Fiji'de ki misyonerler Tonga'ya giden gemide bana iş buldu. | Open Subtitles | قام المبشرين في فيجي بتحصيل عمل لي على متن سفينة متوجهة الى تونكا تشاركت كابينة مع سويد |
Bir yıla kalmaz başka misyonerler gelir. | Open Subtitles | حسنا لاتقلق سوف يكون هناك المزيد من المبشرين هنا في خلال عام أو أكثر |
misyonerler hepimize okumayı öğrettiler. Hepimize. | Open Subtitles | لقد علمنا المبشرين القراءة علمونا جميعاً |
Sonra kalvinist misyonerler geldi ve bunu yaftaladılar. | TED | عندما وصل المبشرون الكالفينيون صُدموا من هذه الممارسة. |
İngilizceyi misyonerler öğretmiş. | Open Subtitles | المبشرون قدموا الى هنا وعلموه الانكليزيه |
Kaçıranların özel talepleri listelendi talimatlarına göre polise veya medyaya gidilmeyecek aksi takdirde misyonerler "yok edilecek." | Open Subtitles | ،ادرجت مطالب محددة متضمنة تعليمات بعدم اخبار جهاز الامن الاتحادي الروسي أو الصحافة والا سيتم اعدام الدعاة |
Onlar, Mormon misyonerler, Tanrı'ya yemin ediyorlar. | Open Subtitles | يعملون مبشرين دينيين, أقسم بالرب. |
Oradaki misyonerler ülkenin öksüzlerini almak için bir kaçış yoluna sahipler. | Open Subtitles | المبشرين لديهم طريق الهروب للحصول على الأيتام خارج البلاد. |
Daha dikkatli olmalısın, misyonerler geliyor. | Open Subtitles | عليكِ أن تهتمي بأمر المبشرين القادمين |
Daha sonra, bazı misyonerler en uzaktaki köye, Saramiriza'ya kadar ulaşmışlar. | Open Subtitles | ثم وصل مجموعة من المبشرين إلى أقصى "ساراميريزا" |
İşlerini bitirdik. misyonerler öldü! | Open Subtitles | لقد وصلنا إليهم لقد مات المبشرين |
misyonerler Tanrı hakkında konuşmaya başladıktan sonra... | Open Subtitles | بعد المبشرين وصل الى الحديث عن الله. |
Beyazlar içinde misyonerler vardı. | Open Subtitles | كان هناك بعض المبشرين بلباس أبيض |
Akatika Kardeş, misyonerler, Menti ve Meyers, bugün seninle kiliseye geldi mi? | Open Subtitles | (أخت (أكتيكا المبشرين (مينتي) و(مينيز) ألم يأتوا معك إلى الكنيسة اليوم؟ |
- misyonerler işte. | Open Subtitles | - .المبشرين |
İngilizceyi misyonerler öğretmiş. | Open Subtitles | المبشرون قدموا الى هنا وعلموه الانكليزيه |
misyonerler daha iyi biliyor vahşilere nasıl daha iyi incil verileceğini. | Open Subtitles | يعرف المبشرون أكثر من طريقة تعريف المتوحشون بالكتاب المقدس |
Bakın, geçmişte misyonerler balina teknelerine binerek bu adalara barış ve din yaymak için gelmiş. | Open Subtitles | ترى، العودة في اليوم ابحر بعض المبشرون هذه الجزر في قوارب صيد الحيتان لكي ينشرو السلام والدين |
Bu yolda gezinen misyonerler vardı. | Open Subtitles | يوجد بعض المبشرون يقودوا في هذا الطريق |
FSB ile görüşmeleri esnasında misyonerler başarılı bir şekilde polise kaçırıldıkları asıl daireyi gösterdi. | Open Subtitles | خلال ساعات من الاجتماع مع جهاز الامن الاتحادي الروسي تمكن الدعاة بنجاح من قيادة الشرطة .الى الشقة التي أخذوا منها |
Kısa bir bilgilendirme telefonundan sonra misyonerlerin aileleriyle birlikte Senator Smith iyi bir gelişme olması amacıyla misyonerler için herşeyin yapılması konusunda devlet ve ulusal liderlere baskı yapıyor. | Open Subtitles | بعد اتصال قصير ،مع عوائل الدعاة قام السيناتور (سميث) باتخاذ خطوات كبيرة للضغط على الخارجية والقادة الوطنيين .ليقوموا بكل ما يستطيعون من أجل الدعاة |
Afrika'daki aç çocuklara yardım paketleri taşıyan misyonerler değiller. | Open Subtitles | وهم ليسوا مبشرين... ... حزم تحلق الرعاية لتجويع الأطفال في أفريقيا. |