Biri sana bir soru sorarsa gözlerine bakıp nazikçe cevap vermek adettir. | Open Subtitles | عندما يسئلك احدهم سؤالاً فمن المألوف ان ترفعي نظرك اليهم وتردِ بلطف |
Sizden nazikçe yerlerinizden kalkıp uçağın arka tarafına gitmenizi istiyoruz. | Open Subtitles | نطلب منكم بلطف النهوض من مقاعدكم والإنتقال إلى مؤخرة الطائرة. |
O yumurta beyazlarını küçücük, sinir edici veletlermişçesine nazikçe ez. | Open Subtitles | اخلط هذا البيض بلطف كما لو كانت طفل صغير مزعج |
Tek ihtiyaçları olan, onlarla nazikçe ve şefkatle konuşacak biri. | Open Subtitles | كل ما يحتاجه هاذين هو شخص يتحدث معهم بأدب والقليل من الشفقة |
Haftalardır nazikçe okuyacak bir şeyler istiyorum ve sen şimdi bana ne getiriyorsun? | Open Subtitles | كنت اسألك بلطف ان توفر لي مواد للقراءة وهذا هو ماتحضره لي ؟ |
Yani, depresyon ile mücadele eden birini tanıyorsanız nazikçe, bu tedavi seçeneklerinden biri için teşvik edin. | TED | لذلك إذا كنت تعرف شخصاً ما يعاني من الإكتئاب، شجعهم بلطف كي يخضعوا لواحداً من هذة العلاجات. |
Ve sonra, kenarlar düzleşip kare olana kadar çok çok nazikçe ovaladım. Böylece evi inşa ettim. | TED | ثم بدأت بفرك الزجاج بلطف شديد حتى أصبحت بعض الحواف مربعة الشكل ثم شيدتها. |
Ovalarken nazikçe ovalarım. Yumuşak ve yatıştırıcı bir şekilde. | Open Subtitles | . حينما أضغط ، أضغط بلطف بنوع من الرقة و الهدوء |
- Lütfen bana bunu yaptırma. - nazikçe onu vazgeçirmelisin. | Open Subtitles | لاتجبريني على فعل هذا - يجب أن ترديه بلطف - |
Sana nazikçe, çok nazikçe rica ediyorum, Bay Kessler, alçakgönüllü olmadan, hiçbir yere gelemezsiniz. | Open Subtitles | ، ولكني أطلب منك بلطف .. بلطف ، سيد كيسلر بدون تواضع لن تصل لشيء |
"Aniden bir tıklama duydum sanki birisi... nazikçe, kapımı çalıyordu." | Open Subtitles | فجأة سمعت نقر كأن شخص ما يطرق يطرق بلطف يطرق باب غرفتى |
Bu meraklı Büyük Beyaz, nesneyi anlamak için nazikçe ölümcül dişlerini kullanıyor. | Open Subtitles | هذا القرش الفضولي يستعمل فكيه القاتلين لإستكشاف لوح التزلج بلطف |
Tibet'in batı sınırında geçen iki gün ardından nazikçe kovulduk. | Open Subtitles | يومان إلى حدودِ التبت الغربية ونحن بلطف نطرد للخارج. |
Ve dev minik oğlanın etrafına atkısını doladı.. nazikçe yukarı doğru kaldırıp.. | Open Subtitles | ووقف العملاق بخلسة خلف الطفل واخذه بلطف من يده |
Kendime sek martini hazırlayıp, nazikçe borsadaki durumdan konuşacağım. | Open Subtitles | سأورّط نفسي في الشراب وسأسأله بأدب بعد أن نتكيّف في جو الحفلة |
Onu üzemezsiniz bile Gülümser ve kafasını sallar nazikçe | Open Subtitles | لا يمكنك أن تغضبه ولو قليلا هو فقط يضحك ويومئ بأدب |
Şimdi yalnız, arada onları çıkarıyor ve bakıyor onları nazikçe ve merakla elliyor ve onları takıp aynada kendini seyrediyor ve sonra sanki başka bir dünyada başka biri oluveriyor. | Open Subtitles | والآن , عندما تكون وحيدة تخرجهم وتنظر إليهم تحملهم برقة , وفضول ترتديهم وتنظر لنفسها فى المرآة |
Size göre yolumu kaybettim, ve birisi az sonra sahneye çıkıp beni koltuğuma nazikçe geri döndürecek. | TED | تظنون أنني قد ضللت طريقي وشخص ما سيحل مكاني على المسرح خلال دقائق ويرشدني لمقعدي بكل لطف |
Bugün nazikçe bize dinlettiğin şarkı. | Open Subtitles | الأغنية التي كنتَ تذيعها بلطفٍ بالغ مِنْ أجلنا اليوم |
Onu nazikçe kazanabilirim. | Open Subtitles | سأكون قادرة على الفوز به من جديد من خلال اللطف. |
Saygısını gösterdi ve bütün tenkitlerinizi nazikçe kabul etti. | Open Subtitles | لقد أبدت كثير من الإحترام وتقبلت نقدك بصورة مهذبة |
Gördüğünüz gibi, nazikçe sorduğunuz takdirde, istediğiniz herşeyi alabilirsiniz. | Open Subtitles | أنظر ، أسأل السؤال بشكل مؤدب لتصبح مهما |
Ama nasıl yapıldığını bilmen lazım. nazikçe. | Open Subtitles | لكن يجب عليك أن تتعلم كيف تفعلها، مع رقة |
Sokağın aşağısına gidin yoksa polisi çağırıp sizi nazikçe göndereceğim. | Open Subtitles | تحرّكوا إلى نهاية الشارع، وإلا سأتصل بالشرطة وأزيلكم بكل أدب. |
Bazıları, düşmanlarına nazikçe dişlerini gösterirken, bazıları sevgi dolu bir yüz ifadesine bürünerek, gözyaşlarının akmasını engeller. | Open Subtitles | البعض يظهر أسنانه كتحذير مهذب لأعدائه البعض يضع ابتسامة بسيطة ليمنع دموع من الانهمار |
Uygun bir anda, nazikçe benim için imzaIayıp imzaIayamayacağını sor. | Open Subtitles | ...متى ما سنحت الفرصة ...بلباقة مطلقة سله أن يوقّعه لي |
Uzaygemisi suya nazikçe saatte 30 km hız yerine , ölümcül bir hızla, 450 km ile çarpar. | Open Subtitles | مما يجعل المركبة لا ترتطم بالمياه بنعومة بسرعة 20 ميلا في الساعة و لكن إرتطام إنتحاري بسرعة 300 ميل في الساعة |
Sana nazikçe dokunuyorum. | Open Subtitles | أنا ألمسك بحنية |
Eğer nazikçe sorsaydı, memnuniyetle onu ziyaret ederdim. | Open Subtitles | إذا يرغب بسؤال مؤدّب سأكون مسرور لمقابلة الكاردينال. |