"mazeretleri" - Translation from Turkish to Arabic

    • حجة غياب
        
    • الأعذار
        
    • أعذار
        
    • حجج غياب
        
    • الاعذار
        
    Kaçırma olayının olduğu geceye dair hepsinin mazeretleri var mı? Open Subtitles و هل جميعهم لديهم حجة غياب ليلة الاختطاف؟
    Adamın gittiği yere mazeretleri uyuyor mu diye blog ve seyahat kayıtlarını inceliyoruz. Open Subtitles تفحصنا المدونه وسجلات السفر لمعرفة اين هو كان و اذا كانت لديه حجة غياب.
    Bu bizi kontrol listemizdeki ikinci maddeye getiriyor: mazeretleri ortadan kaldır. TED وهذا ما يوصلنا إلى الغرض الثاني على القائمة: التخلص من الأعذار.
    Bütün hastalık izinlerimi ve uydurulabilecek bütün mazeretleri kullandım. Open Subtitles لقد إستغلّيت جميع أيام مرضي وكلّ الأعذار المعقولة
    Bütün Ballon malikanesi personelinin mükemmel mazeretleri var. Open Subtitles كل أفراد بالون .و موظفي المنزل لديهم أعذار مقبوله
    Tahmin edeyim. Hepsinin çok sağlam mazeretleri mi var? Open Subtitles ودعني احزر جميعهم لديهم أعذار غيابية قوية ؟
    Öncelikle iş arkadaşlarından şüphelendim, fakat hepsinin sağlam mazeretleri vardı. Open Subtitles في البداية شككت بزملائه و لكن جميعهم لديهم حجج غياب قوية
    Üç New York cinayetindeki mazeretleri doğrulandı. Open Subtitles الاعذار له الاختيار من ل جميع جرائم القتل نيويورك الثلاثة.
    - Evet ama sağlam mazeretleri var. Open Subtitles صحيح ، و لكن كلاً منهما لديها حجة غياب صلبة
    Dedektiflerimi şu fotoğrafları göstersinler diye oraya göndereceğim ama tahminimce mazeretleri doğrulanacaktır. Open Subtitles لذا سأجعل المحققين يديرون تلك الصور لكن أظنهم سيجدون حجة غياب
    Yani, hepsinin geçerli mazeretleri var. Open Subtitles في الواقع، كانوا جميعاً حجة غياب بعضهم البعض
    Eşlerinin mazeretleri var. Open Subtitles كل من الزوجتان لديها حجة غياب
    Eşlerinin mazeretleri var. Open Subtitles كل من الزوجتان لديها حجة غياب
    Hadi ama, tüm zamanını onunla geçiriyorsun, sonra da tüm o mazeretleri ortaya atıyorsun. Neden peki? Open Subtitles هيّا، أنت تقضين معظم وقتك معه وبعد ذلك تختلقين كل هذه الأعذار
    Onun bazı mazeretleri vardı. Open Subtitles تعلمين،سيقوم حتماً باختلاقِ بعض الأعذار بخصوص ذلك
    Kurtuluş Ordusu durumunda, mazeretleri ortadan kaldırmak gönüllülerin iki kapı önünde de durmaları. Bunu yaparlarsa bağışlar kesin artacaktı. TED في وضع "جيش الخلاص"، القضاء على الأعذار تعني الوقوف بجانب البابين، والتأكد بأنه عندما يقومون بذلك، ترتفع التبرعات.
    - Hatta bazı kimlikleri öylesine sorguya aldığımız kişilermiş. - Ama mazeretleri tutmuş. Open Subtitles مُعظمهنّ كُنّ فتيات عاديّات قبضنا عليهنّ للاستجواب، ولكن تمّ تأكيد أعذار غيابهنّ.
    Tüm bu çocuk büyütme mazeretleri.. Open Subtitles كل تلك كانت أعذار لكي تسلموا لهم أطفالَكَم...
    Dinle bak kaçak babaların çocuklarını görmeme mazeretleri olduğunu biliyorum ama "bir hafta öncesine kadar varlığını bilmiyordum bile" iyi bir bahane aslında. Open Subtitles تابير اسمعني , الأباء دائما يختلقوا أعذار واهيه لكي يتجنبوا رؤية أولادهم ولكن أنا فقط علمت بوجودك منذ أسبوع أعتقد ان هذا عذر جيد
    - ama hepsinin mazeretleri var. Open Subtitles -لكن لدى جميعهم حجج غياب
    Bu üçünün de geçerli mazeretleri var. Open Subtitles هؤلاء الثلاثة لديهم الاعذار.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more