"makinesi var" - Translation from Turkish to Arabic

    • هناك آلة
        
    • لديهم آلة
        
    • لدي آلة
        
    • يوجد آلة
        
    • يملك آلة
        
    • هناك ماكينة
        
    • هناك جهاز
        
    • لدينا آلة
        
    Belboya şeker makinesi var mı, diye soruyordum. Open Subtitles كنت أسأل خادم الفندق، إن كان هناك آلة لصنع الحلوى
    Yemek çadırının arkasında bozuk bir sakız makinesi var. Open Subtitles هناك آلة كرات علكة معطلة وراء خيمة الطعام.
    Bekleme salonunda içecek makinesi var. Open Subtitles لديهم آلة للـ(سودا) في غرفة الإنتظار
    Odamda bir zaman makinesi var ve... - Tam da söz verdiğim gibi seni kurtarmaya geldim. Open Subtitles لا, لدي آلة زمن في غرفتي بالأعلى وأتيت لأنقذك مثلما قلت أنني سأفعل
    Eğer acıkırsan ikinci katta yiyecek makinesi var. Open Subtitles يوجد آلة للوجبات الخفيفة في الطابق العلوي في حال شعرتِ بالجوع
    Bu adamın bir zaman makinesi var. Open Subtitles هذا الرجل يملك آلة زمن
    Yapabilirim. Lobide para çekme makinesi var. Open Subtitles يمكنني هناك ماكينة صرف بالردهة
    Evimin kilerinde MR makinesi var mı? Open Subtitles أعني, هل هناك جهاز الرنين المغناطيسي في سردابي؟
    Şurada pamuk şeker makinesi var. Open Subtitles لدينا آلة حلوى القطن هناك
    İşte bir çeyreklik, bayanlar tuvaletinde bir tampon makinesi var. Open Subtitles خذي الربع، هناك آلة سدادات قطنية -في حمام النساء. -شكراً.
    Doğrudan tapınağın altında bir zaman makinesi var. Open Subtitles في هذا الإطار هناك آلة الزمن, مباشرة تحت المعبد.
    Öğretmenler odasında bir şeker makinesi var, değil mi? Open Subtitles هناك آلة وجبة خفيفة في صالة المعلم، أليس كذلك؟
    Aslında lobide bir kahve makinesi var. Open Subtitles في الحقيقة ، هناك آلة قهوة في الصالة
    Bekleme salonunda içecek makinesi var. Open Subtitles لديهم آلة للـ(سودا) في غرفة الإنتظار
    Ama artık ben de ona "Balkonumda zaman makinesi var." diyebileceğim. Open Subtitles إنتظروني حتى أخبره لدي آلة زمن في شرفتي
    Burada bir kart-atma makinesi var, abi. Open Subtitles يوجد آلة لرمي الكروت هنا
    Burada büyük bir zaman makinesi var. Open Subtitles يوجد آلة للزمن هنا.
    Jason Anderson'ın kısa dönem hafıza silebilen bir makinesi var. Open Subtitles (جيسون اندرسون) يملك آلة يمكنه عن طريقها أن يمحي الذاكرة قصيرة الأمد
    Jeff'in kendi duman makinesi var mı? Open Subtitles هل كان (جيف) يملك آلة التدخين؟
    Hiç kokomuz yok. Ama aşağıdaki girişte, bir Pepsi makinesi var. Open Subtitles ليس لدينا أي كوكا هنا و لكن هناك ماكينة (بيبسي) في القاعة
    Banyoda bir kabarcık makinesi var. Open Subtitles هناك ماكينة "نفخ منطايد" في الحمّامِ.
    Bodrumda bozuk bir C.T. makinesi var tam yanında bozuk bir argon lazeri ve bir görüntüleme cihazı var. Open Subtitles هناك جهاز أشعة مقطعية معطل في القبو وإلى جانبه أرغون ليزر معطل وكشاف فلوريّ معطل
    Ultrason makinesi var orada. Open Subtitles لديهم هناك جهاز للموجات فوق الصوتية
    Önümüzde bir zaman makinesi var. Open Subtitles لدينا آلة زمن أمامنا

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more