"nefret suçu" - Translation from Turkish to Arabic

    • جريمة كراهية
        
    • جريمة الكراهية
        
    • جريمة حقد
        
    • جرائم الكراهية
        
    • جرائم كراهية
        
    • جريمه بدافع الكراهيه
        
    Sorumluluk bunun nefret suçu olup olmamasına bağlı olarak değişir. Open Subtitles إلزام الجامعة يعتمد على ما إذا كانت الجريمة جريمة كراهية
    Biz, kişisel tarz aleyhine nefret suçu işleyemezsiniz demek istiyoruz. Open Subtitles نحن نقول أنك لا تستطيع ارتكاب جريمة كراهية وفقًا للتصرفات
    Fiziksel olarak zarar gördüğü için Will, Craig'e karşı işlenen suçun nefret suçu olduğunu varsaydı ve ölümünün medyada olay olmasını istemedi. Open Subtitles بسبب القسوة الجسدية الشديدة التي عاناها ويل إفترض ان كريغ كان ضحية جريمة كراهية و لم يرد لوفاته ان تصبح مهرجانا إعلاميا
    Sanırım bu durum nefret suçu çılgınlığına bir ara veriyor. Open Subtitles أظن هذه الشهادة تضع حدًا لهراء جريمة الكراهية إلى الأبد
    Bu bölgede nefret suçu yaşandığını bilmeli. Open Subtitles عليه أن يعرف عن جريمة حقد حاصلة في مقاطعته
    nefret suçu formunda hangi kutucuğu işaretleyeceğimi bile bilmiyorum. Open Subtitles أوه، أنا لا أعرف حتى أي صندوق سوف أختار صندوق على شكل جرائم الكراهية
    Son zamanlardaki cinayetlerin nefret suçu olduğunu düşünüyoruz. Open Subtitles نظن ان الجرائم الاخيرة هي جرائم كراهية
    İşlemediğim bir nefret suçu yüzünden maksimum güvenlikli cezaevinde iki yıl yattım. Open Subtitles أمضيت سنتين في سجن شديد الحراسة من أجل جريمة كراهية لم أرتكبها.
    En azından bunun ne olduğunu dile getirebiliriz: Bir nefret suçu. TED أقل ما يمكننا فعله هو أن نسميها: جريمة كراهية.
    Ne düşünüyorum biliyor musun? Bir nefret suçu işledin ama yanlış kişiye çattın. Open Subtitles أعتقد أنّك كنت سترتكب جريمة كراهية لكنّك عبثت مع الشخص الخطأ.
    Varolan kanıtlarla, nefret suçu mu yoksa yalnızca adi bir suç mu karar vereceksiniz? Open Subtitles ،وبإستخدام الأدلة المتوفرة ستقررون إن كانت تلك جريمة كراهية أو مجرد جريمة عنف، حسناً؟
    Ben buna yalan da demek istemiyorum, [Asimilasyon olmadan göçmenlik istilaya eş değer] çünkü daha çok nefret suçu gibi geliyor. TED وأنا لا أريد حتى أن أطلق على ذلك "كذبة"، [الهجرة دون استيعاب تسمى غزواً] لأنه بالنسبة لي تعد جريمة كراهية بشكل أكبر.
    Bu soru nefret suçu gibiydi. Open Subtitles هذا السؤال كان مثل جريمة كراهية
    İlk başta, işlenen nefret suçu gay bir adama karşı idi, ...şimdi işlenen nefret suçu ise... Open Subtitles في البداية كانت جريمة كراهية بحق رجل شاذ ...والآن هي جريمة كراهية بحق الرجال الذين
    O halde bu "ibne" kişilere karşı işlenen bir nefret suçu, gay olanlara değil. Open Subtitles "إذًا الآن هي جريمة كراهية ضد الرجال "النواعم ولكنهم ليسوا مثليين
    Gördüğün üzere, kütüphane bir nefret suçu masalı anlatıyor. Open Subtitles كماترين المكتبة تخبرنا قصة جريمة كراهية
    nefret suçu kurbanın gay olup olmamasıyla ilgili değil, ...katilin Tre'nin gay olduğunu sanmasıyla ilgili. Open Subtitles إن جريمة الكراهية لا علاقة لها بكون الضحية شاذًا أم لا بل بما إن كان القاتل يظن أنه شاذ
    Sayın Başkan, eminim hepiniz birkaç gece önce bir K.G. üyesine nefret suçu işlendiğinin farkındasınızdır. Open Subtitles حسناً سيدتي العمدة أنا متأكد بأنكم مدركين أن جريمة الكراهية العنيفة التي وقعت
    Söylediğim gibi, bu bir nefret suçu. Open Subtitles إذاً، مثل ما كنت أقول إنها جريمة حقد
    Gazeteler nefret suçu olduğunu sandılar. Open Subtitles إعتقدت الصحف أنها جريمة حقد.
    İlk 100 günüm süresince nefret suçu içerikli davaların sayısını artıramazsam beni kovabilirsiniz. Open Subtitles إذا أوقفت دعاوي جرائم الكراهية في أول 100 يوم لي فاطردوني
    Daha önce de nefret suçu mağduru oldum. Open Subtitles وقعت ضحية جرائم كراهية .. مرتين
    Bu artık bir nefret suçu. Open Subtitles هذه الآن تعتبر جريمه بدافع الكراهيه

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more