Bu çöplüğü satın alıp, maaşını ödeyen teknoloji milyarderi benim. | Open Subtitles | أنا الملياردير التكنولوجي الذي إشترى هذه المزبله و يصرف راتبك |
Sıradaki "internet şirketi milyarderi" misiniz? | Open Subtitles | هل ستكون صاحب الموقع الالكتروني الملياردير التالي؟ |
Onun maden milyarderi Desmond Sacco'nun kızı olduğu lafları dolaştı. | TED | انتشرت إشاعة تقول بأنها ابنة ملياردير التعدين ديزموند ساككو. |
Burdayken, yakışıklı bir amerikan milyarderi bulup, evleneceğim. | Open Subtitles | أثناء وجودي هنا، أخطط للقاء والزواج من ملياردير أمريكي وسيم. |
Sondakika haberi, Teknoloji milyarderi Oscar Keaton eşi Sara Keaton öldü. | Open Subtitles | خبر عاجل .. ساره كيتون زوجة بليونير التكنلوجيا أوسكار كيتون ماتت |
Eminim İnternet milyarderi bir erkek arkadaşı vardır. | Open Subtitles | من المحال انت تكون عزباء انا متأكد ان لديها حبيب بليونير |
İngiliz milyarderi Mike Wilfrid'e ait paha biçilmez bir mücevher Wilfrid Diamond International'ın yeraltındaki kasasından çalındı. | Open Subtitles | ألماس لايقدر بثمن تم سرقته من من سرداب ولفريد العالمي للألماس والذي هو يعود إلى صاحبه البليونير الأنجليزي مايك ولفريد |
Evrak kutusu teknoloji milyarderi Dreyfuss'a ufak bir servete satılmış. | Open Subtitles | ورقة مطوية عن ثروة صغيرة الى تكنلوجيا المليونير مالكلوم داريفيوس |
- Şu Çinli milyarderi kurtarmak için. | Open Subtitles | -ماذا يفعل هنا؟ -أنقذ هذا الملياردير الصيني |
Özgür bir nakit milyarderi olacaksın. | Open Subtitles | هل سيكون الملياردير النقدية مع الحرية. |
milyarderi yatırdım Finch. Buluşmamız gerek. | Open Subtitles | لقد وضعت الملياردير في سريره. |
Belki de Sarah, Yunan milyarderi Mikkos'un, kar fırtınaları yaratabilen ve dünyayı buz çağına götürecek bir makine icat ettiğini keşfetti. | Open Subtitles | أو ربّما اكتشفت (سارة) أنّ الملياردير اليوناني (ميكوز) قد اخترع آلة يمكنها التسبب بعواصف ثلجيّة من شأنها أن تدخل العالم بأكمله في عصر الجليد |
Vakıf fonu milyarderi. Süper arabası için kullanacakmış. | Open Subtitles | ملياردير بالوراثة، طلب مني أن أضعه في سيارته الخارقة |
O bir teknoloji milyarderi. | Open Subtitles | انه ملياردير التكنولوجيا مكتب التحقيقات الفدرالي. |
Bir milyarderi altına sıçtırmaya çalışıyorum! | Open Subtitles | انا احاول ان اجعل ملياردير يتغوط في سرواله |
Richard Hess, Chicago'daki büyükelçiler tarafından gönderilen Florida gayrimenkul milyarderi. | Open Subtitles | ريتشارد هيس هو بليونير فلوريدا تم ارساله الى شيكاغو ليـتفحص من الذي يستحق ان يكون سفير |
Steven Reign, Otel milyarderi. Onu Ricky Tan'in teknesinde gördüm. | Open Subtitles | ستيفين راين"، بليونير الفندق" "رأيته على مركب "ريكي تان |
Steven Reign, Otel milyarderi. Onu Ricky Tan'in teknesinde gördüm. | Open Subtitles | ستيفين راين"، بليونير الفندق" "رأيته على مركب "ريكي تان |
Bir milyarderi ağlatan ufak kız değil mi bu? | Open Subtitles | سنطرد من المدرسة بسبب ذلك حسنا اذا لم تكن الفتاة الصغيرة التى جعلت البليونير يبكى |
Sadece bir kaç dakika önce, Teknoloji milyarderi Oscar Keaton eşi Sarah Keaton'ın bariz bir cinayetten öldüğünü duyduk. | Open Subtitles | "قبل دقائق مضت علمنا أن "ساره كيتون "زوجة البليونير وخبير التكنلوجيا "أوسكار كيتون قد توفيت نتيجة مايبدو انها جريمة قتل |
Ya da annenin milyarderi bizi finanse edebilir. | Open Subtitles | أو ربما زوج أمك المليونير يمكنه أن يمولنا |
Gene bir sürü can sıkıcı... banker ve petrol milyarderi olacak sanmıştım. | Open Subtitles | مجموعه أخرى من رجال المال المملين و بليونيرات البترول |
Ya dabelki sen internet milyarderi olursun | Open Subtitles | أو ربما قد تصبح مليارديراً في الشبكة العنكبوتية |