Çok meşgul olduğunu biliyorum ama küçük bir iyilik isteyecektim. | Open Subtitles | أعلم أنك مشغول للغاية. أردت سؤالك .. معروفا. |
Seni aramaya çalıştım.. ..ama meşgul olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | لقد حاولت أن أتصل بك ولكنني أعلم أنك مشغول |
meşgul olduğunu biliyorum, yüz bakımı uzmanınızı aradım bile. | Open Subtitles | أعلم أنك مشغولة لذا قمت بالإتصال بمركز تجميلك |
Merak ediyordum da işlerin delice olduğunu ve büyük ihtimal meşgul olduğunu biliyorum ama belki kampüse uğramak istersin. | Open Subtitles | أعلم أن الوضع جنونيّ، وأرجّح أنّك مشغول... |
Daha fazlasını istedim fakat Lucky çok meşgul olduğunu söyledi. | Open Subtitles | لقد أردت المزيد .. لكن لاكي قال أنه مشغول للغاية |
Kusura bakma Sam, meşgul olduğunu biliyorum... ama öğle olmak üzere. | Open Subtitles | لو سمحت سام انا اعرف انك مشغول انها تقريبا وقت الظهر |
Dutch'a göreşemeyecek kadar meşgul olduğunu söylemiştin ama meşgul değildin. | Open Subtitles | هل اخبرت دتش بأنك مشغول ولا تستطيع مقابلته و لم تكن كذلك |
Evet, meşgul olduğunu biliyorum, ama seninle görüşmem gerekiyor, lütfen? | Open Subtitles | نعم، أعرف أنك مشغول ولكن لابد أن اراك، أرجوك |
Çok meşgul olduğunu biliyorum ama ama fırsatın olunca bana iyi olduğunu bildir. | Open Subtitles | , أعرف أنك مشغول للغاية , و عندما لا تكن كذلك اعلمني أنك بخير |
Çok meşgul olduğunu biliyorum, o yüzden kısa tutacağım. | Open Subtitles | أعلم أنك مشغول جداً، لذا سأدخل في صلب الموضوع. |
meşgul olduğunu biliyorum ama yaptırdığım bazı egzersizler var ve... | Open Subtitles | خسنا,اسمع,أعلم أنك مشغول. لكنني كنت أقوم بتلك التمارين.. |
Peki, her neyse, meşgul olduğunu biliyorum, bu yüzden oraya şimdi tek başıma gitmem gerektiğini düşündüm. | Open Subtitles | أجل، على أية حال، أعرف أنك مشغول لهذا خطر في بالي أن أذهب إلى مسكنها بنفسي الآن |
Bu aralar çok meşgul olduğunu biliyorum ama Yusuf Bey'in tezimi okuyup okumadığını öğrenmek istedim... | Open Subtitles | .. أعلم أنك مشغولة جداً هذه الأيام .. ولكن أردت أن أسأل هل قرأ السيد يوسف أطروحتى بعد |
Üzgünüm. Seni gerçekten meşgul, olduğunu biliyorum ama konuşmam lazım. | Open Subtitles | أعتذر ، أعلم أنك مشغولة جداً . لكنني أريد أن أتكلم معك |
- Birden bu akşam meşgul olduğunu anladın. | Open Subtitles | . أعتقد أنّك مشغول الليلة فجأة. |
- meşgul olduğunu söylüyor canım. | Open Subtitles | ــ قال أنه مشغول ـ قال أنه سوف يأتي، لماذا لم يأتي؟ |
meşgul olduğunu biliyorum Raul ama bahse girerim hala bazılarının peşinde koşuyorsundur. | Open Subtitles | اعلم انك مشغول يا راؤول، لكني اراهن انك لا تزال تعبث وتمرح قليلا |
Delphine Kulüp'te. Bugünlerde kart oynamak için çok meşgul olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | مع أنني متأكدة بأنك مشغول جداً عن الألعاب هذه الأيام. |
Onu göremeyecek kadar meşgul olduğunu söyledim ama gördüğün gibi beni reddetti ve seni ısrarla bekliyor işte. | Open Subtitles | أخبرتُه انك مشغولة جدا ولن تستطيعي رؤيته, لكن, كما تَرين, أهملني وبقي ينتظرك. |
Ve bir insanın onun hangi işle meşgul olduğunu öğrenmesi zordu. | Open Subtitles | و اذا وجد شخصاٌ ما انه من الصعب أن يفهم ما هي مهنته التي كان مشغولاً بها، |
Ona meşgul olduğunu söyle. | Open Subtitles | أخبريه بأنّك مشغولة |
meşgul olduğunu biliyorum ama şunu duyman gerek. | Open Subtitles | اسمع , أعلم بأنك منشغل لكن عليكَ سماع هذا |
Ezikçe. Ama Carol Lockwood ölü eş mazeretini sundu. Çok meşgul olduğunu söyledi. | Open Subtitles | هذا كسيحاً، لكن (كارول لاكوود)، لجأت إلى حيلة كونها أرملة، و قالت أنّها مشغولة كثيراً |
Elçimi geri gönderip, sorunlarımızla ilgilenemeyecek kadar meşgul olduğunu iletti. | Open Subtitles | أعاد الرسول مع كلمة بأنّه مشغولٌ جداً عن النظر في مخاوفنا |
Ne kadar meşgul olduğunu ve cemiyetimiz için ne kadar sıkı çalıştığını hepimiz biliyoruz. | Open Subtitles | نعلم جميعا كم هو مشغول وكم يعمل جاهدا من أجل المجتمع. |
meşgul olduğunu ve yardımcı olamayacağını söyledi. | Open Subtitles | قال انه مشغول ولايمكنه ان يساعدها |
Ne ile meşgul olduğunu bilmiyorum bile. | Open Subtitles | إنني لا أعلم حتى ما الذي يشغله! |