن بهذا المكان |
| Bu yılın 22 Ekim'inde sanık, bu şehrin St. Christopher Protestan Episkopal Kilisesi Rahip George A. Lambert'ın ölümünden birinci derece cinayet suçlamasıyla bölge Mahkemesi tarafından tutuklanıp bu mahkemeye sevk edilmişti. | Open Subtitles | اكتوبر من هذا العام أحيل المتهم الى هذه المحكمة بواسطة محكمة المدينة بتهمة القتل من الدرجة الاولى |
| Connecticut Eyaleti yüce yüksek Mahkemesi burada toplandı ve toplantı şu an açıldı. | Open Subtitles | المحكمة العليا الموقرة لولاية كونيتكيت منعقدة الآن بهذا المكان |
| Kimse ayrılmasın.Gece Mahkemesi'ne çıkacaksınız.Kalanlar sorgulanacak. | Open Subtitles | حسناً ، لا يتحرك أحد سآخذكن إلي المحكمة الليلية وبقيتكن ينتظرن التحقيق |
| Davaları tam üç kez Birleşik Devletler Temyiz Mahkemesi'ne gitti. | Open Subtitles | اِنتقلت قضيتهم إلى المحكمة العُليا ثلاث مرّات. |
| Milli Akademi Mahkemesi oturumu şimdi başlamıştır. | Open Subtitles | هذه المحكمة المخصصة للأكاديمية الوطنية و هي حاليا سترأس الجلسة |
| Amerikan Özel Kuvvetler Mahkemesi'nde bir duruşman var iki gün sonra. | Open Subtitles | أنت في عداد الأمريكيين المشتبه بموتهم و لديك محكمة خلال يومين |
| "Yoksa Anayasa Mahkemesi başvurusunu Dick kendi yazmak zorunda kalacak. | Open Subtitles | لو لم تفعل سيقوم ديك بكتابة مرافعة الأستئناف التي سنقدمها للمحكمة العليا |
| Bu eyaletteki yasal süreç, bulguların teslim edildiği bölge Mahkemesi sorgu yargıcının soruşturmayı yürütmesini gerektiriyor. | Open Subtitles | الاجراء القانوني في هذه الحالة يتطلب تحقيق قضائي نتائجه يترتب عليها الخضوع لمحكمة ابتدائية |
| Mahkemesi önümüzdeki hafta ve onu bulamıyorum. | Open Subtitles | ستعقد محاكمته الأسبوع القادم ولا أستطيع العثور عليه. |
| İşin gülünç yanı, taraflardan birisi hoşnut olmazsa ki olacagı bu tek çözüm Anayasa Mahkemesi. | Open Subtitles | و هنا يبدا المرح فلو اي طرف لم يرضي عن الحكم فيستطيع الاستئناف امام المحكمه العليا |
| Avukatlarımıza bunu gizlemeleri ve federal bono Mahkemesi için yönlendireceğim. | Open Subtitles | سوف آمر محامينا أن يستعلموا في محاكم الكفالات المحلية والفدرالية |
| Karıştığım kavganın Mahkemesi gazetelerdeydi. | Open Subtitles | الشجار الذي قمت به كان هناك محاكمة لقد نُشرت في الصحف |
| Şey, para günbatımını ya da bir çocuğun gülümseyişini ya da başarılı NBC dizisi "Gece Mahkemesi" için tatminkar bir finali satın alamaz. | Open Subtitles | النقود لا تستطيع شراء شروق الشمس أو ابتسامة طفل.. أو نهاية مرضية للمسلسل الناجح من NBC "محمكة ليلية" |
| Burası ceza Mahkemesi değil. | Open Subtitles | وهذه محكمةُ إثبات صحة الوصيةِ لَيسَ محكمةَ جنايات |
| Pekâlâ. 4475 numaralı dava New York Yüksek Mahkemesi, Barry Bee Benson, Bal Sanayii'ye karşı duruşma başlasın. | Open Subtitles | القضية رقم 4475 , نحلة نيويورك باري بينسون) ضد صناعة العسل), الآن قائمة |