"nefret etmek" - Translation from Turkish to Arabic

    • كراهية
        
    • لكره
        
    • أن أكره
        
    • لأكره
        
    • ليكره
        
    • كرهي
        
    • نكره
        
    • من كره
        
    • كرهها
        
    • لتكرهي
        
    • لكرههم
        
    • لكرهي
        
    • أن تكره
        
    • أن أكرهه
        
    • ان تكره
        
    Afrikalılara saldırı arısı gibi, onlardan nefret etmek üzere eğitilmiş. Open Subtitles أكانت تبع جمعية كراهية السود؟ النحلة، تدرّبت لكراهية الناس السود.
    Çünkü senin inandığın şeylere inanmayan insanlardan nefret etmek kolaydır. Open Subtitles ..لأنه من السهل كراهية الناس التي لا تؤمن.. بنفس الأشياء التي تؤمن بها
    Neden birbirlerinden nefret etmek için bu kadar uğraşıyorlar? Open Subtitles انظري اليهما , لماذا يعملان بجد لكره احدهما الاخر
    Ama ben insanlardan nefret etmek istemiyorum. Senin gibi olmak istemiyorum. Open Subtitles ولكني لا أريد أن أكره الناس، لا أريد أن أكون مثلك
    Onlardan nefret etmek için başka sebeplerim var. Open Subtitles عندي أسباب لا علاقة لها بذلك لأكره هؤلاء السفلة
    Marin Bölge savcısına göre Markham Shankar'ın Barojan'dan nefret etmek için iyi bir sebebi varmış. Open Subtitles وفقاً لمكتب المدّعي العام لمقاطعة "مارين" وكان لدى (ماركهام شانكار) سبب جيّد ليكره (باجوران)
    Sana yaptığımı sandığın şey yüzünden benden nefret etmek istiyorsan, durma et ama inan bana eğer yardımı kabul etmezsen davayı kazanma şansın olmayacak. Open Subtitles تريد كرهي لما تظن اني فعلته بك فالتتفضل لكن صدقني ، إن لم تقبل المساعدة لن تحظى بفرصة للفوز بقضيتك ؟
    Neden sen ve ben birbirimizden nefret etmek zorundayız? Open Subtitles لماذا يجب علينا أنا و أنت أن نكره بعضنا بعضاً ؟
    Renginden dolayı bir insandan nefret etmek size yarar getirmez. Open Subtitles سيّدي كراهية شخص ما بسبب لون بشرته لن يحل أي شيء
    Üreme organından nefret etmek deniyor. Open Subtitles إنها تُدعى "كراهية اتجاه اعضاءك التناسلية".
    Kendinden nefret etmek ciddi bir şey olabilir. Open Subtitles كراهية الذات يمكن أن تكون دافع قوي
    Bu ülkenin her şeyinden nefret etmek için iyi bir nedenim var. Open Subtitles لدي أسباب مقنعة جدا لكره كل جانب في هذه الدولة
    Seni olduğun kişi haline getiren kişiden nefret etmek zordur. Sonunda kendinden nefret edersin. Open Subtitles يصعب كره الشخص الذي صنع هويتك، إنما تنتهين لكره ذاتك.
    Yüce Gracchus, nefret etmek bana zor geliyor... ama bir adam var ki, onu düşündükçe öfkeden kuduruyorum. Open Subtitles جراكوس العظيم انا أجد صعوبة في أن أكره لكن هناك رجل واحد لا يمكنني التفكير بدون أن أستشيط غضبا
    Doğrusu, babandan nefret etmek isterdim. Gerçekten isterdim. Open Subtitles الحقيقة أنّي لوددت أن أكره أباك حقًّا.
    Kendimden nefret etmek için pek çok nedenim var ama sana olan nefretim, kelimeler kifayetsiz kalır. Open Subtitles لدي قدرة عميقة لأكره نفسي ولكن نحوك انت مثير للاعجاب
    Ama değerli Garfield'ın pazartesi günlerinden nefret etmek için bir sebebi olmadığını söyleyince daha da iyi olacağım. Kedi o. Open Subtitles لكن ليس بالقدر الذي سأبلغه لمّا أخبركِ أن محبوبكِ (غارفيلد) ليس له أدنى سبب ليكره أيام الإثنين.
    Bak, eğer yaptığım şeyden ötürü benden nefret etmek istiyorsan siktiğimin kulübüne hoş geldin. Open Subtitles أنظر, أذا أردت كرهي لما فعلت فأهلا بك في النادي
    Olduğumuz şeyden nefret etmek için çok sebebimiz var. Open Subtitles لدينا الكثير من الأسباب لـ نكره ما نحن عليه.
    Mesela nefret etmek yerine hayattan zevk almayı. Open Subtitles ياإلهي، لدينا هنا كل المتعة بدلاً من كره الحياة
    Ona kızgınım, ama ondan nefret etmek kendimi iyi hissettirmeyecek. Open Subtitles أنا غاضب و لكن كرهها لن يشعرني بشعور أفضل
    Evet, ama sizin de Bay Young'dan nefret etmek için nedenleriniz vardı. Open Subtitles نعم, ولكن انت ايضا لك اسبابك لتكرهي السيد يونغ أيضا
    Onlardan nefret etmek için daha çok sebep lazımmış gibi. Open Subtitles كأنني أحتاج لدوافع أكثر لكرههم
    Senden sürekli nefret etmek için ben bir mevsim harcadım. Open Subtitles لكرهي لك طوال هذا الوقت، قضيت موسم واحد.
    Babanın kazanmasına yardım etme şansın varken babanın kaybetmesine yol açtığın için kendinden nefret etmek istemezsin. Open Subtitles ولا تريد أن تكره نفسك إن خسر والدك وأنت تملك أن تساعده على الفوز
    Ondan nefret etmek istiyorum; fakat ona baktığımda hissettiğim tek şey acıma. Open Subtitles أريد أن أكرهه لكن كلّما أنظر إليه كل الذي أشعر به هو العطف
    Nedensiz yere anında bir insandan nefret etmek harika değil mi? Open Subtitles اوه, اليش ذلك عظيما عندما تستطيع ان تكره شخصا من دون سبب حقيقي تماما مثل الخفاش

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more