Küçük bir mutasyon, iki kanatlı bir canlıyı alıp, Onu dört kanatlı bir canlıya dönüştürebilir. | TED | طفرة صغيرة ممكن أن تحدث في ذبابة ذات جناحين وتجعلها بأربع أجنحة |
Ama orak hücreli anemide tek bir genetik mutasyon hemoglobin yapısını değiştirir. | TED | ولكن في مرض فقر الدمّ المنجليّ، فإنّ طفرة وراثيّة واحدة تعمل على تغيير شكل الهيموغلوبين. |
Fakat, yeterli miktardaki mutasyon, kontrolsüz hücre bölünmesini tetikleyen ikinci bir yol yapabilir. | TED | ولكن بوجود العديد الطفرات تمر بعضها من أنظمة الأمان مما يدفع الخلايا المطعوبة للاستمرار بالانقسام |
Farklı mutasyon ve tümör savunma işleyişine hitap etmek için çok farklı siRNA tabakası ilave edebiliriz. | TED | يُمكننا إضافة عدة طبقات مختلفة من سيرنا لعلاج الطفرات الجينية المختلفة وآليات الدفاع الخاصة بالأورام. |
Yüzyıllardır yalnız kast içi evlilikler nedeniyle, bu mutasyon başka hemen hemen hiç kimsede yokken neredeyse tüm Vaysiyalarca taşınıyor. | Open Subtitles | بسبب الزواج من داخل الطائفة على مدى قرون فإن هذه الطفرة يحملها تقريباً كل أفراد الفايسيا و لا أحد غيرهم |
Ve bunun altında ki mutasyon oranını gösterdim. | TED | وفي الاسفل من هنا, أبيّن مُعدل التحول في البيئة |
Web sitesinin dediğine göre, eğer bakarsanız tek bir tane mutasyon varmış, sonrada bir ikinci, sonra da bir üçüncü, ve işte kansersiniz. | TED | كم يذكر أنه إذا نظرت هنا فإنك سترى طفرة فردية و قد ترى ثانية و ثالثة و هذا هو السرطان |
Genetik bir mutasyon olmalı. Çevresel ya da virüs kaynaklı. | Open Subtitles | ،لابد وأنه طفرة وراثية شئ بيئي أو فيروسي |
Bu özellikle Balkan soyunda görülen bir mutasyon. | Open Subtitles | هذا هو طفرة نقطة محددة للغاية لأصل البلقان. |
Bulaşıcı bir mutasyon dahi olabileceğini bilmene rağmen. | Open Subtitles | كل ما تعرفه أنه ربما يكون هناك طفرة معدية أيضاً. |
Biri yeşil, diğeri mavi. Bu mutasyon. Oldukça moda bir mutasyon. | Open Subtitles | واحدة خضراء والأخرى زرقاء إنها حقاً طفرة.. |
İşte, dört milyar yıldır, bütün dünyada yaşamış ve ölmüş her şey iki ilkeye bağlıydı: Doğal seçim ve rastlantısal mutasyon. | TED | فلمدة أربعة مليارات سنة كل ما عاش و مات على هذا الكوكب خضع لمبدأين أساسيين الاصطفاء الطبيعي و الطفرات العشوائية |
Bu da koronavirüsleri diğer RNA virüslerine nazaran daha yavaş mutasyon oranlarıyla çok daha istikrarlı kılar. | TED | وهذا يجعل فيروسات الكورونا أكثر استقراراً، وتخفّض من معدّل حدوث الطفرات بالمقارنة مع باقي فيروسات الرنا. |
Bu durum ürkütücü gelse de virüsleri zararsız hale getirmek söz konusu olduğunda yavaş mutasyon oranları aslında umut vadeden bir işaret. | TED | رغم أن هذا قد يبدو مبالغاً به، لكن معدل نشوء الطفرات البطيء هو علامة مبشرة للتمكن من تعطيل هذه الفيروسات. |
İki tür mutasyon vardır. Bazıları doğal yollardan olur. | Open Subtitles | هناك نوعين من الطفرات الجينية بعضها يظهر طبيعياً |
Belki tek bir hücrenin genetik bilgi dizisinde veya DNA üzerinde bir yazım hatası olur, buna mutasyon deriz. | TED | ربما إحدى الخلايا و الحمض النووي الخاص بها يتلقى تعليمات مع خطأ مطبعي و هذا ما نسميه الطفرة |
Virüsün varlığıyla kansere yol açan genetik mutasyon arasında oldukça güçlü bir bağlantı var. | TED | هناك رابط قوي بين وجود هذا الفيروس و الطفرة الوراثية المتعلقة بالسرطان |
Ve bu yüksek olan mutasyon oranında işe başladım, hatta tüm dünyada memnuniyetle kullanılan bir program olsaydın , eğer kaybedersen hemen ölmek için mutasyona uğramış olursun. | TED | وأبدأ هذا بمعدل تحول عالي جداً بحيث انك اذا اسقطت برنامج تكراري سوف ينمو بسعادة ليملأ كل العالم لو اسقطته , سوف يصير التحول الى الموت مباشرة |
Oğlunu iyileştirmemi istedin, ama mutasyon hastalık değil. | Open Subtitles | لقد أردت مني أن أشفي إبنك، و لكن التحول ليس مرضا |
Bu virüsler hızla milyonlarca çoğalabildikleri için yine hızla rastlantısal mutasyon oluşturabilirler. | TED | وبسبب أن الفيروسات تتكاثر سريعاً بالملايين تستطيع سريعاً أن تطَّور طفرات عشوائية. |
Hayır, onları deforme hale getiren şey mutasyon. | Open Subtitles | كلاّ، بل التحوّل هم ما سبب لهم التشوهات. |
İyileşme yeteneği onun geninin kendi kendine geliştirdiği bir mutasyon. | Open Subtitles | طبعاً، قدرة تعافيها هي التنظيم الذاتي لطفرة هذا المورث |
Bedeni, kocanızın bedeni gibi mutasyon geçirmiş bir meta-insan var Central City'de ama o ölmedi, tehlikeli bir canavara dönüştü. | Open Subtitles | (ثمة متحول بـ(سنترال سيتي يتغير جسده بنفس طريقة تغير زوجك الراحل لكنه لم يمت وأصبح وحشًا خطرًا |
Pekala, Doktor Scott'un virüsün mutasyon geçiremeyeceğini söylediğini hatırlıyorum. | Open Subtitles | قال حسنا، أنا أعرف الدكتور سكوت أن الفيروس لا يمكن ان يتحور. |
Artık bazıları bunun mutasyon olduğuna inanıyor. | Open Subtitles | والآن، البعض يعتقدون أنه... أنه تحوُّر. |