"mucizevi bir şekilde" - Translation from Turkish to Arabic

    • بأعجوبة
        
    • بطريقة سحرية
        
    • بمعجزة ما
        
    • بمستشفى جبل
        
    • بإعجوبة
        
    • بشكل إعجازى
        
    Grace yine mucizevi bir şekilde takipçilerinin elinden kurtulmuştu. Dogville sakinleri sağolsun. Open Subtitles مرة أخرى غرايس هربت بأعجوبة من الظباط بمساعدة سكان دوجفي.
    Nasıl atış almak ve mucizevi bir şekilde hayatta mı? Open Subtitles كيف تعرضت لإطلاق النار و بعدها نجوت بأعجوبة ؟
    İlişkiler, otuz dakikada, mucizevi bir şekilde düzeltilemez. Open Subtitles و العلاقات لا يتم إصلاحها بطريقة سحرية خلال نصف ساعة دائما
    Oğlumuzun son dakikada mucizevi bir şekilde yarışmaya dahil olduğunu fark ettin mi? Open Subtitles هل لاحظتي كيف كان ابننا يقود المسابقة بطريقة سحرية ؟
    Tabi eğer mucizevi bir şekilde kurtulduğunu düşünmüyorsan... Open Subtitles إلا إذا كنت تعتقد أنه نجى بمعجزة ما
    Sadie Loescher, 2. sınıf öğrencisi, mucizevi bir şekilde ameliyatı zamanında ayarlayıp kuyruk sokumundan 6 adet kurşun parçası çıkaran ünlü bir kalp ve damar cerrahı sayesinde özel odasında rahatça dinleniyor. Open Subtitles سيدي لوشر) ، بالصف الثاني) تستريح في غرفة خاصة بمستشفى جبل سيناء بفضل عمل جراح الأوعية الدموية الشهير
    Ve hiçbir zaman mucizevî bir şekilde İsa'nın el ve ayaklarındaki gibi yaralarla bir rehabilitasyon merkezinin önünde uyanmayacaksın. Open Subtitles وأنت لم تستيقظ أبداً في مركز لإعادة التأهيل وجروح المسيح ظهرت علي يديك وقدميك بإعجوبة!
    Euler'in denklemi, ki, mucizevi bir şekilde güçlü çekirdek kuvvetini açıklıyordu, bambaşka bir yola girdi. Open Subtitles التى وضحت بشكل إعجازى القوة القوية, واجهت حياة صاحبها
    Aramızdakiler, sen ölümden mucizevi bir şekilde döndüğünden beri aynı değil. Open Subtitles لم تعود الأمور بيننا كما كانت منذ أن نجوت من الموت بأعجوبة
    - "Grace yeniden peşine düşen insanların elinden Dogville halkının yardımları sayesinde mucizevi bir şekilde kurtulur. Open Subtitles مرة أخرى استطاعت جريس الهرب بأعجوبة من مطارديها
    Harvey üç yıl yattıktan sonra mucizevi bir şekilde şartlı tahliye oldu. Open Subtitles ثمّ، ثلاث سَنَواتِ إلى محكوميته , حْصلُ هارفي على سماح بأعجوبة.
    mucizevi bir şekilde kurşundan kaçtı diğer mucize kurtuluşları gibi birçok defa kurtuldu parlak zekasıyla ölümü alt ediyor. Open Subtitles والآن، هو يتفادى الرصاص بإعجوبة وكأن لديه جهاز حساس وحوالي 12 قضية نجا منها بأعجوبة
    Sonradan yırtık olduğu anlaşılan bir paraşütle uçaktan atlayıp, önce belimin üstüne traktöre düşüp, mucizevi bir şekilde yara almayıp, sonra kız kardeşimin gökten üzerime düşüp, C7 omurumu çatırdatmasını, sünepe dolu bir takımda oynamak için çekmedim ben! Open Subtitles لَم أقفز مِن طائرة بما تبيّن أنّها مظلة ممزقة وأهبط على عمودي الفقري على جرّار من دون أذى بأعجوبة
    Araba da seni mucizevi bir şekilde bir adamın evine bıraktı, ha? Open Subtitles وهل السيارة بطريقة سحرية أنزلتكِ عند منزل رجل ما ؟
    Eğer benden kurtulmanın arkadaşınızı mucizevi bir şekilde değiştireceğini düşünüyorsanız bir daha düşünün. Open Subtitles اذا اعتقدتم انتم الاثنين ان التخلص مني سيعيد بطريقة سحرية صديقتكم, فكروا من جديد
    mucizevi bir şekilde bağlanıp, ruhlarımızı paylaşamadık. Open Subtitles ليلة واحد عندما أرتبطنا بطريقة سحرية عَرّينا أرواحُنا
    O zaman, Himalayalar'a düşen bir uçaktan mucizevi bir şekilde kurtulmuş olması gerekir. Open Subtitles فهذا يعني أنه نجا بمعجزة ما من حادث تحطم طائرة في "الهيمالايا"،
    mucizevi bir şekilde kurtuldum ve yeter artık! Open Subtitles بمعجزة ما أنا حر و لقد اكتفيت!
    Sadie Loescher, 2. sınıf öğrencisi, mucizevi bir şekilde ameliyatı zamanında ayarlayıp kuyruk sokumundan 6 adet kurşun parçası çıkaran ünlü bir kalp ve damar cerrahı sayesinde özel odasında rahatça dinleniyor. Open Subtitles سيدي لوشر) ، بالصف الثاني) تستريح في غرفة خاصة بمستشفى جبل سيناء بفضل عمل جراح الأوعية الدموية الشهير
    Kocam ve ben birkaç sene önce Amerika'da seyahat ediyorduk ve yandan çarklı gemimize başka bir gemi çarptı ve Fanny havaya fırladı ancak mucizevî bir şekilde bir şilte tarafından kurtarıldı. Open Subtitles أنا وزوجي كنا مسافرين حول أمريكا منذ عدة سنوات وصدم قاربنا من قبل قارب آخر ونجيت (فاني) بإعجوبة

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more