Bu da gerçekten her türlü ilgi çekici ve egzotik malzemeyi barındıran bir suşi bara dönüşüyor. | TED | فقد تحول إلى مطعم للسوشي بالطبع مع جميع أنواع المكونات المثيرة للإهتمام والغريبة حقًا. |
Ve şimdi Chairman Koji her yemekte kullanılacak malzemeyi açıklayacak. | Open Subtitles | و الآن, الرئيس كوجي سيقدم المكونات التي ستستخدم في أطباق اليوم |
Silahları götürmeliyiz. Sen git malzemeyi taşı. | Open Subtitles | يجب أن ننقل الأسلحة أنت اذهب لنقل المعدات |
Silahları götürmeliyiz. Sen git malzemeyi taşı. | Open Subtitles | يجب أن ننقل الأسلحة أنت اذهب لنقل المعدات |
Bunu bir tür jel malzeme ile yapıyoruz, bir kere jel malzemeyi kaldırdıktan sonra | TED | نقوم بذلك حقيقة باستخدام جل، بحيث تتمكن من رفع المادة الهلامية. |
Şimdi CO2'yi bir kere yakaladığınızda onu yakalamak için kullandığınız malzemeyi tekrar tekrar geri dönüştürebilmelisiniz. | TED | والآن بعد أن جمعت ثاني أكسيد الكربون، فإنّه بإمكانك أن تعيد استخدام تلك المادة التي استخدمتها لتجمعه مرارًا وتكرارًا. |
Harmanlanan malzemeyi ekstruder'e gönderir ve orada eriterek spagetti benzeri plastik çubuklar oluşturmak için küçük delikli kalıplardan geçiririz. | TED | ونقوم بدفع هذه المواد إلى البثوق حيث نقوم بإذابتها ندفعها من خلال ثقوب صغيرة صانعين بذلك خيوط بلاستيك تشبة السباغيتي |
Gizli malzemeyi bulma girişimlerimin hepsi hezimetle bitti! | Open Subtitles | مُحاولتي للعثور علي المكون السري فشلت جميعها. |
Ama bu malzemeyi almak için kabineyi toplantıya çağırmam lazım. | Open Subtitles | لكنى مضطر لعقد إجتماع بالخيمة . للحصول على تلك الإمدادات |
Eminim gizli malzemeyi tahmin edebilirsiniz. | Open Subtitles | هل يمكن لأحدكما أن يذكر المكونات السريه؟ |
Eminim gizli malzemeyi tahmin edebilirsiniz. | Open Subtitles | هل يمكن لأحدكما أن يذكر المكونات السريه؟ |
Her Big Mac aldığında bir malzemeyi kenara koyuyorsun. | Open Subtitles | كل مره تشتري فيها شطيرة ماك كبيره وتقوم بتجنيب أحد المكونات |
Hükümetin iznine gereksinimi oldu petrolü ve malzemeyi bir kanal açarak taşımak için. | Open Subtitles | انه يعرف انه سيحتاج تصريح من الحكومه لحفر فناه عبر المستنقعات لادخال المعدات ثم لاخرج البترول |
Bu kadar malzemeyi neyle aldık sandın. | Open Subtitles | فكيف تعتقدين أننا اشترينا كل الخامات و المعدات ؟ |
Bu askeri malzemeyi almanın birkaç yolu var. | Open Subtitles | هناك العديد من الطرق للحصول على مثل هذه المعدات العسكرية |
genetik malzemeyi kromozomda doğru yere yerleştirme sorununun üstesinden gelen yeni ve heyecan veren gen terapisi formları var. | TED | هناك أشكال جديدة مثيرة للعلاج بالجينات التي تتغلب على مشكلة وضع المادة الجينية في المكان المناسب داخل الكروموسوم. |
Evet, oyma biraz kaybolmuş, ve, kuşkusuz, malzemeyi zaman zaman değiştirtmişler | Open Subtitles | أجل النقش يتلاشى قليلاَ بالطبع المادة تتغير مع الزمن |
Bu bulgu sonucunda bu malzemeyi göz içi lenslerde kullanmayı önerdi. | TED | وهذا الأمر أدى به إلى اقتراح تلك المواد كمادة جديدة للعدسات داخل العين |
Biz de kullanacağımız malzemeyi yapısal ölçülerinde, gerçek 3 boyutta küçük bir ev üzerinde modelledik. | TED | لذا نحن نصمم بالأبعاد الثلاثية الحقيقية، نصنع تصاميم البناء القياسية من نفس المواد التي سنستخدمها لاحقا لبناء المنزل. |
Gizli malzemeyi asla bulamayacaksınız. | Open Subtitles | لن تحصلوا علي المكون السري أبداً. |
Berkeley'li araştırmacılardan oluşan bir grup Gates Vakfı'ndan 15 milyon dolarlık bir fonla, artemisinin adında anahtar malzemeyi üretmek için yeni yollar üzerinde çalışıyor ve böylece ilaçlar 10 kat daha ucuz olacak. | TED | لذلك ، فريق من باحثي بيركلي ، بتمويل 15 مليون دولار من مؤسسة بيل جيتس Gates ، بدأوا تطوير طريقة جديدة لصنع المكون الرئيسي ، المسمى أرتميسينين، سيحاولون جعل هذا الدواء أرخص ب 10 مرات. |
Birileri malzemeyi aylardır kaçırıyor. Mazzara'nın tanıdık dostlarını içeren bir liste yaptım. | Open Subtitles | . شخص ما كان يستولي علي الإمدادات الطبيبة لأشهر لقد أعددت قائمة |