Ama şuan Metropolis'in para çantalarıyla tanışma vakti. | Open Subtitles | ولكن الان حان الوقت لمقابلة اثرياء ميتروبوليس |
Metropolis'in en önemli kişilerinden bir düzinesi yakın zamanda saldırıya uğradı. | Open Subtitles | زيادة عن الدزينة فى ميتروبوليس تعرضوا للا صابة موخرا |
National City, Metropolis'in sorunlarıyla uğraşmak zorunda kalmasın. | Open Subtitles | ناشينوال سيتي ليست بحاجه لمشاكل ميتروبوليس. |
Metropolis'in mükemmelliğinde yeni parlak bir mücevher. | Open Subtitles | جوهرة جديدة مشرقة في متروبوليس وتضمينه في التاج. |
Metropolis'in zengin ve ünlülerinin estetik cerrahı? | Open Subtitles | جراح عمليات التجميل لمشاهير وأثرياء متروبوليس |
National City, Metropolis'in sorunlarıyla uğraşmak zorunda kalmasın. | Open Subtitles | ناشينوال سيتي ليست بحاجه لمشاكل ميتروبوليس. |
Ben daha çok, Metropolis'in olmazsa olmazı insanlarla yüz yüze konuşmanı ve beni uzun soluklu konuşmalardan kurtaracağını umuyordum. | Open Subtitles | أنا كنت أفكر أكثر في محاذاة الخط تحصلين على بعض المقابلات (مع وجهاء (ميتروبوليس وتنقذينني من بعض الخطابات المطولة |
"Metropolis'in enerji hatlarını kıyamete kadar besleyecektir." | Open Subtitles | (شبكات كهرباء (ميتروبوليس" "تغذى إلى الأبد |
Metropolis'in çöp ihalesini mi aldınız? | Open Subtitles | عقد إعادة التدوير الذي أعطتكما إياه مدينة (ميتروبوليس) ؟ |
Bir kişinin, Metropolis'in "en önemli kişiler" listesinde olup ta | Open Subtitles | لا يمكنني تخيل أي أحد من (ميتروبوليس) لا يودّ الظهور... |
Sen Metropolis'in sokaklarında olmayı daha çok istiyorsun. | Open Subtitles | أنت فقط أكثر بكثير في البيت مما في شوارع (ميتروبوليس) |
Son bir kaç günde, çok kısa süren bir malzeme transferi olmuş, Metropolis'in sınırındaki Ridge tesisine. | Open Subtitles | في الأيام القليلة الماضية، كان هناك إضطرب من نقل الأجهزة إلى احدى المراكز خارج (أطراف العاصمة (ميتروبوليس |
"Metropolis'in enerji hatlarını kıyamete kadar besleyecektir." | Open Subtitles | (شبكات كهرباء (ميتروبوليس" "تغذى إلى الأبد |
Metropolis'in en iyi lokantasında, bu akşam için ikimize yer ayırtmış. | Open Subtitles | قام بحجز لكلينا، هذه الليلة في أفضل (مطعم لشرائح اللحم في (ميتروبوليس |
Yani bu ateş çıkarıcı Metropolis'in önemli suçlularındanmış. | Open Subtitles | أساساً، ذلك المفرقع تهديد كبير لـ(ميتروبوليس). |
Voltaj yükselişi Metropolis'in aşağılarında bir yeri gösteriyor. | Open Subtitles | يظهر ارتفاعاً في شدة التيار في مكان ما وسط (ميتروبوليس). |
Ve bir tane daha içki sizin bir zamanlar Metropolis'in en iyi muhabirlerinden biri olduğunuz gerçeğini silmeyecek. | Open Subtitles | شراب آخر لا يمكن أن يجعلك تنسى بأنك كنت من أفضل المراسلين في متروبوليس |
Aslında bu sabah Metropolis'in kurtarıcı muhabirinden haber okumayı bekliyordum. | Open Subtitles | كنت أتوقع أن أقرأ عن إنجازات منقذ (متروبوليس) بصحف هذا الصباح. |
Metropolis'in Lane ve Kent'in | Open Subtitles | - دعونا متروبوليس نعلم أن لين... |
Metropolis'in hemen dışında bir motel vardı ve o benim gitmeme izin vermedi. | Open Subtitles | كنا بهذا النزل خارج (متروبوليس)... و لم يتركني أذهب. |
Kendini tanıtmaya gerek duymadığımız Metropolis'in kötü çocuğu ve kendinin de kabul ettiği gibi Yasa dışı insanlardan biri olan Oliver Queen. | Open Subtitles | لا يحتاج للتقديم... فتى (متروبوليس) الشقي الذي اعترف أنّه حارس ليلي، (أوليفر كوين) |