"merkezindeki bir" - Translation from Turkish to Arabic

    • في وسط
        
    • في المركز
        
    Bugün dağıtım yaparken şehir merkezindeki bir binaya birkaç paket bıraktık. Open Subtitles في طريقنا اليوم اوصلنا طرود عديدة إلى مبنى في وسط المدينة
    Scott'ın kredi kartı kayıtları şehir merkezindeki bir barın sürekli müşterisi olduğunu gösteriyor. Open Subtitles بطاقة ائتمان سكوت تبين انه يتواجد بشكل منتظم في حانة في وسط المدينة
    Bugün dağıtım yaparken şehir merkezindeki bir binaya birkaç paket bıraktık. Open Subtitles في طريقنا اليوم اوصلنا طرود عديدة إلى مبنى في وسط المدينة
    Eşinize, alışveriş merkezindeki bir arabayı alıp, gezintiye çıkan oğlunuzdan bahsediyordum. Open Subtitles كنت أخبر زوجك أننا قبضنا على ابنك. لقد سرق سيّارة في المركز التجاري وأخذها في جولة للإستمتاع.
    Eşinize, alışveriş merkezindeki bir arabayı alıp, gezintiye çıkan oğlunuzdan bahsediyordum. Open Subtitles كنت أخبر زوجك أننا قبضنا على ابنك. لقد سرق سيّارة في المركز التجاري وأخذها في جولة للإستمتاع.
    Hayır, bunları alış-veriş merkezindeki bir tezgahtan aldım. Open Subtitles لا, حصلت على هذه من عربة في المركز التجاري
    Görünüşe göre şehir merkezindeki bir ofis binasından geliyor. Open Subtitles يبدو أن قادم من مبنى للمكاتب في وسط المدينة
    Plaka şehir merkezindeki bir paravan şirketine ait. Bundan bir şey çıkmaz. Open Subtitles اللوحة مُسجلة باسم شركة غطاء في وسط المدينة، إنّها نهايةٌ ميتة
    Şehir merkezindeki bir avukat, gelen kargo paketini açtığında yüzüne Sarin püskürmüş. Open Subtitles محام في وسط المدينة قد فتح طردا ورُش في وجهه بالسارين.
    Tam olarak bugün şehir merkezindeki bir sanat galerisine girdim ve müstakbel karımı orada ilk defa gördüm. Open Subtitles في مثل هذا اليوم دخلت الى معرض فنون في وسط المدينة ورأيت لأول مرة زوجتي المستقبلية
    Son sekiz yılda şehir merkezindeki bir kadın barınağında çalışmış. Open Subtitles في أخر 8 سنوات كانت تعمل في ملجأ للسيدات في وسط المدينة
    Üç dakika önce şehir merkezindeki bir depoya girdi. Open Subtitles دخل إلى مستودع صغير في وسط المدينة منذ 3 دقائق
    Şehir merkezindeki bir elektronik mağaza çıktı. Open Subtitles تتبّعتُ الرقم التسلسلي للطابعة إلى متجر إلكترونيّات في وسط المدينة.
    Bogota merkezindeki bir alışveriş merkezine 100 kilo patlayıcıyı yerleştirmekle çok ileri gitmişti. Open Subtitles خارج مركز تسوق في وسط بوغوتا قبل أسبوع من بداية الدراسة فلا يمكن لأحد إنكار أنه قد اجتاز كل الخطوط
    Şehir merkezindeki bir iş yeri binasını işte böyle oluşturup birleştirirsiniz. Glens Falls, New York'ta, eksik olan kısımları yeniden yapmaya çalıştığımızda da olan şey buydu, öyle değil mi? TED على أي حال ، هذا هو كيف تؤلف وتجمع المبانى التجارية في وسط المدينة ، وهذا ما يحدث عندما تكون في جلن فولز، نيويورك ، عندما حاولنا أن نفعل ذلك مرة أخرى ، اين كان النقص، أليس كذلك؟
    Tamam, bu yer alışveriş merkezindeki bir kiosk kadar güvenli. Open Subtitles رغم أنّ القبو مزحة، إتفقنا؟ هذا المكان مؤمن بقدر كشك في المركز التجاري.
    Kurbanın ismi Darcy Cho. 2 yıldır şehir merkezindeki bir firmada avukat. Open Subtitles أسم الضحية (دارسي شو) محامية في السنة الثانية وطيدة في المركز
    Oni, Baylor'un işleri, şehir merkezindeki bir depodan yürüttüğünü söylüyor. Open Subtitles وقال (اوني) هناك مستودع في المركز

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more