Merak ettim de dün akşam dışarıya sadece hava almak için mi çıktın, yoksa başka bir neden var mıydı? | Open Subtitles | لقد كنت أتساءل فقط هل حقاً ذهبت للخارج لاستنشاق الهواء النقي الليلة الماضية ؟ أو كان هناك سبب آخر ؟ |
Ama ekonomiden, sayı ve verilerden öte bunu önemli kılan, sistemimizi düzeltmemiz için daha basit bir neden var. | TED | وبالإضافة إلى الاقتصاد والأرقام والحسابات، أعتقد هناك سبب أبسط لأهمية ذلك، سبب أبسط لإصلاح نظامنا. |
Memur Bey. Memur Bey, bu adamın hortum kullanması için bir neden var mı? | Open Subtitles | أيها الضابط , أيها الضابط هل هناك سبب لاستخدام هذا الرجل لخرطوم المياه |
Bir çok kaçma girişimine önderlik ettiğine inanmak için yeterince neden var. | Open Subtitles | هناك أسباب تجعلنا نعتقد أن هذا الشخص هو قائد العديد من محاولات الهروب الإجرامية |
Acı, nefret, açgözlülük ve savaşlar neden var? | Open Subtitles | لمَ يوجد الألم والبغض والجشع والحرب؟ |
Bu gece birinin benimle yatmak istemesi için sadece iki neden var. | Open Subtitles | هناك سببان فقط ليقم أحدهم بعلاقة معي الليلة |
Karavandaki telsizin çalışma ihtimali olduğuna inanmam için bir neden var mı? | Open Subtitles | إيدى , هل هناك سبب يجعلنى أظن بأن جهاز الإرسال الموجود فى العربة قد يعمل ؟ |
Bana bu kadar kaltakça davranman için belli bir neden var mı? | Open Subtitles | هل هناك سبب معين لتعاملكِ معي بطريقة العاهرات؟ |
Bir neden var mıydı, veya siz ya da adamlarınız burayı dolduran insanlarla eğlenme amaçlı mıydı? | Open Subtitles | هل كان هناك سبب ما أم أنك أنت ورجالك تستمتعون بإطلاق الرصاص أمام أعين الناس ؟ |
Tatsızlıktan uzaklaşan hakların için mücadele etmez, ama arkanda durmam için bir neden var. | Open Subtitles | الهروب مما تكره لا تكافح من أجل حقوقك لكن هناك سبب وراء ذلك |
Onun korunmayı terkedip buraya gelmesi için tek bir neden var. | Open Subtitles | هناك سبب وحيد لتركها الحماية والمجئ إلى هنا |
En azından Amerika hakkında iyi hissetmek için bir neden var. | Open Subtitles | على الأقل هناك سبب واحد لتشعر بشكل طيب حول أمريكا |
- Güvenmemen için çok sebep var ama güvenmek zorunda olduğun da bir ikna edici neden var. | Open Subtitles | حسناً، هناك العديد من الاسباب التي تدعوكَ لعدم الثقة بي و هناك سبب وحيد مقنع للثقة |
İster inanın, ister inanmayın, bizim insan olmamız için çok iyi bir neden var. | Open Subtitles | صدق أو لا , هناك أسباب حقيقة جيده , كوننا من البشر |
Kocanızı görmemeniz için bir çok neden var | Open Subtitles | هناك أسباب التي ك الزوج لا يستطيع رؤيتك. |
Fakat eğer tanrı boktan bir piç ise, "Dünyada iyilik neden var?" diye sorabilirsin. | Open Subtitles | ولكن إذا كان الإله وغدا مقرفا، فبإمكانك القول، "لمَ يوجد الخير في العالم؟ |
"Aşk, umut ve zevk neden var?" diye sorabilirsin. | Open Subtitles | لمَ يوجد الحب والأمل والسعادة؟" |
Birkaç farklı neden var. Çünkü bir tanesi sınavı izlemeye gerçekten yardımcı oluyor. | Open Subtitles | هناك سببان مختلفان الأول أنه يساعد حقا على توجيه الفحص |
Sanırım elimizde bir neden var. | Open Subtitles | اعتقد اننا لدينا الدافع الصحيح |
Ortada birçok neden var, ve bütün bu nedenlerden dolayı, zaman geldi ve bu yüzden konuşmalıyız. | TED | اذا هناك اسباب عديده, ولكل تلك الاسباب, هذا هو الوقت والسبب لكي نتحدث |