"miktardaki" - Translation from Turkish to Arabic

    • كميات
        
    • تبرعاتهم
        
    • الكمية من
        
    • الكميات
        
    Bunu alabilsek ve gas istasyonu mümkün olursa Uzayda bu büyük miktardaki yükü taşımak için yollar bulmalıyız. TED إذا تمكنا من الحصول على ذلك ، وجعلنا محطة الوقود ممكنة، لدينا السبيل لتحريك كميات كبيرة من الحمولة عبر الفضاء.
    Ama çok büyük miktardaki enerjiyle başedebilecek şekilde yapılmıştı. Open Subtitles ولكنه أنشئ للتعامل مع كميات هائلة من الطاقة
    Servo temel olarak, küçük miktardaki güç ile büyük miktardaki gücü kontrol eden otomatik bir cihazdır. Open Subtitles والمؤازرة هو أساسا جهاز أوتوماتيكي تستخدم للسيطرة على كميات كبيرة من الطاقة مع كميات صغيرة من الطاقة.
    Sizin adınıza kralla konuşacağım ama öncelikle şu İngiliz vatanseverleriniz ve "kâfi miktardaki" maddi destekleriyle ilgili bazı kanıtlara ihtiyacım olacak. Open Subtitles سأتحدث مع الملك بالنيابة عنك لكني في البداية احتاج إلى دليل على أتباعك الأنكلييز الوطنيين و"تبرعاتهم السخية"
    Sizin adınıza kralla konuşacağım ama öncelikle şu İngiliz vatanseverleriniz ve "kâfi miktardaki" maddi destekleriyle ilgili bazı kanıtlara ihtiyacım olacak. Open Subtitles سأتحدث مع الملك بالنيابة عنك لكني في البداية احتاج إلى دليل على أتباعك الأنكلييز الوطنيين و"تبرعاتهم السخية"
    Eğer bunu yapabilseydik, domuzları öyle besleyebilseydik, bu miktardaki karbon salınımını engellemiş olurduk. TED لو فعلنا ذلك، وأطعمنا الخنازير بها، سنتمكن من توفير هذه الكمية من الكربون.
    Bu, var olan en büyük miktardaki veri topluluğu. TED هذه الكميات الأكبر من المعلومات التي وجدت.
    -Binbaşının görevlerinden biri silahlardaki az miktardaki gazları sivil laboratuvarlara götürmekti. Open Subtitles أحد واجبات الرائد كانت نقل كميات قليلة من الأسلحة الغازية إلى أحد مختبرات البحوث المدنية
    Polar ticareti, yapılan yüklü miktardaki uranyum keşfini geç açıkladığı için adi hisse senetlerinin alınmasına dair yapılan anlaşma sonrasında sekteye uğradı. Open Subtitles حيث تم ايقاف العمل بها , قبل اتمام الصفقه المعلنه بشأنها وترافق ذلك مع الأعلان عن اكتشاف كميات كبيره من اليورانيوم
    Daha çok Ortadoğulu müşterilerimizin büyük miktardaki paralarını tutuyoruz. Open Subtitles لدينا كميات ضخمة من العُملات الأجنبية في الغالب عملائنا من الشرق الأوسط
    Ve bu davada ortaya çıkan teori zanlı, belli bir kurbanı hedeflemişti ama fazla miktardaki doz, izlerini kapatmak içindi. Open Subtitles و النظرية في تلك القضية هي ان الجاني إستهدف ضحية معينة لكنه وضع كميات كبيرة ليغطي آثاره
    Çok geçmeden bu sodyum ve potasyumun suya maruz kaldığında patlayıcı tepki verdiğini fark etmişler havadaki eser miktardaki su ile olsa bile. Open Subtitles سرعان ما أدركوا أن الصوديوم و البوتاسيوم ينفجران عند تعرضهما للماء حتى مع كميات ضئيلة من الماء في الهواء
    Bu yüzden burdaki herkes şehirde tur atmak için gerek duyulan yüksek miktardaki enerjilere bakmak yerine şimdi daha küçük miktarlara ve daha sürdürülebilir ulaşıma bakabilir. TED لذلك بدلاً من النظر إلى كميات كبيرة من الطاقة اللازمة لكل شخص في هذه الغرفة لتجول في مدينة، الآن يمكنك أن تنظر الى كميات أقل بكثير و وسيلة تنقل مستدامة.
    Bu miktardaki mürekkep ile, futbol sahası büyüklüğünde bir güneş enerjisi paneli üretebilirsiniz. TED بهذه الكمية من الحبر، يمكنك طباعة خلية شمسية بحجم ملعب كرة القدم الكامل.
    Bu çok az miktardaki biyo kütle nasıl oluyor da yeryüzündeki tüm bitkileri üretiyor? TED كيف لهذه الكمية من الكتل الحيوية الصغيرة أن تنتج بقدر كل النباتات على الأرض؟
    Hamile olduğuma inanayım diye, damarlarıma enjekte ettiğin inanılmaz miktardaki hormonlardan bahsediyorum. Open Subtitles أتحدّث عن الكميات الهائلة من الهورمونات التي حقنت بها عروقي لجعلي أعتقد بأنّني كنت حاملا
    Hamile olduğuma inanayım diye, damarlarıma enjekte ettiğin inanılmaz miktardaki hormonlardan bahsediyorum. Open Subtitles أتحدّث عن الكميات الهائلة من الهورمونات التي حقنت بها عروقي لجعلي أعتقد بأنّني كنت حاملا

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more