"mihrabın" - Translation from Turkish to Arabic

    • المذبح
        
    • مذبح
        
    mihrabın kenarında gördüğüm ilk şey, kırmızı bardak içindeki küçük mumlar oldu. Open Subtitles أول شىء رأيتة كان المذبح الشموع الصغيرة داخل الزجاج الأحمر
    Sizi gördüm, küçük bir çocukken, mihrabın altına saklanıyordunuz. Open Subtitles رأيتك، عندما كنت صبياً صغيراً تختبئ تحت المذبح
    Yukarıda, mihrabın orada bir şişe var. Open Subtitles هناك بأعلى ، على المذبح العلوي ، قنينة صغيرة
    Bence cemaat bunu onaylamaz. Tam da mihrabın üzerine bir yapı. Open Subtitles لا أعتقد بأن ذلك التجمع من أجل عقيدة الإيمان تؤيدك على بناء مسرح على المذبح
    Ortam loştu ama birini gördüm... ..mihrabın önünde diz çökmüştü. Open Subtitles الضوء كان معتم يا سيدى ولكنى كنت قادر على رؤية أحدهم الذى كان يركع فى أتجاه مذبح الكنيسة
    Yaraları ciddi olanları yüksek mihrabın oraya götürün! Open Subtitles ليكن من كانت إصابته أشدّ أقرب إلى المذبح الرئيس
    Papaz yardımcısı bir çocuk ile mihrabın arkasında oral seks yapıyorlarmış. Open Subtitles هي مداعبة فموية مع فتى المذبح خلف المذبح
    mihrabın yanında kardeşimin ve kocasının yanında, düşündüm bu tören, evlilik töreni, peri masalının son perdesi. Open Subtitles وكما فهمت بجانب المذبح .بجانبأختىوزوجها,أن. قد أذهلنى أن هذه الطقوس المسماه حفل الزفاف هى حقا المشهد الأخير من حكايه خياليه لا يقولون أبدا ما يحدث بعد ذلك
    Kim, mesela, hala mihrabın üzerinde sevişiyor? Open Subtitles من يقيم علاقات على المذبح الآن؟
    mihrabın ve sunağın yerine de mi karar vereceğim? Open Subtitles و مذبح الكنيّسة ، و المذبح الرئيسي ؟
    Düz gidin, mihrabın hemen sağında. Open Subtitles للامام مباشرة ثم على يمين المذبح
    ...mihrabın önünde bekaretimle kalakaldım. Open Subtitles وتُركت عذراء عند المذبح.
    Hodgins'le beraber düğünden kaçtığımızda... seni ve Booth'u birlikte mihrabın önünde bıraktık. Open Subtitles لأنّه عندما هربنا أنا و(هودجينز) من حفل زفافنا تركناكِ أنتِ و(بوث) تقفان عند المذبح
    Koro yerinde kaldı. Asistan papazlar ve eşleri -- ya da benim deyimimle vaftiz burjuvazisi -- (Gülüşmeler) mihrabın önünde ilk sırayı aldı. TED مكث الكورال في منصته، الشمامسة وزوجاتهم -- أو البرجوازيين المعمدين كما أحب أن أدعوهم -- (ضحك) احتلوا أول مكان أمام المذبح.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more