| Yapılacak en mantıklı şey, çöp kutularına izmarit atacak yer yapmak. | Open Subtitles | الشيء المنطقي الوحيد لفعله هو أن ترمي سجارتك في القمامة |
| Sanırım yapmamız gereken en mantıklı şey buradan defolup gitmek olacak. | Open Subtitles | لذا أعتقد أن الشيء المنطقي الوحيد هو بالنسبة لنا أن نخرج من هنا. |
| Yani bence yapılacak en mantıklı şey buydu. | Open Subtitles | أعتقد أن هذا هو الشيء المنطقي الوحيد بالنسبة لي لأقوم به |
| Buraya geldiğinden beri söylediğin en mantıklı şey. | Open Subtitles | هذا هو أول شيء معقول قلتم منذ كنت حصلت هنا. |
| Bu, bugün söylediğin illk mantıklı şey. | Open Subtitles | هذا أول شيء معقول تقوله اليوم |
| Aklıma gelen en mantıklı şey... onun buradan taşınması... ve bu ev için harcadığım emeğime karşılık... | Open Subtitles | إن الأمر المنطقي الوحيد الذي أستطيع التفكير به هو هو أن تنتقل هي من المنزل و أن تدفع لي بعض النقود للإصلاحات التي قمت با هنا |
| Yapılacak en mantıklı şey, bize izini kaybettirmek. | Open Subtitles | سيكون الشيء المنطقي الواجب فعله كي يقوموا بخداعنا |
| Yapmayı düşünebildiğim tek mantıklı şey söylediklerimi savunmak için bedenimi, sağlığımı özgürlüğümü ve ya hayatımı kullanmak. | Open Subtitles | الشيء المنطقي الوحيد الذي يمكن أن أعمله أَنْ ياستعملَ جسمَي أَو صحتي .. ... حريتيأَوحياتي... |
| Yapılacak tek mantıklı şey... | Open Subtitles | لذلك الشيء المنطقي الوحيد الذي ستفعله... |
| Yapılabilecek en mantıklı şey bu. | Open Subtitles | هذا هو الأمر المنطقي الذي يجب فعله. |
| - Yapılacak en mantıklı şey bu. | Open Subtitles | حسنٌ، إنه الأمر المنطقي لفعله |