Orada yalnızca nasıl oy vereceğimizi, nerede dua edeceğimizi ne düşünüp ne söyleyeceğimizi, ya da nasıl film yapacağımızı Meclisin araştırmaya hakkının olmadığı yazıyor. | Open Subtitles | كل ما يقال أن الكونغرس ليس لديه الحق في تفقد طريقة التصويت أو أين نصلي، وما نفكر بهِ أو نقوله أو كيف نصنع الأفلام. |
Orada yalnızca nasıl oy vereceğimizi, nerede dua edeceğimizi ne düşünüp ne söyleyeceğimizi, ya da nasıl film yapacağımızı Meclisin araştırmaya hakkının olmadığı yazıyor. | Open Subtitles | كل ما يقال أن الكونغرس ليس لديه الحق في تفقد طريقة التصويت أو أين نصلي، وما نفكر بهِ أو نقوله أو كيف نصنع الأفلام. |
Hepsinin elinde güç vardı ama yanında, Meclisin katlanılmaz mesuliyeti de geldi. | Open Subtitles | كانت لديهم القوة، لكن أتت معها المسؤولية المنهكة عن الطائفة |
Kızgınım. Bunun için bir şeyler yapabilirim. Dokuz Meclisin vekiliyim ben. | Open Subtitles | إنّي غاضبة، وبإمكاني الثأر، إنّي وصيّة المعاشر التسع جميعًا. |
Savas zamanlarinda bu Meclisin kutlanacak anlara ihtiyaci olur. | Open Subtitles | في زمن الحرب المجمع يحتاج لحظات للاحتفال |
Teklif şöyle, bu Meclisin oturumlarını Meclis'in kendi alacağı karar haricinde... | Open Subtitles | يعلن هذا البرلمان أنه لا توجد سلطة سوف تحل هذا البرلمان |
Şimdi, bu operasyon Meclisin dikkatini çekmemeli. | Open Subtitles | الآن، هذه العملية لم يتم فحصها من قبل الكونجرس |
Liv ve sen Meclisin lideri olacaksanız neden bu adar üzüldü? | Open Subtitles | إذا كنت وليف حد سواء يمكن أن يكونوا قادة من السحرة الخاص بك، لماذا انها مجرد ينزعج لذلك؟ |
Senin o hayırsız cadı Meclisin en son hasat kızı için kendini feda etmeni istiyor. | Open Subtitles | معشرك الفاسد يتوقّع تضحيتك بنفسك لأجل آخر فتيات حصاد. |
- Meclisin, tehdit olarak gördüğü her şeyin peşine düşmeye hakkı var. | Open Subtitles | الكونغرس لديه الحق للسعى وراء أيّ شيء يظنه يشكل تهديداً. |
Aynı zamanda 130 sene önceki Meclisin geçici polis gücünden de haberdarım. | Open Subtitles | كما أُدركُ أنّه عندما أقرّ الكونغرس قانونَ العمل العسكريّ منذُ ما يقربُ من 130 عاماً، |
- Meclisin, tehdit olarak gördüğü her şeyin peşine düşmeye hakkı var. | Open Subtitles | الكونغرس لديه الحق للسعى وراء أيّ شيء يظنه يشكل تهديداً. |
Bunun için gömme töreninin, Meclisin oy kullanmasıyla aynı anda olmasını emretti. | Open Subtitles | لذلك , أمر أنْ تـقام مراسيم الدفن في نفس الوقت المحدد الذي الكونغرس كان يصوّت لإلغائـه |
Sen bu Meclisin düşmanısın ve yaşadığın müddet öyle kalacaksın. | Open Subtitles | أنتِ عدو لهذه الطائفة وستظلين كذلك ما حييتي. |
İkinizden de bu Meclisin potansiyelini yerine getirmemde yardımcı olmanızı istiyorum. | Open Subtitles | أحتاجكما لتحقيق العهد الذي قطعته لأجل تلك الطائفة |
İlgilendikten sonra da, bu Meclisin başka düşmanı kalmayacak. | Open Subtitles | وحين أفعل ذلك... لن يصبح لهذه الطائفة أعداء. |
"Dokuz Meclisin kararına uygun olarak, atalarımızın koyduğu yasalarında emri ile, | Open Subtitles | "بموجب القانون الذي سنّة السالفون وبحكم المعاشر التسعة" |
"Dokuz Meclisin kararına uygun olarak, atalarımızın koyduğu yasalarında emri ile, | Open Subtitles | "بموجب القانون الذي سنّة السالفون وبحكم المعاشر التسعة" |
Savaş zamanlarında bu Meclisin kutlanacak anlara ihtiyacı olur. | Open Subtitles | في زمن الحرب المجمع يحتاج لحظات للاحتفال |
Bu Meclisin, mesru varisi benim. | Open Subtitles | والوريث الشرعي لهذا المجمع |
Meclisin kilit üyeleri deneği kişisel olarak incelediler. | Open Subtitles | أعضاء أساسيون في البرلمان هم المشرفون هلى هذا المشروع |
Meclisin bir şey bilmemesi kimseye zarar getirmez. | Open Subtitles | ما لا يعرِفه الكونجرس لن يضرهم، أو يضرنا |
Yani Meclisin seni bulmak istiyorsa bunu eski usullerle yapmaları gerekecek. | Open Subtitles | حتى إذا السحرة الخاص بك يريد أن تجد لك، أنها سوف تضطر إلى القيام بذلك الطريقة القديمة. |
Meclisin dışarıda bir yerlerde... şu anda, aynı ayın altında seni arıyorlar. | Open Subtitles | معشرك هناك في الخارج حاليا,تحت نفس القمر يبحثوا عنك |
Alınmak yok. Biz sadece Meclisin emirlerini yerine getiriyoruz. | Open Subtitles | لا ضغينة، أنفّذ أوامر معشرنا فحسب. |