| Yani burada bunun nasıl işlediğini görmem için bir fırsattı. | TED | لذا، كانت فرصة لي لأرى كيف يعمل هذا المفهوم بالضبط. |
| Emir komuta zincirinin ve Enstitü'nün nasıl işlediğini tam olarak bilmem gerekiyor. | Open Subtitles | ولكن أنا بحاجة إلى إبراء الكامل من أجل تقييم كيف يعمل المعهد |
| Tam olarak nasıl işlediğini bilmiyorum, kardeşim hediye olarak bu kartı yollamış. | Open Subtitles | لا أعلم تماما كيف يسير هذا الأمرلقد أرسل لى أخى هذه البطاقة |
| İzin verirsen bu tarz işlerin nasıl işlediğini sana açıklayayım, Paul. | Open Subtitles | اليك طريقة عمل الموضوع يا بول لنفترض مثلا |
| Sadece kabul sürecinin nasıl işlediğini öğrenmek istiyoruz. | Open Subtitles | فقط أريد أن أعرف كيفية سير عملية التقديم هنا |
| Bana nasıl işlediğini gösterdi. O enerji vermiyor. Enerji alıyor. | Open Subtitles | أراني كيف تعمل ،إنها لا تعطيكِ قوة ،بل تأخذها منكِ. |
| Geri döndüğünde seni kelepçelerden başka bir şeyin beklediğini düşünüyorsan, o zaman dünyanın nasıl işlediğini gerçekten bilmiyorsun demektir. | Open Subtitles | لذا إن كنت تحسبين أنّ ثمّة ما ينتظرك بالديار عدا الأصفاد فأنت حينها تجهلين حقّاً كيف تجري الأمور بالعالم |
| Bu sürecin nasıl işlediğini anlamak için, psikopatları bıraktım ve Oxford'da öğrenme ve gelişim konusunda uzman bir laboratuvara katıldım. | TED | ومن أجل فهم كيف تسير هذه العملية، تركت المرضى النفسيين وذهبت للانضمام إلى مختبر في أوكسفورد متخصص في التعلم والتطور. |
| Sistemin gerçekte nasıl işlediğini anlayıp ona göre gerekeni yapar. | Open Subtitles | كيف يعمل النظام حقاً ومن ثم فعل ما هو مطلوب |
| Buna paralel olarak yaratıcılığın nasıl işlediğini ve yeniliği tetikleyen şeyi araştırmak için çok sayıda yeni araçlarımız var. | TED | بالتوازي، لدينا الكثير من الأدوات، أدوات جديدة الآن لدراسة كيف يعمل الإبداع وما هو الذي يشجع على الابتكار. |
| Ve hayır, ben tüm bunların nasıl işlediğini bilmiyorum, ama belli ki bunlardan birini gördüğümde bir gizli mesaj olduğunu anlıyorum. | TED | و لا، لا أعرف كيف يعمل هذا في المخطط المحير للأشياء، ولكن من الواضح، وأنا أعرف الرسالة المشفرة عندما أراها. |
| Ben bir bölge başsavcısı yardımcısıyım. Sistemin nasıl işlediğini biliyorum. | Open Subtitles | أنا مساعد مدعي عام لمنطقة وأعرف كيف يسير العمل بالنظام |
| Kuralların ne olduğunu ya da bunun nasıl işlediğini tam olarak bilmiyorum. | Open Subtitles | أنا لا أعرف بالضبط ما هي القواعد أو كيف يسير هذا الأمر |
| Sana dünyanın nasıl işlediğini söyleyeyim, çocuk. | Open Subtitles | لذا دعني أخبرك كيف يسير العالم حاليًا يا فتى |
| Kuyruklu yıldızlar hakkında öğrendiklerimizle ve belki de onların nasıl hayatta kaldıkları hakkında öğreneceklerimizle evrenin nasıl işlediğini anlamaya başlayacağız. | Open Subtitles | لو قمنا بدراسة المذنّبات فسنعرف كيف ننجو منها ونبدأ بفهم طريقة عمل الكون |
| Hava balonlarının nasıl işlediğini bilmez misiniz siz? | Open Subtitles | ألا تعرفون يا رفاق طريقة عمل بالونات الطقس؟ |
| - Bir Kızıl Taç. İletişim büyüsünün nasıl işlediğini çözmüşsün. | Open Subtitles | التاجّ القرمزيّ اكتشفتِ طريقة عمل تعويذة الاتّصال |
| Dünyanın aslında nasıl işlediğini öğrenirlerse, artık batıl inançları olmaz. | Open Subtitles | لن تملأ الخرافات عقلهم إن تعلموا كيفية سير العالم. |
| Bugün size yöntemin nasıl işlediğini göstermek için sekiz ile başlayacağm. | TED | واليوم سأبدأ بثمانية حروف فقط لأريكم كيف تعمل هذه الطريقة. |
| Tam olarak nasıl işlediğini bilmiyorum, kardeşim hediye olarak bu kartı yollamış. | Open Subtitles | لا أدري تماماً كيف تجري الأمور هنا، أهداني أخي هذه البطاقة |
| Haklısın. Geçen bunca seneden sonra, düzenin nasıl işlediğini, iyi biliyorum. | Open Subtitles | أنتِ محقه, بعد كل هذه السنوات أعلم كيف تسير الأمور. |
| Gücümün sırf olayların nasıl işlediğini anlamak olmadığının farkında değilsin. | Open Subtitles | وأنت لا تدرك قدرتى ليست فقط معرفة كيفية عمل الأشياء |
| Bu sadece basit bir gösteri ama nasıl işlediğini görebilirsiniz. | Open Subtitles | هذا مجرد توضيح تقريبي،يا سيدة المفتش لكنك ترى من خلاله كيف يجري الأمر. |
| NSA ile beş yıl geçirince, dünyanın nasıl işlediğini öğreniyorsun. | Open Subtitles | خمس سنين مع وكالة الأمن القوميّ ستعلّمك كيف يسري العالم. |
| Peki, anlıyorum. Düzenin nasıl işlediğini biliyorum. | Open Subtitles | حسنا، فهمت أعرف كيف يدور العالم |
| nasıl işlediğini anlamak eğlencenin yarısı. | Open Subtitles | اكتشاف كيفيّة عمله هي نصف المتعة. |
| Torpidonun nasıl işlediğini biliyor musun? | Open Subtitles | أتعلم آلية عمل الطوربيد؟ |
| Eğer Callo ise, polis protokolünün nasıl işlediğini nereden bildiklerini de açıklıyor. | Open Subtitles | إذا كان (كالو) فهذا يوضح معرفتهم بنظام الشرطة ومعرفتهم بوظائف الأقسام |