"merdivenlerde" - Translation from Turkish to Arabic

    • الدرج
        
    • السلالم
        
    • السلم
        
    • السلّم
        
    • على الدرجات
        
    • عتبة الباب
        
    • على الدّرج
        
    • السُلّم
        
    O gece merdivenlerde paraları sayarken beni bir tek sen gördün. Open Subtitles أنتِ الوحيدة التي رأيتني أعُدّ المال على الدرج في تلك الليلة.
    merdivenlerde zaman geçirmek isteyen insanları görmek büyüleyici bir şey. TED إنه أمر رائع بالنسبة لي أنك ترى أشخاصًا يريدون أن يقضوا الوقت على الدرج.
    Onu son gördüğümde, merdivenlerde ağlıyordu. TED آخر مرة رأيته كان جالساً يبكي على الدرج
    O merdivenler 30 cm uzunlukta, bu yüzden Pee-Wee merdivenlerde aşağı yukarı inip çıktığında onlarla bir çocuk gibi anlaşıyor. TED يبلغ ارتفاع السلالم 12 إنشًا، فعندما يصعد ويهبطُ بي وي تلك السلالم، يتعاملُ معهم كطفل.
    Sarsılmış bir şekilde, kitaplarımı merdivenlerde bıraktım ve aceleyle eve gittim ve yine oradaydı. TED مرتعشةً، تركت كتبي على السلالم وأسرعت إلى المنزل، وهناك تكرّر الأمر مجدّدا.
    Gitmek için tereddüt ediyorduk ama merdivenlerde yaptık. Open Subtitles تردد سواء أن يترك، نحن عملنا هو على السلم.
    Şehir merkezinde bir fabrikaya gittiler, merdivenlerde durup boşluğa doğru baktılar. Open Subtitles ذهبا إلى مصنع بوسط المدينة، وقفا على السلّم ونظرا إلى المكان
    merdivenlerde bekliyeceğiz. Open Subtitles سنقف على الدرج , تعالى ديستل مع الكنيسه فى الخلفيه
    merdivenlerde dikkatli ol. Bacağını kırma. Open Subtitles كوني حذرة عند نزولك الدرج لا تكسري رجلكِ
    merdivenlerde dikkatli ol. Bacağını kırma. Open Subtitles كوني حذرة عند نزولك الدرج لا تكسري رجلكِ
    Mini etek giydiğinde, merdivenlerde arkasını örterdi. Open Subtitles عندما كانت تلبس تنورة قصيرة , كانت تغطي نفسها عند صعود الدرج
    Natasha merdivenlerde düşmüştü, ben de düştüm. Open Subtitles سقطت ناتاشا أسفل الدرج، الآن أنا تقع أسفل الدرج.
    Ve kendimi iğrenç hissettim, dışarı çıktım ve merdivenlerde oturdum. Open Subtitles فشعرت بالســوء و ذهبنــا للخـارج وجلسنــا على الدرج الأمامـي
    Şimdi bütün hayatını merdivenlerde, mağalarda ve tren istasyonlarında bekleyerek geçiriyorsun. Open Subtitles قضيت الكثير من وقتك تنتظر في السلالم والكهوف ومحطات القطار
    merdivenlerde leopar desenli bir saç bandı gördüm. - O işte. Open Subtitles لقد رأيت عصابة رأس من قماش النمر على السلالم
    Onu Noel arifesinde merdivenlerde bırakamayız. Open Subtitles لا يمكن أن ندعها ملقاة في السلالم في ليلة عيد الميلاد
    Nelson 4. ve 5. katlarda güvenliği sağlıyor, Anderson merdivenlerde. Open Subtitles افحص المستوى الرابع والخامس اندرسون افحص السلالم
    Hayatımı ne zaman yapacağını merak edip merdivenlerde koşturarak geçiremem. Open Subtitles لا أستطيع قضاء حياتي صاعدة السلالم منتظرة حدوث ذلك
    Stajyer başhekiminizin merdivenlerde arkadaşımla oynaşması hariç. Open Subtitles ماعدا أن رئيسك المؤقت يمارس الجنس مع صديقتي في السلالم
    "merdivenlerde kayıp düşmemeye özen göstermek zorundaydık..." Open Subtitles ونحن كان لا بدّ أن نحترس كى لا ننزلق على درجات السلم
    Duşta garip bir el ve merdivenlerde de korkunç bir şey vardı. Open Subtitles وبعد ذلك رأيت تلك اليد الغريبه عندما كنت أخذ دشا ثم ذلك الشيىء الفظيع على السلم
    Başka koşullarda içinde inci kayışla merdivenlerde koşturmak.. Open Subtitles في أية ظروف أخرى، كان صعود السلّم بسروال لؤلؤي،
    Çünkü sarhoş bir şekilde merdivenlerde oturuyorsun. Open Subtitles لأنك جالسٌ على الدرجات ثملٌ تغني لنفسك، بإمكانك أن تصيغها هكذا
    Yetimhane merdivenlerde seni bu oyuncakla birlikte bulmuş. Open Subtitles ملجأ الأيتام وجدك على عتبة الباب مع هذا الشئ.
    merdivenlerde koşuyorlardı ve bu şey düştü. Open Subtitles لقد كانوا يتمرّنون على الدّرج , ثم تحطم المدرّج
    merdivenlerde bekçilik yapıyor. Open Subtitles إنّها تحرس السُلّم

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more