"mutluluğunu" - Translation from Turkish to Arabic

    • سعادة
        
    • سعادتك
        
    • السعادة
        
    • سعادتها
        
    • بسعادتك
        
    • سعادته
        
    • بسعادة
        
    • بالسعادة
        
    • بسعادتها
        
    • سعادتكِ
        
    • بسعادته
        
    • الفرحة
        
    • السعاده
        
    • والسعادة
        
    Drew'le Jenna'nın mutluluğunu sağlamak ne zaman benim işim oldu? Open Subtitles متى سأضمن سعادة جينا ودرو اصبح وضيفة بدوام كامل لي
    Başka birinin mutluluğunu, kendi mutluluğumun önüne koymam çok mu garip? Open Subtitles أيبدو ضرب من الجنون أن أؤثر سعادة شخص آخر قُدام سعادتي؟
    Kendini işte daha iyi hissedeceğini sandığın için mutluluğunu bir kenara atıyorsun. Open Subtitles وترمين سعادتك بعيداً عنك لأنك تعتقدين أن ذلك سيجعلك أفضل في عملك.
    Sizi tebrik ettiğimi ve ikinizin de mutluluğunu dilediğimi söylemek istedim. Open Subtitles ، و أردت أن أبارك لكِ ولا أتمنى سوى السعادة لكما
    Gözlerimi her yuvarladığımda mutluluğunu bir parça bozduğumu da. Open Subtitles و بكل دحرجة أفعلها بعيناي أخذ جزء من سعادتها
    Kendi mutluluğunu feda etmek anlamına gelse de. Open Subtitles حتي لو كان يعني هذا التضحيه بسعادتك الشخصيه
    Herkesin kendi mutluluğunu aramaya hakkı olduğu bir ülkeydi. Open Subtitles أنها الدولة التى يستطيع فيها المرء بحرية أن يبحث عن سعادته بطريقته
    Ne zamandan beri Hera'nın mutluluğunu düşünür olduk? Open Subtitles منذ متى و أي منا قد سبق أن إهتم بسعادة هيرا؟
    Öyleyse, her iki benliğinizin de mutluluğunu en üst seviyeye çıkarmak için çok farklı şeyler yapıyor olmalısınız. TED إذاً إن كنت تريد زيادة سعادة النفسييتين، فأنك ستصل في نهاية المطاف لفعل أشياء مختلفة كلياً.
    Canım kardeşimin mutluluğunu bozan bir adamı nasıl kabul edebilirim? Open Subtitles مالذى يدفعنى للقبول برجل دمر سعادة أحب أخواتى الى
    Bir kadının mutluluğunu çalmak erkeklik mi? Open Subtitles وهل من الرجولة السيطرة على سعادة امرأة ضعيفة؟ هل من الرجولة الاختفاء من الحقيقة في الحياة؟
    Çok sevdiğim ablamın mutluluğunu yıkan bir adamı kabul edebileceğime inanıyor musunuz? Open Subtitles أتظن أن هناك ما يمكن أن يجذبني للرجل الذي أفسد ربما للأبد سعادة أكثر من أحب من أخواتي؟
    Şüphesiz hiçbiri senin mutluluğunu etkilemeyecek ki benim için önemli olan bu. Open Subtitles بالتأكيد لا شيء سوف يُؤثر على سعادتك وهو كل ما أبالي بشأنه
    mutluluğunu sınırsız olmayan bir piyano çalarak yaşarsın... Open Subtitles عبرت عن سعادتك بالموسيقى على مفاتيح بيانو لها نهاية
    mutluluğunu sınırsız olmayan bir piyano çalarak yaşarsın Open Subtitles عبرت عن سعادتك بالموسيقى على مفاتيح بيانو لها نهاية
    Benim alanım, psikoloji alanı, insan mutluluğunu anlamak için, daha ileriye gitmeyi tam sağlayamadı. TED إن مجال عملي ، علم النفس لم يقدم الكثير في مساعدتنا بالمضي قدماً في فهم السعادة البشرية.
    Benliğin mutluluğunu kontrol eden etmenlerin bazılarını biliyoruz. TED نحن نعرف شيئاً حول ما يقوم بالسيطرة على رضى نفسية السعادة.
    Sara, benimle bütün mutluluğunu paylaşırdı. Open Subtitles اشركتني سارة في كُلّ لحظات سعادتها تقاسمتها معي
    Burada kalarak mutluluğunu feda edebileceğini bana açıkça belirttin. Open Subtitles حسناً , لقد وضحت لي بأنك ستُضحين . بسعادتك ببقائك هنا
    Senin ihtiyacın olan şey senin mutluluğunu kendinden önce tutacak biriyle çıkman. Open Subtitles ما تحتاجينه هو ان تواعدي شخصا يضع سعادتك قبل سعادته
    "Bu mutluluğunu kıskanmak değil, mutluluğunla mutlu olmak." Open Subtitles انه ليس حقيقيا عندما تشعر بالسعادة المطلقة ولكن عندما تشعر بسعادة قوية وتموت هذه السعادة
    Madam, bana bu onuru, bu iyiliği çok görmez ve bana Gigi'yle evlenme sonsuz mutluluğunu bahşeder misiniz? Open Subtitles يا سيدتي هل تمنحينني الشرف هل تمنين علي ..بالسعادة الكاملة بمنحي
    Onun mutluluğunu düşündüğüm için beni kötü yaptı, canı cehenneme onun. Open Subtitles مهلاً هي من قررت جعلي الشخص السيء للإهتمام بسعادتها
    Arkama yaslanıp kendi mutluluğunu mahvetmeni izlemeyeceğimi hiç düşünmemiştim. Open Subtitles لمْ أدرك أنّ بوسعي الجلوس و ترككِ تدمّرين سعادتكِ بنفسك
    Öyleyse insanlık uğruna mutluluğunu feda etmesi gerekiyor. Open Subtitles في هذه الحالة عليه أن يضحي بسعادته من اجل الانسانية
    Papa'nın bu mutluluğunu pek paylaşıyor gibi görünmüyorsunuz. Open Subtitles لا يبدو أنك تشارك البابا الفرحة بعيد ميلاده
    Gross Mill mutluluğunu yarattı böylece halkı hoşnut ve sadık kalsın diye. Open Subtitles لقد صنع ميزان السعاده القوميه الإجماليه لكي يكونوا قومه راضون ويبقون مخلصين
    Görüyorsun işte Jim, Andy'nin kardeşlerinden biri onunla ve kız arkadaşıyla çıkıp onun yeni bulduğu sevgisini ve mutluluğunu paylaşıyor. Open Subtitles هل سمعت، احدى خوات اندي ذهبت معه ومع خطيبته وتشاركوا الحب والسعادة

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more