Senin de bildiğin üzere mantarın etkisi sonsuza kadar sürmeyecek. | Open Subtitles | و تعرف طبعاً أنّ هذا الفطر لن يدوم إلى الأبد. |
mantarın olası kazançları ağaçlar arasındaki ağın bir parçası olmanın yanı sıra tam olarak açık değildir. | TED | لعل الفطر يستفيد من أوجه أقل وضوحا من كونه جزءا من شبكة بين الأشجار، لكن الطريقة بالضبط غير واضحة تماما. |
Kondiyal* mantarın yeni bir türü gibi görünen bir enzim yayarak. | Open Subtitles | بنشر إنزيم أنتج على ما يبدو من نوع جديد من الفطريات. |
O zamana kadar mantarın başka bir yere gitmemiş olmasını umsan iyi olur. | Open Subtitles | من الأفضل أن تأملي بحلول ذلك الوقت أنّ الفطريات لمْ تمضي في حياتها. |
Söylesene, o kadar derine inmişken mantarın olup olmadığına da baktı mı? | Open Subtitles | أخبرني، هل تحقق من وجود داء فطر المبيّضات بينما كان يفحصك بالأسفل أيضاً؟ |
Rachel, bir bok böceği ya da mantarın başı belaya girdiği her sefer seni arasam telefon elimizden düşmezdi. | Open Subtitles | رايتشل ان اتصلت بك كانت خنفساء أو نبتة فطر في محنة لبقينا على الهاتف |
Bazıları kızların, mantarın neden olduğu halüsinasyonlardan muzdarip olduğunu düşünüyordu veya beynin şişmesine neden olan bir durumdan. | TED | اعتقد البعض أن الفتيات عانين من هلاوس بسبب الفطر: أو حالة طبية أدت لتورم الدماغ. |
Sağol baba. Bazen ... mantar bulmak için mantarın olması gerekir. Zehirlenme ihtimaline karşı şişmeye hazır olun. | Open Subtitles | أحيانا يتطلب الأمر فطرا للعثور على الفطر جهزوا أنفسكم للتسمم |
Onun için kötü olmuş, ama bizim için iyi oldu. mantarın büyük ihtimalle, cinayet aleti aracılığıyla geldiğini söylemek istiyorum. | Open Subtitles | حسناً، أنه أمر سيء له ولكن جيد لنا على الأرجح الفطر أنتقل لسلاح الجريمة |
Bu mantarın, hâlâ bir metal üzerinde, kanıt olarak bulunma ihtimali pek yüksek değil. | Open Subtitles | أهناك إحتمال لبقاء الفطر السام ظاهرًا على سطح معدني أملس؟ |
Bu mükemmel bir düzenleme. mantarın çok karbondioksit üretmesi dışında zehirli havayıda arttırır. | Open Subtitles | إنه تلاؤم مثالي، عدا إنتاج الفطر للكثير من ثاني أكسيد الكربون الذي يسمم الهواء هنا |
mantarın şu ana dek en az bir düzine binaya ulaştığını tespit ettik. - Hepsini boşalttık. | Open Subtitles | حتّى الآن، وجدنا أنّ الفطر وصل إلى عشرة مبانٍ مأهولةٍ على الأقلّ، تمّ إخلاؤها. |
mantarın kaynağının tsunamiyle gelen kumlar olduğunu bulduk. | Open Subtitles | وكشفنا مصدر الفطريات لاحقاً في رمال أمواج تسونامي |
mantarın izini kaybetmiş olmamız paranın izini kaybettiğimiz anlamına gelmiyor. | Open Subtitles | حسناً، لمجرد أن أثر الفطريات أصبح بارداً، هذا لا يعني بأن أثر المال لم يزل ساخناً |
Kesinlikle. mantarın bulunduğu yerlerin bir listesini çıkarıyorum. | Open Subtitles | أنا تجميع قائمة من المعروف المواقع حيث تم العثور على الفطريات. |
Aslında çavdar, buğday ve diğer tahılları etkileyen bir mantarın yol açtığı bir hastalık. | Open Subtitles | أنها نوع من الفطريات التي تهاجم الجاودار والقمح والحبوب الأخرى. |
Tamam, bu mantarın ilerleyişini takip etmekte bize yardım edecek. | Open Subtitles | حسنا، وهذا سوف يساعدنا تتبع تقدم الفطريات و. |
Güvenlik kameralarından mantarın kontrol odasını kapladığı görülüyor ama bu sopaları kullanabiliriz. | Open Subtitles | معارض مراقبة فطر غطاء غرفة التحكم، ولكن يمكننا استخدام هذين القطبين. |
Ön testler kullandığı mantarların başka bir mantarın zehri ile doldurulduğunu gösteriyor. | Open Subtitles | الإختبارات التمهيدية كشفت أن الفطر الذى إستخدمه كان به سم من فطر أخر |
Çoğu mantarın halüsinasyon yarattığı bilinir. | Open Subtitles | عدّة تنويعات... فطر معروف لملكياتهم الهلوسية. |
Sen de üç haftadır çürüyor olsaydın, senin de birkaç mantarın çıkardı. | Open Subtitles | ... أذا كنت متحللا لثلاثة أسابيع فإنك على الأغلب ستحصل على فطر أو ربما إثنان |