Sözde mistik özellikleri bir yana bırakırsak, Fonio birçok açıdan mucize bir tahıl. | TED | وبغض النظر عن خصائصها الغامضة المزعومة، الفونيو حبوب خارقة في عدة جوانب. |
Çeşitli rüya halleri, mistik bilinç durumları... bir sürü dini sembol, çoğu İncil'den, Vahiyler Kitabı'ndandı. | Open Subtitles | مجموعة متنوعة من الأحلام الباطنية، الغامضة. الكثير من الرموز الدينية، معظمها غير تقليدية. |
mistik güçler yüzünden ölmüş birini dirilttin. Bu aynı şey değil. | Open Subtitles | لقد أنهضتي واحدة مقتولة بواسطة قوي غامضة ولكن هذا ليس المثل |
Elindeki birşeyi el çabukluğu ile mistik bir şekilde kaybeden türden ... ikinci sınıf bir sihirbazdı. | Open Subtitles | لقد كان ساحراً من الدرجة الثانية في العروض حتي حدث آمر غامض بشكل شرعي |
Kapandı ama yok olmadı. Yaydığı mistik enerji hâlâ bu bölgede yoğun. | Open Subtitles | إنها مُغلقة ، لكنه لا يذهب فالطاقة الباطنية المنبعثة مازالت مركزة في هذا المكان |
Frasier'da benim mistik, ruhani eğilimim yok. | Open Subtitles | حَسناً، فرايزر أَبَداً مشتركُ جداً نزعتي الروحية الباطنية. |
Çocuklar, onda düşük seviyeli bir mistik güç seziyorum. | Open Subtitles | يارفاق , أن أستشعر قوة باطنية منخفضة المستوى في اللعب |
Bu mistik sohbeti burada kesiyorum. Fazla estetik başımı ağrıtıyor. | Open Subtitles | سأحضى بهذه الحوارات الغامضة لاحقاً التكلم بخصوص الجمال يسبب لي الصداع |
Görünmez olmanın mistik nedenlerini inceliyordum hâlbuki kuantum mekaniğini araştırmalıydım. | Open Subtitles | لقد كنت أبحث عن أسباب الإختفاء الغامضة بينما كان يجب أن أبحث في الميكانيكا الكمّية |
mistik olaylar rehberi diye bir kitap yok. Her şeyi bilen bir konsey yok. | Open Subtitles | لا يوجد كتاب ارشادات للأمور الغامضة لا وجود لمجلي يعلم بكل شيء |
Şu keşiş, dövmeyle vücuduna işlenmiş mistik yazılar var II. | Open Subtitles | ان الراهب... وقد حصلت هذه الكلمات الغامضة وشم على جسده... |
Bu mistik güç tüm canlıları korur; acılar gider, mutluluk gelir. | Open Subtitles | هذه القوة الغامضة تنقذ جميع الكائنات المعاناة تزول.. |
O gece, cesetleri gömüyordum ki, bir başka mistik olay daha yaşadım. | Open Subtitles | في هذه الليلة، وبينما أقوم بحرق الجثث، حظيت بتجربة غامضة أخرى. |
Cehennem Ağzı ve mistik enerjisi ile... | Open Subtitles | وأن فوّهة الجحيم تحتنا يُرسل طاقات غامضة إلي الخارج |
Fakat o mistik yaşayan bir güç ve onların ölü gerçekliğine hayat verebilir. | Open Subtitles | و لكنها قوى غامضة يمكنها أن تعيد الحياه إلى عالمهم الميت |
BURT OVRUT (Pensilvanya Üniversitesi): Bunlar mistik birşey değil, gerçekten de çok küçük stringlerdir. | Open Subtitles | لاشىء غامض حقاً.هو فقط خيط صغير جداً جداً, |
Hayır, üçüncü eşim bütün mistik hödüklere bulaştı. | Open Subtitles | كلاّ، بل كانت زوجتي الثالثة تحب الأمور الروحية الغبية |
Ben yokum. Buraya ellerim iyileşsin diye gelmiştim mistik bir savaşta savaşmak için değil. | Open Subtitles | إنّي منسحب، جئت هنا لمداواة يديّ، لا للقتال في حرب باطنية. |
Bu taşlar her parçanın mistik titreşimleri ile bir uyum içindeler. | Open Subtitles | هذه الأحجار الكريمة هي انسجاما مع الاهتزازات الصوفي من كل جزء. |
Sevgililer Günü döneminde aşk iksiri ve eski âşıklardan mistik intikam alma yolları için bolca turist geliyor. | Open Subtitles | أحصل علي الكثير من سيّاح التسوق لجرع الحبّ والأنتقام الباطني من الأحباء الماضيين |
Pekâlâ. Eve dönmek için, mistik bir obje ve güneş tutulmasının gücünü kullanacağız. | Open Subtitles | حسنٌ، لنعود للديار، سنسخّر طاقة الكسوف باستخدام آداة روحانيّة. |
Evimizin arkasındaki ağaçlığa gider oranın mistik bir gezegen olduğunu ve herkesi yalnızca bizim kurtarabileceğimizi hayal ederdik. | Open Subtitles | ونذهب إلى الحديقة خلف منزلنا وندعي أنه الكوكب الغامض وكنا الوحيدين الذين من الممكن أن ينقذوا الجميع |
Risalet yaşamının, en olağandışı mistik tecrübesini yaşamaya hazırlanıyordu. | Open Subtitles | يبدو وأنه كان قد أصبح معدا ومهيئا لتجربة فريدة وفوق العادة وعلى قدر كبير من الغموض من حياته النبوية |
Ayni cinsle cinsel ilişkiye karşı herhangi bir kanunu yok ve İslami mistik bir gelenek olan Süfizm'in de ülkede uzun bir tarihi var. | Open Subtitles | ليس لديها قوانين ضد العلاقات الجنسية المثلية و لها تاريخ طويل مع الصوفية و هو تقليد زهد إسلامى |
" Bu davayı çözmene bir tür mistik kahin mi yardım etti ? " | Open Subtitles | الوسيطة الروحانية ، أو شيئ من هذا القبيل ستساعدك في حل هذه القضية |
Hepimizin ortak bir mistik olayımız var: Neil'e olan aşkımız. | Open Subtitles | ولكن لدينا جميعا شئ مشترك روحاني هو عشقنا الي , نيل |
Ne dedin ona? İnternet üzerinden oynanan mistik yaratıkların savaştığı bir oyun grubunda olduğumuzu söyledim. | Open Subtitles | أننا مشتركون في مجتمع للعبة على الإنترنت تقاتل مخلوقات خرافية |