| Sen vampirsin. Nasıl oluyor da bu tattan kendini mahrum bırakıyorsun? | Open Subtitles | أن تكون ما أنت عليه و تحرم نفسك من المذاق ؟ |
| Biliyorum ki hızla büyüyen bir ergenin gerçekten ihtiyaç duyduğu uykudan oğlumu mahrum ediyorum. | TED | أعلم بأني أحرم ابني من نوم يحتاجه بشدة نظرا لنموه السريع. |
| - Gemini enerjiden mahrum bıraktım ve silahlarımı sana çevirince de seni hayatından mahrum edeceğim. | Open Subtitles | لقد حرمت مركبتك من الطاقة و عندما أتأرجح حولك، فأنا أعني أن أحرمك من الحياة |
| Etrafta bulunduğumuz süre boyunca iktidardaki insanlar bizim olan hayatları yaşamaya cesaret eden trans insanları hayatlarından mahrum etmeye çalıştılar. | TED | منذ تواجدنا، حاول أصحاب النفوذ السعي إلى حرمان الأشخاص المتحولين من حقوقهم لأننا أردنا أن نحيا حياتنا كما نرضاها. |
| Birçoğumuz kadınların haklarından mahrum edildiğini söylüyor, ancak gerçek şu ki evet, çoğu zaman kadınlar kendi kendilerini bu haklardan mahrum ediyorlar. | TED | ربما يقول أكثرنا أن النساء يُمنعن حقوقهن، لكن الحقيقة تقول أنه لطالما حرمت النساء أنفسهن هذه الحقوق. |
| Her bir hacıyı Meryem'in lahiti önünde diz çökme şansından mahrum bırakmak. | Open Subtitles | أن تنكر على كل حاج فرصته في أن يركع أمام قبر المجدلية |
| Babam beni mirastan mahrum etmek istedi ama bir anlaşma yaptık. | Open Subtitles | أبي كان سيحرمني لكننا توصلنا إلى اتفاق. |
| Hayatımda tek bir balo olacak ve beni ondan mahrum mu bırakacaksın? | Open Subtitles | سيتسنى لي حفل تخرج واحد في حياتي و سوف تحرمني منه؟ |
| O kadınları devrimin getirdiği haklardan mahrum bıraktı ve hatta Fransız kolonilerinde köleliği geri getirdi. | TED | إذ حرم النساء من الحقوق التي أعطتهم إياها الثورة وأعاد مفهوم ومبدأ العبودية في المستعمرات الفرنسية. |
| Onu bu zevkten mahrum etmeni anlayışla karşılayacaktır. | Open Subtitles | إنى واثق أنه سيفهمك من حرمانه من تلك المتعة. |
| Sizin gibi bir doktor, nasıl olur da insanları görme hakkından... mahrum etmeyi istediğinin düşünülmesine göz yumar? | Open Subtitles | كيف تترك الناس تعتقد أنك يا دكتور تود أن تحرم هؤلاء البشر من حقهم في الإبصار؟ |
| Ama güzel karımı hayalindeki evden mahrum etmene izin vermeyeceğim. | Open Subtitles | لكن لن أدعك تحرم زوجتي الجميلة ..من حلمها بالبيت فقط لأني |
| Sesini kullanmadan önce kendini bu zevkten niye mahrum ediyorsun anlamıyorum. | Open Subtitles | لا أفهم لماذا تظن أنه عليك أن تحرم نفسك من المتعة قبل أن تقوم بالآداء |
| Kahvaltı etmiyorum ama kendimi nelerden mahrum ettiğimi bileyim diye onu burada tutuyorum. | Open Subtitles | لذا أنا أعرف مالذي أحرم نفسي منه صباح الخير |
| Hayır, çünkü seni büyümenden ve gelişmenden mahrum edemem. | Open Subtitles | لا أنها ليست كذالك, سوف أحرمك من النمو و التطور |
| Ama sen nedense, burda kalmayı tercih ediyorsun, ...insanları askeri ve idari yeteneklerinden mahrum bırakıyorsun. | Open Subtitles | و لكنك قد اخترت البقاء هنا فى نزلك و حرمان الشعب من موهبتك كجندى و قائد |
| Fakat Orta Doğu insanları sivil eğitim olarak bildiğimiz şeyden mahrum bırakıldılar. | TED | لكن الشعوب في الشرق الأوسط قد حرمت من أي شكل من أشكال ما نسميه نحن التربية المدنية. |
| Günümüzde başarısız olan birini, gelecekten mahrum eden garip bir din. | Open Subtitles | ديانة غريبة التى تنكر الحياة الاخرى لشخص فشل فى الحاضر. |
| - Devam etmeden önce, söylemeliyim ki, beni mirasından mahrum etme olasılığı çok yüksek. | Open Subtitles | عن ماذا؟ - قبل أن أكمل, يجب أن أقول - أن هناك فرصة كبيرة أنه سيحرمني من الميراث |
| Kardan beni mahrum ederse ürünümü satmasına izin vermem. | Open Subtitles | لن أسمح لها بأن تبيع بضائعي بينما تحرمني من الأرباح |
| Birkaç gündür, romatizma nedeniyle yattığım için Victor gezintilerinden mahrum kalmış durumda. | Open Subtitles | لقد حرم فيكتور من خرجاته، لأنني مصاب بالروماتيزم |
| Ve istiyor bile olsa, onu bunlardan mahrum bırakamam. | Open Subtitles | وأنا لن حرمانه من تلك الأشياء، حتى لو كان يريد مني أن. |
| ortak umutlar için beraberce acı cekmek bizleri kardeş yapar. Irkımızı ve kimliğimizi bir kenara bırakarak bu iki şeyin (irk ve kimlik) birlik olmak duygusunda bizi mahrum etmeye izin vermeden. | TED | نتالم جميعا في امل مشترك انه يمكن ان نكون اخوة و اخوات بدون مصادفات الولادة او العرقية التي تسلب منا وحدة البقاء |
| Kıyamet gününde dirilmeye dair son umutlarından mahrum bırakma. | Open Subtitles | حرمانهم من أملهم الأخير في النجاة من العذاب يوم الحساب |
| Bu zevkten beni mahrum etmeyin. | Open Subtitles | أن تقوم بذلك لابنتها لا يمكنك حرماني من هذه البهجة |
| Muhafızlarımdan beni mahrum ettiniz, bir at talep ediyorum. | Open Subtitles | وبما أنكَ حرمتني من مرافقي، أطالب بحصانٍ أيضاً |