"memnun etmek" - Translation from Turkish to Arabic

    • إرضاء
        
    • إسعادك
        
    • الإرضاء
        
    • إسعاد
        
    • لإسعاد
        
    • لترضي
        
    • لارضاء
        
    • لإرضاء
        
    • ارضاء
        
    • إرضاءه
        
    • يرضى
        
    • لارضائك
        
    • لارضائهم
        
    • لأرضاء
        
    • لأسعدك
        
    Sadece hükümeti memnun etmek için var olmayı neden koruyayım? Open Subtitles و ماهو المغزى من حياتنا إن كان هدفنا إرضاء السلطة؟
    Baskıcı baba figürünü memnun etmek istiyor ama karşılığındaki sevgi yoksunluğu gücüne gidiyor. Open Subtitles انه يريد إرضاء صورة شخصية الأب المتطلب مما يُمثل غياب أي خيال متبادل
    Bu kadınlar,benim kız kardeşlerim ve hepsi de seni memnun etmek istiyor. Open Subtitles هذه النسوة جميعهن أخوتي، وكلهن يردن إسعادك
    O sizin hakkınızda ve ben sevgi memnun etmek çok kolay bir kızsın. Open Subtitles أنت فتاة سهلة الإرضاء جدا و أنا أحب هذا بكِ
    Bir oyuncu bir kadını oynadığında ve bir erkeği memnun etmek istediğinde dünyadaki tüm kadınların rollerini tek bir rolde toplar. Open Subtitles عندما تلعب ممثلة دور امرأة ..ترغب في إسعاد رجل ..تحاول ان تجمع كل نساء العالم في امرأة واحدة
    Sadece anneni memnun etmek için devam etmediğin için. Open Subtitles على عدم الخوض في الأمر فقط لإسعاد والدتك.
    Bazen, başkalarını memnun etmek kendimi memnun etmekten daha kolay göründü. Open Subtitles فى بعض الأحيان ، يبدو أنه من الأسهل إرضاء الآخرين عن إرضاء نفسك
    Çözülmeyi reddeden bir görevde müşteriyi memnun etmek zorunda olmasını sağladım. Open Subtitles لقد قمت بها بحيث يكون عليها إرضاء الزبون بمهمة والتي تقاوم الحل
    Buraya sadece Yıldız Geçidi Komutası'ndaki arkadaşlarımı memnun etmek ve gereksiz tavsiyelerinden kurtulmak için geldim. Open Subtitles قدومي لـ هنا كان مجرد إرضاء أصدقائي في قيادة بوابة النجوم ولأيقافهم من إعطائي المزيد من النصائح الغير مرغوب فيها
    Sadece, seni memnun etmek istedim. Open Subtitles أردت فقط إسعادك
    Tanrım, seni memnun etmek çok kolay. Open Subtitles يا إلهي، كم يسهل إسعادك
    Sizi memnun etmek çok zor. Open Subtitles كولبي وأنا بحثنا أيضاً أنت صعب الإرضاء
    Kızlar memnun etmek için eğitiliyor. TED تدربوا الفتيات على الإرضاء
    Efendimin, kadınları memnun etmek ve aşk üzerine çok meşhur yazıları vardır. Open Subtitles سيدي كاتب شهير بأمور الحب و كيفية إسعاد النساء
    Babasını memnun etmek için iç savaşa katılan oğulu. Open Subtitles الابن الذي انخرط في الحرب الأهلية لإسعاد أبيه.
    Sevgilini memnun etmek için bana zarar verdin bunu da haklı göstereceğini biliyorum. Open Subtitles لقد آذيتني لترضي محبوبه, وأعرف بأنك ستحاول تبرير الامر,لذا دعني أوضح الامر لك.
    Sırf bu pisliği memnun etmek için geri adım atmayacağım. Open Subtitles لن اتراجع في قراري فقط لارضاء ذلك الأحمق
    Katherine, bunu kendini memnun etmek için mi istiyorsun beni mi? Open Subtitles كاثرين , هل ستصعدين تلك التلال لإرضاء نفسكِ أم لإرضائي ؟
    - İçimden gelen bir şey. İşverenimi her açıdan memnun etmek isterim. Open Subtitles شىء داخلى وهو ارضاء رب عملى باى طريقة ممكنة
    memnun etmek konusunda endişe etmen gereken kişi ben değilim. Open Subtitles لستُ من عليكَ القلق بشأن إرضاءه
    Genç karısını memnun etmek için neredeyse her şeyi yapmaya hazır. Open Subtitles انه على استعداد ان يفعل اى شئ لكى يرضى زوجته الشابة
    Seni memnun etmek için her şeyi yapıyor ama sen onu eziyorsun. Open Subtitles هو يفعل كل شيء لارضائك وكل ما تفعلينه هو تحطيم حيويته
    Michael Corleone hakkında bir sürü şey uydurdum, onları memnun etmek için. Open Subtitles لذا ابتدعت الكثير عن مايكل كورليونى لارضائهم
    - Korkmalı da zaten. Bir erkeği öpücüğe boğarak memnun etmek başka. Open Subtitles يجب أن تكون كذلك، إنه الشيء الوحيد لأرضاء رجل بالقبلات.
    Seni memnun etmek için yapabileceğim herhangi bir şey var mı, anne? Open Subtitles هل هنالك شئ أستطيع فعله قط لأسعدك, أمي؟

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more