İşin aslı Bay Melonchek, param bitiyor ve Minneapolis'e dönmeliyim. | Open Subtitles | وأنا فى الوقت القريب على العودة إلى مينيابوليس. |
Minneapolis'deki Marc Jacobs'dan giyinmek sayılmıyor ama değil mi? | Open Subtitles | أنه لا يحسب عليك عندما تلبس مارك جاكوبس من مينيابوليس |
Size Billings'ten yer ayırdım ama eşyalarınızı bu akşam Minneapolis'ten alabilirsiniz. | Open Subtitles | لقد حجزت لك إلى البيلينز لكن يمكنك أن تأخذ حقائبك من مينيابوليس الليلة |
2008 yılında, 17 yaşındaki Burhan Hassan Minneapolis'ten "Afrika Boynuzu" denilen bölgeye giden bir uçağa bindi. | TED | في 2008، برهان حسان البالغ 17 عاماً ذهب في رحلة جوية من مينابوليس إلى القرن الإفريقي. |
Minneapolis'li olduğum konusunda yalan söylediğim için özür de dileyecektim. | Open Subtitles | أردتُ أيضاً أن أعتذر لأنني كذبت عليك عندما قلت إنني من منيابوليس. |
Kimseye söylememiş olmama rağmen hem Philadelphia'da, hem de burada Minneapolis'te, herkes biliyordu. | Open Subtitles | كلهم يعلمون كما أنني لم أخبر أي أحد كلانا في فلادلفيا وحتى إلى هنا في مينيابلس |
Yeni başkent Minneapolis. | Open Subtitles | العاصمة الجديدة تم تأسيسها في ميننيبوليس... |
Pittsburgh şehir merkezi, Philly, Boston, Minneapolis, hepsi 15 dakika. | Open Subtitles | مدينة "بيتسبرغ"، "فيلي" ، "بوسطن" "مينيابوليس" تغلق في 15 دقيقة |
Minneapolis'te bir yazılım şirketinde satış temsilcisi. | Open Subtitles | مندوبة مبيعات لشركة برمجيات فى مينيابوليس |
Minneapolis'den geldik ve muhteşem Buz-Giderici'yi getirdik. | Open Subtitles | جئنا من مينيابوليس مع أجهزة اذابة الجليد |
Ben, Minneapolis'te bir Noel düğünü olmasını çok isterdim. | Open Subtitles | أحببت أن يكون في عشية رأس السنة في مينيابوليس. |
Minnesota, Minneapolis'e olan, 896 no'lu Valdez uçuşuna hoş geldiniz. | Open Subtitles | مرحباً بكم معنا في طيران فولديز 896 العين الحمراء مينيابوليس بولاية مينيسوتا |
Çünkü Pazartesi günü Minneapolis'te olacak ve... | Open Subtitles | فإنها في يوم الإثنين في مدينة مينيابوليس |
Kimse kış vakti oradan kalkıp da havanın daha da soğuk olduğu Minneapolis'e gelmez. | Open Subtitles | حسناً، لا يريد أحدٌ منهم أن يترك لندن ويأتي إلى مينيابوليس وجوّها الأبرد |
Minneapolis polisi telefon başında ama henüz fidye için arayan olmamış. | Open Subtitles | شرطة مينابوليس تنتظر الهواتف ولكن حتى الآن ليس هناك مكالمة من أجل الفدية |
Minnesota, Minneapolis'ten Bay ve Bayan McCusik. | Open Subtitles | أسرة السيد "أورا ماكسوشماري"، من "مينابوليس" بـ "مينيسوتا". |
Görünüşe bakılırsa bu cıvırlar Minneapolis'ten buraya gelmişler. | Open Subtitles | يبدو أن هؤلا السيدات الشابات النديات يقودون من منيابوليس |
Minneapolis'de Christopher Chance adında bir koruma varmış ve 1927 yılında ölmüş. | Open Subtitles | هناك حارس شخصي اسمه "كريستوفر تشانس" "في" مينيابلس.. مات في عام 1927 .. |
Tek başına Minneapolis manyağını yakaladı. | Open Subtitles | بيد واحد يستطيع مسك ميننيبوليس مانجلير |
Minneapolis'ten berberler, işleri kötü giden çiftçiler, İskandinav melezler, hayvan avcıları ve oduncular, üçkağıtçı çıraklar, salcılar, zehir tüccarları... | Open Subtitles | والحلاقين من مينيابولس المزراع الفاشل، والهجين الإسكندنافي والمحتال والنّجار الممتهن الغير شريف، والناقل والمسمّم.. |
Minneapolis'e gidip kaybolmuş orada George'la tanışıp evlenmiş. | Open Subtitles | ثم إختفت إلى (ميني أبوليس) حيث قابلت (جورج) و تزوّجته |
Herkesin gergin olduğunu biliyorum ama umarım, bir saat içinde herkes Minneapolis civarında yere inmiş olacak. | Open Subtitles | اعلم ان الجميع متوتر ولكن نأمل ان الجميع سيكونون على الارض في مينيا بوليس خلال هذه الساعة |
- Evet, Minneapolis'den biri. | Open Subtitles | نعم، شخص من منتوليبوس. |
Phoebe ve ailesi bu hafta sonu Minneapolis'teler çünkü. | Open Subtitles | لأن فيبى وعائلتها يقضون عطلة الأسبوع فى مينيبوليس |