Kendimi bir köşeye sakladım ve nasıl çıkacağımı bilemedim ve... | Open Subtitles | لكني دُفعت إلى الزاوية ولم أعرف كيف أخرج من ذلك |
Önemsediğim şeyleri kaybetmeden bu işin içinden nasıl çıkacağımı bilmiyorum. | Open Subtitles | ولا أعلم كيف أخرج من كل هذا بدون خسارة كل ما أهتم لأجله |
Bekleme listesinden nasıl çıkacağımı buldum. | Open Subtitles | لقد عرفت كيف أخرج من قائمة الانتظار |
Buradan nasıl çıkacağımı biliyorum, fakat ben sadece... çok üşüyorum. | Open Subtitles | أعرف كيف أخرج من هنا، لكنّي فقط... أموت من شدّة البرودة... |
Doğru, fakat daha Avatar haline nasıl girip nasıl çıkacağımı bilmiyorum. | Open Subtitles | صحيح... لكنني لا أعرف كيفية الخروج ...أو الدخول في وضع الآفاتار |
Sizlerle tanışmasaydım buradan nasıl çıkacağımı bulamazdım. | Open Subtitles | إن كنت لم أقابلكم يا رفاق قط لما علمت كيف أخرج من هنا أبدا ... .. |
Bu zindandan nasıl çıkacağımı gösterin bana. | Open Subtitles | فقط دلوني كيف أخرج من هذا السجن. |
Problem buydu, bu yüzden benimle savaşıyordu. Sonra ona başka bir soru sordum -- o durumdan nasıl çıkacağımı bilmiyordum ya, neyse -- Oyun yazarlığı yaptığı dönemle ilgili bir soru yönelttim. ve tekrar, tipik olarak "ah, evet oyun yazarıydı falan filan" demek yerine, "ha, oyun yazarlığı. Benim oyun yazarlığı yaptığımı bilemeyen yok" diye cevap verdi. | TED | و هذه هي المشكلة، كانت تحاربني من أجل ذلك، و لذلك سألتها سؤالاً -- لم أعلم ساعتها كيف أخرج من هذا المأزق -- سألتها سؤالاً عن حياتها ككاتبة مسرحيات، و مرة أخرى، نموذجي منها، بدلاً من أن تقول، "آه نعم، كنت كاتبة مسرحية و كذا و كذا و كيت،" بل قالت،"آه، كاتبة مسرحية. الجميع يعلم أنني كنت كاتبه مسرحية. |
Buradan nasıl çıkacağımı söylemeden olmaz. | Open Subtitles | لا... أخبرني كيف أخرج من هنا |
Neden olduğunu anlamadım ve buradan nasıl çıkacağımı da. | Open Subtitles | أنا فقط لا يمكن معرفة لماذا أو كيفية الخروج من هنا. |
İşe bakın, Georgie bu duvarların arkasındaki tünel sistemiyle buradan nasıl çıkacağımı biliyor. | Open Subtitles | من سخرية القدر أن (جورجي) هي من علمتني كيفية الخروج من هنا عبر شبكة أنفاق وراء إحدى هذه الجدران. |