"nazaran" - Translation from Turkish to Arabic

    • مقارنة
        
    • بالمقارنة
        
    • بعكس
        
    • ومقارنة
        
    Zenginliklerine nazaran sosyal kalkınmada geri kalan ülkeler de var. TED لدينا بلدان أدائها هزيل فيما يتعلق بالنمو الاقتصادي، مقارنة بثروتهم.
    Ve bu ilk zaferin buna nazaran çok daha küçük. Open Subtitles وحتى الآن نصرك الأول ما هو ألا ثانوي مقارنة بهذا.
    Bu komşularımıza nazaran Kuzey Kore'yi geceleri gösteren bir uydu resmiydi. TED هذه صورة من الأقمار الصناعية لكوريا الشمالية في الليل مقارنة بدول الجوار
    Bu da koronavirüsleri diğer RNA virüslerine nazaran daha yavaş mutasyon oranlarıyla çok daha istikrarlı kılar. TED وهذا يجعل فيروسات الكورونا أكثر استقراراً، وتخفّض من معدّل حدوث الطفرات بالمقارنة مع باقي فيروسات الرنا.
    Onlara nazaran daha az kayıp vermişlerdi. Open Subtitles ولم يتكبدوا عملياً خسائر تذكر بالمقارنة مع ما تكبده البريطانيين
    Bana kalırsa Henry'nin en büyük gücü diğer rakiplerine nazaran, her zaman skandalsız bir hayatı olmasıdır. Open Subtitles النقطة التى فى صالحنا أن هنرى خالى تماماً من الفضائح بعكس كل خصومه هذا يمكن أن يهدم كل شىء
    Diğer rehinelere nazaran şanslı olduğumu da biliyorum. TED أنا ادرك أيضا كم أنا محظوظ مقارنة بالرهائن الآخرين.
    Peki diyelim ki bundan bir kaç milyar yıl öncesine nazaran bugün ne kadar daha az genişliyor? TED أو ماهو معدل التباطؤ في التمدد الحاصل اليوم مقارنة ، لنقل ، بمعدل التباطؤ قبل بضع مليارات من السنين ؟
    Ve tarihçi El Mas'udi, satrancı, şans oyunlarına nazaran insanın hür iradesinin bir kanıtı olarak görüyordu. TED واعتبر المؤرخ المسعودي اللعبة برهاناً على إرادة الإنسان الحرة مقارنة بألعاب الحظ.
    PATLAYAN EVLERİ GÖRMEYE nazaran SIKICI. Open Subtitles حركة السير؟ ذلك ممل. مقارنة بمشاهدة منازل تتفجر.
    Söylemeye çalıştığın şey, sosyal açıdan kendini adamış normal bir yazara duygularla baş eden bir romancıya nazaran avantaj sağlanması ve korunması gerektiği mi? Open Subtitles هل تقولين أن تدخل الكاتب اجتماعيًا مفيدًا له و واقي له مقارنة ً بالروائي الذي يتعامل مع كيف أقول هذا..
    Sessiz banliyölerin çaresizliğine nazaran bence uzaylı kıyameti dünya üzerindeki cennet gibi bir fırsat. Open Subtitles مقارنة بالبؤس الهاديء لمناطق أطراف المدينة كنت لأقول إن كارثةً فضائية هي جنةٌ على الأرض
    Lake District yemeklerine nazaran şimdiye kadar ki İtalyan yemekleri nasıl? Open Subtitles ما هي المواد الغذائية قد مثل حتى الآن في إيطاليا، مقارنة مع المواد الغذائية في منطقة البحيرات؟
    Ve tam tersine, sana nazaran biz gayet mankafayız. Open Subtitles إذا اي شيء , نحن نوعاً ما خشب مقارنة بك.
    Size nazaran o gece tamamen ayıktı ama. Open Subtitles مع أنها كانت صاحية للغاية مقارنة بك تلك الليلة
    Diğer bölgelere nazaran Z Şehri'nde canavarlar ile ilişkin olay oranı anormal derecede. Open Subtitles مقارنة بباقي المناطق، معدل عالي بالكوارث المتعلقة بالوحوش
    Ve pek çok banka burada şube açtı. Diğer bölgelere nazaran, Open Subtitles وإنشاء المزيد من البنوك، بالمقارنة بالمقاطعات الأخرى،
    Daima dışlanmış ve yalnız olacak böylece siyah kardeşlerine nazaran insanlardan daha az korkacak. Open Subtitles ستظل دائما مرفوضة و وحيدة بالرغم من كونها أقل خوفا من البشر بالمقارنة مع أخوتها و أخواتها من ذوي اللون الأسود
    Senin Harper'a yaptığına nazaran eksik kalacak. Open Subtitles انها سوف تتضاءل بالمقارنة لماذا فعلتم لهاربر.
    Onların mahkûmu gibi olduk. ama mahkûmlara nazaran biz gitmeyi seçebiliriz. Open Subtitles إننا أشبه بالسجناء ، لكن بعكس السجناء يمكننا أن نختار الرحيل من هنا
    Diğer kardeşlerime nazaran ben içine girdikten sonra sana zarar vermem. Open Subtitles أتعلم , بعكس أخوتي لن أترككَ بفوضى عارمة بعد أن أنتهي من تلبسك
    Sen Sasuke ve Neji'ye nazaran daha iyi olucaksın. Open Subtitles ومقارنة بساسكي ونيجي ستبقى دائماً أفضل منهم بكثير

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more