"miras kalmış" - Translation from Turkish to Arabic

    • ورث
        
    • ورثت
        
    • وورثت
        
    • ورثها
        
    Kendisine küçük bir çiftlik miras kalmış ve parasız olduğumu ...düşünerek, güneye dönüp orada oturmamı önermişti. Open Subtitles أخبرني أنه ورث مزرعة صغيرة وكان يعلم أن ما معي من مال قد نفذ فاقترح عليّ العودة إلى الجنوب والعيش في هذه المزرعه
    "Yerel Xenia Lisesi kıdemlisi, Chris Hughes Mack'e, 87 milyon dolara değerinde çok büyük bir miras kalmış" Open Subtitles طالب الثانوية كريس هيوز ورث 87مليون دولار أمريكي
    Hammer Silah Şirketi babasından miras kalmış ve milyon doalrlar kazandıracak silahlar üretiyor. Open Subtitles ورث شركة اسلحة نارية من والده تدر عليه الملايين من صناعة الاسلحة
    Judy'ye ailesinden miras kalmış ve bu kızlar için bir güvence. Open Subtitles جودي ورثت مالا من عائلتها و هو بصندوق ائتماني لأجل الفتيات
    O yaşlı keçinin konağı size miras kalmış olmalı. Open Subtitles أفترض أنك ورثت أملاك هذا الماعز الذابل العجوز؟
    Birkaç hafta sonra, delirip ailesini öldürmüş. Her şey ona miras kalmış. Open Subtitles بعد عدة أسابيع هجرته فقتل والديها وورثت هي كل شئ
    Plaklar miras kalmış olsa da ona sıkıntı vermeye başladılar. Open Subtitles ولكن، جبل الاسطوانات التي ورثها بدأت تدريجيا بالاثقال على كاهله
    - Hayır. Hediye olabilir, miras kalmış olabilir, ödünç almış olabilirim. Open Subtitles قد أحصل عليها من خلال تحصيلي للمال أو من ورث
    2000'de babasından büyük bir miras kalmış. Open Subtitles في عام 2000، لقد ورث ثورة من أعمال والده
    Araba kazası. Tek çocukmuş, her şey ona miras kalmış. Open Subtitles حادث سيارة كان طفلا وحيدا، ورث كلّ شيء
    Adama bir milyon doların üzerinde para miras kalmış ve hayatı mahvolmuş. Open Subtitles شخص ورث مايقارب المليون دمرت حياته
    Ona miras kalmış olabilir de. Open Subtitles نحن نعتقد ان لديها ورث ملكيه,
    Babası kanserden öldü ve ailesi de yok. Chad'e biraz para ve bu ev miras kalmış. Open Subtitles توفي والده بسبب السرطان، وليس لديه عائلات أخري تشاد) ورث البيت وبعض المال)
    Galiba bu, bana ondan miras kalmış bir şey. Gerçekten akraba olmamamıza rağmen. Open Subtitles أعتقد أنني ورثت ذلك منه على الرغم من أننا غير أقرباء
    Dedi bir ayıl önce ölen amcamdan o bina miras kalmış. Open Subtitles يقول أنني ورثت مبنى من عمي الذي توفى قبل عام
    Geçen ay babası ölünce, iki milyon dolar miras kalmış. Open Subtitles ورثت 2 ميلون دولار بعد موت والدها
    Kardeşinizin Worth'teki evindeki eşyalar size miras kalmış. Open Subtitles لقد ورثت الأشياء في بيت شقيقتك كورث
    Kocasından miras kalmış bir yöntemi var. Open Subtitles لقد ورثت هذه الخصلة من زوجها
    Babasının servetinden ona miras kalmış. Open Subtitles ورثت عن أبيها ثروة كبيرة
    Varlıklı aile, babacığının nakliye işi miras kalmış. Open Subtitles عائلة ثرية، وورثت أعمال النقل البحري عن والدك
    Evet, var. Sen öldüğünde ona miras kalmış. Open Subtitles بلى، إنه يملك لقد ورثها حين توفيت

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more