| Söylenmesi gereken her şeyi söylemedi ama en azından dile getirildiği için mutluyduk. | Open Subtitles | لم يقل كل ما وجب قوله لكننا كنّا سعداء أنه قيل على الأقل |
| Sonsuza dek mutlu yaşamak için karar almadan önce daha çok mutluyduk. | Open Subtitles | لقد كنا سعداء بشكل مثالي قبل أن نقرّر العيش بسعادة إلى الأبد |
| Buraya kadar çok mutluyduk. | TED | ولهذا السبب كنا سعداء جداً الى حد الآن. |
| Kendimiz için o kadar mutluyduk ki aralarında neler olduğunu hiç sormadık. | Open Subtitles | كنا سعيدين جداً من أجل نفسينا لم نسأل أبداً عمّا حدث بينهما |
| Ailemle orada yaşıyorduk, çok mutluyduk. | Open Subtitles | كنت اعيش هناك مع والدي و كنا سعيدين جدا لكن عندما توفى وابي و امي |
| Sen mutluydun. Biz mutluyduk. Herkes mutluydu. | Open Subtitles | كنت سعيداً ، نحن كنّا سعداء ، الجميع كان سعيد |
| Yoksulluğa rağmen mutluyduk. | Open Subtitles | نحن كنّا سعداء في عالمنا على الرغم من فقرنا |
| Tanımadığımız insanları öptük, çok mutluyduk. | Open Subtitles | كنا نقبل من هم غرباء عنا تمامًا، كنا سعداء للغاية |
| Karısı ve ben tutkularımızla mutluyduk. Sende cehaletinle mutluydun. | Open Subtitles | أنا وزوجته كنا سعداء أكثر مما كُنتى سعيده فى جهلك |
| O zaman mutluyduk, sallanacak yer vardı ama burada bir kedi bile sallayamazsın! | Open Subtitles | كان سعداء حينها وكانت هناك غرفه للتأرجح لكن لا يمكن ان تأرجحى قطه هنا |
| Söylediğim gibi, biz burada çok mutluyduk eminim siz de olursunuz. | Open Subtitles | وكما قلت كنا سعداء جدًا هنا, وأنا متأكدة أنكم ستكونون كذلك أيضا |
| Tanrım, hiçbir şeyimiz yokken çok mutluyduk. | Open Subtitles | أجل، لقد كنا سعداء جدًا حينما لم يكن لدينا شيء |
| mutluyduk o zaman. Şimdi de öyleyiz, Allah aratmasın. | Open Subtitles | كنّا سعداء كما نحن الآن، فليدمها الله هكذا |
| En önemlisi Sabrina ve ben hiç olmadığımız kadar mutluyduk. | Open Subtitles | الاكثر اهمية ، اني انا و سابرينا كنا سعداء مثل عادتنا دائما |
| Ve siz çocuklar evdeyken, işer iyiyken biz mutluyduk. | Open Subtitles | و عندما كنتم أطفالاً بالبيت و العمل كان جيداً كنا سعداء |
| Artık Janet fazla ileri gitti ve bunu ona söylemeliydim ama evimizde onlar varken hepimiz o kadar mutluyduk ki. | Open Subtitles | الآن جانيت، تمادت كثيرا و يجب علي إخبارها بذلك لكننا جميعا كنا جد سعداء بوجودهم معنا بالمنزل |
| Her şey mükemmeldi ve gerçekten mutluyduk. | Open Subtitles | سارت الامور بشكل جيد، ونحن سعداء للغاية. |
| Beraber iyi bir hayatımız vardı. mutluyduk beraber. | Open Subtitles | لقد حضينا بحياة جيدة معاً، لقد كنا سعيدين |
| mutluyduk ama bir şeyler eksikti hep. | Open Subtitles | و مهما كنّا سعيدين, كان هنالكَ شيءٌ مفقود |
| Hatırlıyor musun buraya ilk taşındığımızda ne kadar mutluyduk? | Open Subtitles | هل تذكرين كيف كنا سعيدين أول ما انتقلنا هنا؟ |
| Kardeşinin yokken mutluyduk. Gitmişti çünkü mutluyduk. | Open Subtitles | إنّك سعدتَ أثناء غياب أخيك، سعدتَ بسبب غيابه. |
| mutluyduk beraber. Beraber iyi bir hayatımız vardı. | Open Subtitles | لقد كنا سعيدان معاً، لقد حضينا بحياة جيدة معاً |
| mutluyduk ve sadece beraber olmak istiyorduk. | Open Subtitles | لقد كنّا سُعداء لقد أردنا أن نكون معاً فحسب |
| Sihrin var olduğunu bile bilmiyorduk. Ve mutluyduk, anne. | Open Subtitles | لمْ نكن نعرف أنّه متواجد حتّى وكنّا سعيدَين يا أمّي |