"mesaj atıp" - Translation from Turkish to Arabic

    • راسلني
        
    • تراسلني
        
    • تراسلك
        
    • راسلت
        
    • راسلتني
        
    • سأرسل رسالة
        
    • رسالة نصية
        
    • مراسلتي
        
    • بمراسلتي
        
    En kötü kısmı, mesaj atıp atmadığını görmek için telefona bakıp durmamdı. Open Subtitles الجزءالسيء.. أني أستمر في تفقد جوالي لأرى إن راسلني
    Bana iki haftada bir mesaj atıp verdiği tren biletini hâlâ kullanmadığımı hatırlatıyor. Open Subtitles حسناً، هي حرفياً تراسلني كل أسبوع لذكرني أني مازلت لم أستخدم بطاقة القطار التي أعطتني إياها.
    Böldüğüm için özür dilerim ama ortağınız size mesaj atıp duruyor. Open Subtitles آسف على المقاطعة، لكن شريكتك كانت تراسلك
    Andy'e mesaj atıp, yanlış alarm olduğunu söyledim. Open Subtitles إذا لقد راسلت (أندي) وأخبرته أنه إنذار خاطئ.
    mesaj atıp biraz uzanması gerektiğini söylemişti. Open Subtitles لقد راسلتني لتُخبرني أنها بحاجة لبعض الراحة
    Silas'a mesaj atıp, geldiğimizi haber vereyim. Open Subtitles سأرسل رسالة إلى سيلاس نعلمه فيها أننا نوقف السيارة
    Tüm gün mesaj atıp durdu. "Lütfen, lütfen, lütfen" diye Open Subtitles ظل يرسل لي رسالة نصية طيلة اليوم يرجوني فيها للمجيء
    Şimdi aptal hapları için bana mesaj atıp duruyor. Open Subtitles والآن، لا ينفك عن مراسلتي لأجل عقاقيره المعتوهة
    Alex mesaj atıp gösteriden sonra gelmemi söyledi. Open Subtitles لقد قام اليكس بمراسلتي وطلب منى أن آتي بعد العرض
    Atmıyordum ki. Bana mesaj atıp atmadığına baktım. Open Subtitles لن أفعل, كنت فقط أتأكد ان كان راسلني هو
    Bana mesaj atıp iyi olduğunu söyledi, Open Subtitles راسلني و قال بأنه بخير
    Yüzbaşı Gregson mesaj atıp, dün gece Patricia Ennis'in evinde bir olay olduğu söyledi. Open Subtitles القائد (جريجسون) راسلني قائلاً بأنه هناك نوع من الأزعاج في منزل (باتريسيا اينيس) الليلة الماضية
    Birden gazeteye gelmiş ve beni orada bulamayınca takip ederek yanıma geldi ve o andan beri durmadan mesaj atıp, duruyor. Open Subtitles -لقد ذهبت إلي المكتب وعندما لم تجدني تعقبتني في الغذاء ومنذ حينها وهي تراسلني
    Fakat kız kardeşi o günden beri mesaj atıp duruyor. Open Subtitles لكن اخته تراسلني منذ ذلك الوقت
    Sürekli mesaj atıp duruyor amına koyayım. Open Subtitles لا تنفك تراسلني
    Eşin mesaj atıp duruyor. Open Subtitles يا زعيم، زوجتك تراسلك.
    Dün gece Ryan'a Shana'nın eski erkek arkadaşıyla ilgili mesaj atıp senin için o eski polis raporlarını getirmesini... Open Subtitles لقد راسلت (رايان) ليلة أمس بشان خليل (شانا) السابق ...وأخبرته أن يجلب هذه ملفات الشرطة القديمة هذه إليك ما...
    - En son bir kaç saat önce mesaj atıp onu bulduğunu söyledi, o saatten beri ses seda yok. Open Subtitles راسلتني قبل ساعتين، وقالت أنّها وجدته، لكنّي لمْ اسمع منها خبراً منذ ذلك الحين.
    Annem mesaj atıp duruyor. Bak, ne yaparsan yap, Blair. Open Subtitles والدتي راسلتني , انظري , افعلي ماتريدين يا (بلير) ..
    Annene mesaj atıp soracağım. Open Subtitles سأرسل رسالة لإمك لإتأكد.
    Joan'a mesaj atıp yakın zamanda Yargıç Vaughn'la içlerinden biri sorun yaşamış mı bakmasını isteyeceğim. Open Subtitles سأرسل رسالة إلى (جوان)، وأطلب منها لترى إن حظي أحد من جماعتهم بمشاكل مؤخراً مع القاضي (فون)
    Ona mesaj atıp ön elemeleri geçtiğimi söyledim. Open Subtitles أرسلت لها رسالة نصية و أخبرتها بنجاحي بالمرحلة الأولية
    Gittiğimizde sana mesaj atıp olup biteni anlatırım sana. Open Subtitles سوف ارسل لك رسالة نصية اذا وصلنا و اخبرك بما يجري هناك
    Her şeyi bırakıp gel diye mesaj atıp koştura koştura buraya getirtip görmezden gelemezsin. Open Subtitles لايمكنك مراسلتي لترك عملي إستعجالي في القدوم وثم تجاهلي
    - Hemen dâhil olmak istersiniz. - Dostum, babam mesaj atıp duruyor. Open Subtitles ـ عليكم الدخول حالاً إليه ـ يا رفيق، أبي يستمر بمراسلتي

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more