"memnun etmeye" - Translation from Turkish to Arabic

    • إرضاء
        
    • لإرضاء
        
    • لإسعاد
        
    • إسعاد
        
    • محاولة لارضاء
        
    • لإرضائي
        
    • إرضائه
        
    Doğru olduğunu düşündüğün şeyleri yaparak babanı memnun etmeye çalışmıyor muydun? Open Subtitles تُحاول إرضاء والدك عن طريق فعل ما تعتقد أنه صائب ؟
    Yani bilinçaltında hâlâ babanı memnun etmeye çalışıyorsun? Open Subtitles إذن بشعور لاواعي، أنت لا تزال تُحاول إرضاء والدك.
    Sürekli başka insanları memnun etmeye uğraşırken tek bir kişiyim nasıl derim? TED كيف يمكن أن أحتفظ بصفاتي عندما أضطر دائماً لإرضاء الناس ؟
    Hayatını başkalarını memnun etmeye harcayanlar aslında yaşamıyordur. Open Subtitles إذا كان رجلا أو امرأة يقضون حياتهم كامل لإرضاء الآخرين إنهم لا يعيشون على الإطلاق
    İşler kötü gitmeye başlayınca, sevgililerini memnun etmeye çalışırlar. Open Subtitles عندما يكونون على سرير الرذيلة الساخن لإسعاد أحبائِهم
    Biliyor musun sürekli birilerini memnun etmeye çalıştım. Open Subtitles لفترة طويلة كنت أحاول إسعاد الأخرين دوما
    - Sense onu aptal fabrika anlaşmasıyla memnun etmeye odaklanmıştın ve kendi oğlunun zihnini nasıl zehirlediğini görmedin Open Subtitles هل كانت تركز حتى على محاولة لارضاء لها مع أن صفقة مصنع غبي التي لم لا نرى كيف كانت تسميم العقل ابنك بك.
    İkiniz de beni memnun etmeye çok hevesliydiniz ben de neden biraz eğlenip... Open Subtitles رأيت أنكما متحمسان لإرضائي ففكرت لم لا أحظى ببعض المرح؟
    Buradan, sanki onu memnun etmeye çalışıyormuşsun gibi görünüyor. Open Subtitles بدا الامر وكأنك منشغلٌ تحاول إرضائه
    Yanımda olmayan birini memnun etmeye çalışmayacağım artık. Open Subtitles لقد سئمت من مُحاولة إرضاء شخص ما لم يتواجد قط هُنا
    Özetlemek gerekirse, her zaman kendimi memnun etmeye çalıştım, diğerlerini değil ve her nasılsa işe yaramış görünüyor, çünkü sanırım diğer insanlardan o kadar da farklı değilim. TED باختصار، دائمًا ما أحاول إرضاء نفسي، وليس الآخرين وبطريقة ما، أرى أن هذا قد نجح لأني أعتقد بأني لست مختلفًا عن الآخرين.
    Hâlâ annemi memnun etmeye mi çalışıyorsun? Open Subtitles ألا تزالين تحاولين إرضاء والدتنا؟
    # Ömrünü geçiriyor memnun etmeye çalışarak adamını # Open Subtitles ♪ إنها تقضي حياتها في إرضاء رجلها ♪
    Portekizlilerin imparatorluklarını genişletme arzularını ve İspanyolların bu durumdan zarar görmeme dileklerini tatmin etmeye ve siz Papa'yı bu iktidar sahiplerinin artık kilisenin gücüne karşı bir tehdit oluşturmayacakları hususunda memnun etmeye... Open Subtitles لإرضاء الرغبة البرتغالية من أجل تكبيرإمبراطوريتهم... لإرضاءالرغبةالإسبانيةتلك وهذابدون أذى... ..
    Yanlış kardeşi memnun etmeye pek heveslisin. Open Subtitles يالك من متلهف لإرضاء الأخت الخطأ
    Buraya seni memnun etmeye geldim. Aileni memnun etmeye. Open Subtitles جئت هنا لإرضائك، لإرضاء عائلتك
    Bu kadarı kurumu memnun etmeye yeter mi? Open Subtitles هل هذا كافياً لإسعاد الوكالة؟
    Kendinden başka herkesi memnun etmeye çalışırken sinir krizinin eşiğine gelen sen miydin? Open Subtitles هل كدت تصابين بانهيار عصبي وأنت تحاولين إسعاد الجميع فيما عدا نفسك؟
    Beni tanırsın. İnsanları memnun etmeye bayılırım. Open Subtitles و أنت تعرفني أحب إسعاد الناس
    Yanımda bile olmayan birini memnun etmeye çalışmayacağım artık. Open Subtitles انتهيت محاولة لارضاء شخص ولا حتى هنا.
    Bütün çabanı beni memnun etmeye harcamanı istiyorum. Open Subtitles أريدك أن تضع كافة جهودك لإرضائي
    - O zaman memnun etmeye çalışma. Open Subtitles ."اذا لا تحاول "إرضائه

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more