"makineler" - Translation from Turkish to Arabic

    • آلات
        
    • الآلات
        
    • الالات
        
    • المحركات
        
    • الألات
        
    • الماكينات
        
    • أجهزة
        
    • ماكينات
        
    • المكائن
        
    • آليّين
        
    • مكائن
        
    • والآلات
        
    • الات
        
    • ألات
        
    • للآلات
        
    Ve aslında, bizim başka makinelerin karşısında oturan makineler olmamızı engelleyecektir. TED و ستساعدنا على أن لا نصبح كآلات قابعة أمام آلات أخرى.
    Kopyalar da diğer makineler gibidir. Ya yararlıdırlar, ya zararlı. Open Subtitles ريبليكانت مثل أى آلات أخرى , إما مفيدة أو خطرة
    Bugün, İsveç'te ve diğer zengin ülkelerde, insanlar pek çok farklı makineler kullanıyorlar. TED اليوم .. في السويد .. وفي الدول الغنية الناس تستخدم العديد من الآلات
    makineler hızlanıyor, daha ucuz oluyor, ufukta bazı umut veren teknolojik gelişmeler var. TED الآلات تصبح أسرع، وأقل كلفة، وهناك بعض التطورات التكنولوجية الواعدة فقط في الأفق.
    Ve makineler kontrolü ele falan geçirmiyor; TED وهذا لا يعني ان الالات بدأت تسيطر علينا
    Buharlı makineler su olmadan dönmez. Open Subtitles المحركات البخارية هذة لا تستطيع العمل بدون الماء
    1700'lü yıllarda müzikli makineler Paris'in elit partilerinde yerini aldı. TED في فترة 1700، الألات الصانعة للموسيقي أصبحت ألعوبة النخبة الباريسيين.
    Sonra makineler harekete geçiyor, ışıklar yanıyor ve sonucu alıyoruz. Open Subtitles و تدور الماكينات و تتوهج الأضواء و نحصل على الإجابه
    ve dedim ki, ben de akıllı makineler yapmak istiyorum, ama bunun için önce beynin nasıl çalıştığını araştıracağım. TED وقلت: حسنا، أنا أريد بناء آلات ذكية أيضاً, لكن الطريقة التي أريد القيام بذلك هو عن طريق دراسة كيفية عمل الدماغ أولا.
    Edward de Bono, beyinlerimizin motife uyan makineler olduğunu iddia etmişti. TED و الآن يجادل ادوارد دي بونو على ان أدمغتنا هي آلات لأيجاد التماثل
    Ben çocukken, birşeyler yapmaya, karmaşık makineler üretmeye bayılırdım. TED عندما كنت طفلاً، كنت أحب بناء الأشياء، أن أصنع آلات معقدة.
    Çok uzak olmayan bir gelecekte, insan gözünün hassaslığında ve esnekliğinde yapılan makineler kendi evriminin bile ötesine geçmesini sağlayabilir. TED وفي المستقبل غير البعيد جدًا، آلات مبنية بدقة ومرونة للعين البشرية قد تتيح لنا تجاوز تطورها الخاص حتى.
    Sık tekrarlanan, büyük çaplı görevlerde makineler ile rekabet etme şansımız hiç yok. TED ليس لدينا أي فرصة للتنافس مع الآلات في المهام المتكررة، ذات الحجم الكبير
    17. Yüzyıl'ın ortalarında, göklere seyahat edebilecek yeni makineler yapma fikri daha karmaşık ve teknik bir biçimde gelişiyordu. TED بحلول منتصف القرن السابع عشر، فكرة بناء الناس الآلات التي باستطاعتها السفر للسماء كانت تنمو في تعقيد ودقة تقنيًا
    Bu makineler, Afrika'da oldukça nadir bulunuyor. Dolayısıyla ön saflarda savaşan bu bilim insanlarına örnekleri denizaşırı göndermek dışında başka şans bırakmıyor. TED تلك الآلات قليلة وبعيدة في القارة، مما يجعل العديد من العلماء يعملون بدون أي خيار آخر ما عدا إرسال العينات في الخارج.
    Görünüşe göre makineler, bizim anlayamadığımız bir şey aracılığıyla, kendilerini kontrol ediyorlar ve bu olay cinayet işleme safhasına geliyor. Open Subtitles يبدوا ان الالات تشغل نفسها تحت تـأثير شئ لا نفهمه وتتجه الى ارتكاب الجرائم
    makineler stop. Periskop derinliği. Bataryalara güç verin. Open Subtitles اطفى المحركات وانزل المنظار واغلق جهاز الانذار
    Savaşta insanları öldürecek türden makineler, silahlar bile geliştiriyorlar. TED إنهم حتى يبنون الألات و الأسلحة، التي يُمكن أن تقتل الإنسان في الحرب.
    Ve aslında, biz bu şeylerle yedek parça üretebildiğimiz için makineler tam anlamıyla kendi kendilerini üretiyorlar. TED و في الحقيقة لانه بامكاننا صنع قطع الغيار باستخدام اشياء الماكينات بكل معنى الكلمه تصنعها بنفسها
    Onlar müthiş teknolojik aletler, harika makineler ve füzyon yapılabileceğini gösterdiler. TED فهي قطع تيكنولوجية مذهلة، أجهزة رائعة، أثبتت أن الانصهار أمر ممكن.
    Sizlerle dünyadaki en harika makineler ve onlarla ne yapabileceğimiz hakkında konuşacağım. TED سأخبركم عن أغرب ماكينات في العالم. وما بوسعنا الآن فعله معها.
    makineler şişeleri kabarcıklı sıvı ile doldurdu ve devamında paketlendi,sevk edildi, satın alındı,açıldı,tüketildi ve kabaca atıldı. TED تعبّي المكائن العلب بسائل حلو فقاعي ثم تُغلف فتُشحن فتُباع فتُفتح فتُستهلك ويُتخلص منها بلا تكلَف
    Skynet gelecekten geçmişe makineler gönderdi. Open Subtitles أرسل مقاتليين آليّين عبر الزمن
    Kötü makineler, kötü olduklarının farkında değildirler. Open Subtitles المكائن السيئة لا تعرف بأنها مكائن سيئة
    Bırakırsan makineler'le benim ortak yönümüz olduğunu görürsün. Open Subtitles أنت تفعل، وستجدنى أنا والآلات لدينا شيئاً مشتركاً
    Balıkçılık endüstrisi kocaman şeyler devasa makineler kullanıyor. TED يستخدم الصيد الصناعي ادوات كبيرة الات كبيرة
    Neden kendi hatalarımızı ve kusurlarımızı düzeltmek umuduyla makineler inşa ederiz? Open Subtitles لماذا قد قمنا ببناء ألات على أمل تصحيح عيوبنا و نُقصنا
    Bu kazı işlemine makineler medinenin bağlantısı olan dar yaya geçitlerine girebilsin diye nehir kenarlarındaki birçok evin yıkımı da dahil oldu. TED عملية المحو هذه رافقها تدمير بيوت عدة على ضفاف النهر للسماح للآلات بالدخول في شبكة المشاة الضيقة في المدينة.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more