| Eğer meslektaşlarının yanından acilen ayrılman gerekirse bunu son çare olarak bullanabilirsin. | Open Subtitles | إن احتجت أعذار لترك زملائك هذا طريقة الأخيرة إن احتجت للمغادرة سريعا |
| meslektaşlarının senden daha çok ilgi çekmesinden mi korkuyorsun? | Open Subtitles | هل تخشى أن زملائك في المعمل الجنائي سيسرقون الأضواء ؟ |
| meslektaşlarının piyasada kalabilmek için karanlık işlere girdiği oldu mu? | Open Subtitles | هل اي من زملائك دخل الى مناطق شائكة في محاولة لرفع رأسه عاليا ؟ |
| Babamız ve meslektaşlarının çoğu bir tür iletim sergiliyorlardı. | TED | أبدى والدي والعديد من زملائه نوعًا من الإرسال وعدم الاستقبال |
| Ama bu akşam meslektaşlarının karşısına çıkabilmek için özel öpücüğe ihtiyacı olacak. | Open Subtitles | لكنّه سيحتاج القبلة الخاصّة لمواجهة زملائه اللّيلة |
| Ama meslektaşlarının arasında bunu hissettirmen pek profesyonelce değil. | Open Subtitles | ولكنه ليس إحترافي منك هذه المشاعر في هذا الجو وحولكم الزملاء |
| Yönetim kurulu üyesiydin. meslektaşlarının saygı duyduğu biriydin. | Open Subtitles | وعضوة في مجلس الإدارة ولديك احترامك بين زملائك |
| Bu, Amerika'daki meslektaşlarının sen orada çalıştığın sırada görmene izin verilmeyen bütün iletilerinin içeriyor. | Open Subtitles | هذا يحوي كل اتصالات زملائك في أمريكا التي لم يكن مسموحًا لك برؤيتها عندما كنت تعمل هناك |
| meslektaşlarının seni takip etmeyeceklerinden emin olacağım. | Open Subtitles | لا عليك سأتأكد من ألا يكون هُناك أحد قد لاحظك من زملائك |
| meslektaşlarının bayıldığı bir diğer kararım da buydu. | Open Subtitles | قرار آخر زملائك كانوا مولعين به |
| Bazı meslektaşlarının neler yazdığını okumalısın. | Open Subtitles | يجب ان تقرأي ما كتبه زملائك |
| Ne kendisinin ne ailesinin, ne meslektaşlarının ve tabiî ki ne bizim ne de onların yaşamını önemsiyor. | Open Subtitles | لا حياته. ولا حياة عائلته ولا حياة زملائه. |
| Kang Efendi en önemli yöneticisi Qiu'yu loncadaki meslektaşlarının önünde cezalandırmıştı. | Open Subtitles | عاقب السيد كانغ اكثر المدراء قيمة عنده المدير تشيو أمام اعين زملائه في النقابة |
| meslektaşlarının gözünde geçerli kalmak için toplayacaktır. | Open Subtitles | ما يكون مشروعاً في عين زملائه. |
| Eski gurbetçi casus meslektaşlarının geldiği bir restoranı var şimdi. | Open Subtitles | شهير مع زملائه الجواسيس المنفيين |
| İkinci düşüncesi, kendisi bunu akıl edebildiyse Almanya'da kalan Alman meslektaşlarının da akıl edebilecek olmalarıydı ve bu onu çok korku. | Open Subtitles | د.ويلياملانوتيه كاتب سيرة ليو زيلارد كان اعتقاده الثاني أنّه لو فكّر في ذلك فبإمكان زملائه الألمان الذين ظلّو في "ألمانيا" أن يفكّرو بها أيضاً |
| John Romano bir vücut geliştirme dergisinin baş editörü ve medyadaki meslektaşlarının steroidlere dair düşüncelerine katılmıyor. | Open Subtitles | جون رومانو) هو المحرر الرئيسي) لإحدى مجلات كمال الأجسام وهو يخالف رأي زملائه الإعلاميين حول السترويد |
| Burada bulunduğu kısa süre içinde meslektaşlarının ciddi bir kısmını kendinden soğutmayı başardı. | Open Subtitles | فى فتره لايته هنا هو قام بعداء عدد ملحوظ من الزملاء. |
| Halkımız çaresizce bir vatan arayışında diyorsam kaçtıkları şey meslektaşlarının sert sözleri veya Nobel komitesinin görmezden gelmeleri değil. | Open Subtitles | عندما أقول لك ذلك شعبنا يائس من المنزل وأليست كلمات قاسية من الزملاء الغيورين وهم يهريون |
| Şu anda, senin ve özelliği olmayan diğer meslektaşlarının birbirlerine yardım edebileceği bir safhadasın. | Open Subtitles | أنت وصلت أخيارً لتلك المرحلة حيث .. أنت وزملائك الغير بارعين مثلك تدربتم بما يكفي لمساعدة بعضكم البعض |