Drew'le Jenna'nın mutluluğunu sağlamak ne zaman benim işim oldu? | Open Subtitles | متى سأضمن سعادة جينا ودرو اصبح وضيفة بدوام كامل لي |
Başka birinin mutluluğunu, kendi mutluluğumun önüne koymam çok mu garip? | Open Subtitles | أيبدو ضرب من الجنون أن أؤثر سعادة شخص آخر قُدام سعادتي؟ |
Kendini işte daha iyi hissedeceğini sandığın için mutluluğunu bir kenara atıyorsun. | Open Subtitles | وترمين سعادتك بعيداً عنك لأنك تعتقدين أن ذلك سيجعلك أفضل في عملك. |
Sizi tebrik ettiğimi ve ikinizin de mutluluğunu dilediğimi söylemek istedim. | Open Subtitles | ، و أردت أن أبارك لكِ ولا أتمنى سوى السعادة لكما |
Gözlerimi her yuvarladığımda mutluluğunu bir parça bozduğumu da. | Open Subtitles | و بكل دحرجة أفعلها بعيناي أخذ جزء من سعادتها |
Kendi mutluluğunu feda etmek anlamına gelse de. | Open Subtitles | حتي لو كان يعني هذا التضحيه بسعادتك الشخصيه |
Herkesin kendi mutluluğunu aramaya hakkı olduğu bir ülkeydi. | Open Subtitles | أنها الدولة التى يستطيع فيها المرء بحرية أن يبحث عن سعادته بطريقته |
Ne zamandan beri Hera'nın mutluluğunu düşünür olduk? | Open Subtitles | منذ متى و أي منا قد سبق أن إهتم بسعادة هيرا؟ |
Öyleyse, her iki benliğinizin de mutluluğunu en üst seviyeye çıkarmak için çok farklı şeyler yapıyor olmalısınız. | TED | إذاً إن كنت تريد زيادة سعادة النفسييتين، فأنك ستصل في نهاية المطاف لفعل أشياء مختلفة كلياً. |
Canım kardeşimin mutluluğunu bozan bir adamı nasıl kabul edebilirim? | Open Subtitles | مالذى يدفعنى للقبول برجل دمر سعادة أحب أخواتى الى |
Bir kadının mutluluğunu çalmak erkeklik mi? | Open Subtitles | وهل من الرجولة السيطرة على سعادة امرأة ضعيفة؟ هل من الرجولة الاختفاء من الحقيقة في الحياة؟ |
Çok sevdiğim ablamın mutluluğunu yıkan bir adamı kabul edebileceğime inanıyor musunuz? | Open Subtitles | أتظن أن هناك ما يمكن أن يجذبني للرجل الذي أفسد ربما للأبد سعادة أكثر من أحب من أخواتي؟ |
Şüphesiz hiçbiri senin mutluluğunu etkilemeyecek ki benim için önemli olan bu. | Open Subtitles | بالتأكيد لا شيء سوف يُؤثر على سعادتك وهو كل ما أبالي بشأنه |
mutluluğunu sınırsız olmayan bir piyano çalarak yaşarsın... | Open Subtitles | عبرت عن سعادتك بالموسيقى على مفاتيح بيانو لها نهاية |
mutluluğunu sınırsız olmayan bir piyano çalarak yaşarsın | Open Subtitles | عبرت عن سعادتك بالموسيقى على مفاتيح بيانو لها نهاية |
Benim alanım, psikoloji alanı, insan mutluluğunu anlamak için, daha ileriye gitmeyi tam sağlayamadı. | TED | إن مجال عملي ، علم النفس لم يقدم الكثير في مساعدتنا بالمضي قدماً في فهم السعادة البشرية. |
Benliğin mutluluğunu kontrol eden etmenlerin bazılarını biliyoruz. | TED | نحن نعرف شيئاً حول ما يقوم بالسيطرة على رضى نفسية السعادة. |
Sara, benimle bütün mutluluğunu paylaşırdı. | Open Subtitles | اشركتني سارة في كُلّ لحظات سعادتها تقاسمتها معي |
Burada kalarak mutluluğunu feda edebileceğini bana açıkça belirttin. | Open Subtitles | حسناً , لقد وضحت لي بأنك ستُضحين . بسعادتك ببقائك هنا |
Senin ihtiyacın olan şey senin mutluluğunu kendinden önce tutacak biriyle çıkman. | Open Subtitles | ما تحتاجينه هو ان تواعدي شخصا يضع سعادتك قبل سعادته |
"Bu mutluluğunu kıskanmak değil, mutluluğunla mutlu olmak." | Open Subtitles | انه ليس حقيقيا عندما تشعر بالسعادة المطلقة ولكن عندما تشعر بسعادة قوية وتموت هذه السعادة |
Madam, bana bu onuru, bu iyiliği çok görmez ve bana Gigi'yle evlenme sonsuz mutluluğunu bahşeder misiniz? | Open Subtitles | يا سيدتي هل تمنحينني الشرف هل تمنين علي ..بالسعادة الكاملة بمنحي |
Onun mutluluğunu düşündüğüm için beni kötü yaptı, canı cehenneme onun. | Open Subtitles | مهلاً هي من قررت جعلي الشخص السيء للإهتمام بسعادتها |
Arkama yaslanıp kendi mutluluğunu mahvetmeni izlemeyeceğimi hiç düşünmemiştim. | Open Subtitles | لمْ أدرك أنّ بوسعي الجلوس و ترككِ تدمّرين سعادتكِ بنفسك |
Öyleyse insanlık uğruna mutluluğunu feda etmesi gerekiyor. | Open Subtitles | في هذه الحالة عليه أن يضحي بسعادته من اجل الانسانية |
Papa'nın bu mutluluğunu pek paylaşıyor gibi görünmüyorsunuz. | Open Subtitles | لا يبدو أنك تشارك البابا الفرحة بعيد ميلاده |
Gross Mill mutluluğunu yarattı böylece halkı hoşnut ve sadık kalsın diye. | Open Subtitles | لقد صنع ميزان السعاده القوميه الإجماليه لكي يكونوا قومه راضون ويبقون مخلصين |
Görüyorsun işte Jim, Andy'nin kardeşlerinden biri onunla ve kız arkadaşıyla çıkıp onun yeni bulduğu sevgisini ve mutluluğunu paylaşıyor. | Open Subtitles | هل سمعت، احدى خوات اندي ذهبت معه ومع خطيبته وتشاركوا الحب والسعادة |