Günümüz gençleri mükemmel yaşamı ve yaşam tarzını elde etmekle daha meşguller ve bu genellikle | TED | شباب اليوم مشغولون أكثر بتحقيق الحياة المثالية وعيش حياة هانئة. |
Ailemin geri kalanı sıkıcı akademisyenlerdir. Klasik büyükelçilik arabamıza sarmaşık lig çıkartması toplamakla meşguller. | TED | بقية عائلتي هم أكاديميون مملون. مشغولون بتجميع لاصقات رابطة الإيفي ليلصقوها على سيارتنا إمباسادور الكلاسيكية. |
Seni sordular, ama sanırım buraya uğrayamayacak kadar meşguller. | Open Subtitles | لقد سألوا عنك, ولكنى اعتقد انهم مشغولون جدا ليمروا هنا. |
Mülteci kamplarındaki doktorlar, çoğunlukla çok meşguller ya da ebeveynlik için yeterli bilgi sahibi olmuyorlar. | TED | وغالبا ما يكون أطباء المخيم في حال تواجدهم، مشغولين جداُ، أو لا يملكون الوقت والمعرفة بأساسيات دعم التربية الوالدية. |
O kadar meşguller ki benimle konuşamıyorlar. Randevu almam gerekiyor. | Open Subtitles | انهم مشغولين جدا حتى لايمكنهم التحدث معى او يلتقوا بى فى موعد ما |
Stratejik olarak ileriyi düşünmek yerine günlük krizleri çözmek ile meşguller. | TED | فهم منشغلون عن التفكير المنظم بحل مشاكلهم اليومية. |
Paralarla bir yerleri havaya uçurmakla meşguller. | Open Subtitles | إنهم مشغولون للغاية . وكل شيء يقدمونه مقابل المال |
Kaptanlar, Amiral Adama'nın filomuza dahil ettiği saylon anagemisinden gemilerini korumakla meşguller. | Open Subtitles | القاده مشغولون للغايه بحمايه سفنهم من السفينه النجميه للسيلون التي رحب بها ادميرال اداما لتكون من اسطولهم |
Kendi küçük sorunlarıyla çok meşguller. | Open Subtitles | معذرة يا أخي انهم مشغولون بمشاكلهم الشخصية |
Anne, erkekler bu sıralar oldukça meşguller. | Open Subtitles | في الواقع يا أمي , الأشقاء مشغولون في الوقت الحالي |
Evet, bilirsin, bu çok aptalca... Onlar sadece... çok meşguller. | Open Subtitles | حسنا,تعرف,انه شيئ سخيف,هو فقط هم مشغولون جدا هناك |
Onlar birşeyleri berbat etmekle, bebekler gibi, oyuncaklarını ortalığa dökmekle meşguller ve biz de bunu temizlemek zorundayız. | Open Subtitles | إنهم مشغولون في اختلاق الفوضى يرمون ألعابهم كالأطفال، ونحن من عليه التنظيف |
Babam da bir süre dışarıda olacak. Anlayacağın meşguller işte. | Open Subtitles | أبي ستيغيب عن المنزل لمدة عشرة إلى عشرين يوماً إنهم مشغولون |
O kadar meşguller ki benimle konuşamıyorlar. Randevu almam gerekiyor. | Open Subtitles | انهم مشغولين جدا حتى لايمكنهم التحدث معى او يلتقوا بى فى موعد ما |
Bizi ilgilendirmeyen meselelerle meşguller gibi görünüyorlar. | Open Subtitles | انهم مشغولين فى اشياء لا تهمنا نحن اتعلم النوع الغير ميت؟ |
Gerçekten meşguller mi yoksa beni mi soğuk buluyorlar bilmiyorum. | Open Subtitles | لا أعلم إن كانوا حقاً مشغولين أم أنهم يتجاهلونني |
Demin bütün laboratuvar farelerini salıverdim, yani şu an bina boyunca araştırmalarını kovalamakla meşguller. | Open Subtitles | حسنٌ، لقد حررت كل الفئران لتوي، فهم مشغولين بملاحقة أبحاثهم في المبنى |
Yerdeki iç çamaşırlarına bakmakla bu kadar mı meşguller? | Open Subtitles | أم أنهم منشغلون بالنظر للثياب الداخلية على الأرض ؟ |
Dünyayı gezmekle çok meşguller. | Open Subtitles | لا, انهما مشغولان جداً فى السفر حول العالم |
Çok şükür, onlar şu Etrüksler ile meşguller son zamanlarda. | Open Subtitles | شكرا للرب .. أخيرا أنهم منشغلين كلهم مع هذه ايتروسان الخرة. |
Halkın nabzını tutmakla o kadar meşguller ki. | Open Subtitles | المشغولين بأخذ النبض من العامة! |
Aslında daha etkileyici olanı, burada olamayacak kadar meşguller. | Open Subtitles | بالواقع الاكثر اثارة للاعجاب انهم اكثر انشغالا من ان يتواجدوا هنا |
Şurası muhakkak ki Jo Gwan Woong ve Goongbon'un adamları bir şeyle meşguller. | Open Subtitles | من المؤكد ان كلا من جو جوان وانج و رجال الجون بون مشغلون بفعل شيء ما |
Solo ameliyat peşinde koşmakla meşguller. | Open Subtitles | إنّهم مشغولونَ بمطاردةِ الجراحاتِ المنفردة |