| Sıcak, karanlık ve nemli. Samimi bir ortam. | TED | إنها دافئة، إنها مظلمة، إنها رطبة, إنها مريحة للغاية. |
| Yüzeyde, kalın bir kuru ot tabakası oluşturuyoruz, böylece dışarısı sıcakken toprak nemli kalıyor. | TED | على السطح، ننشر طبقة سميكة من النشارة، لذا عندما يكون الجو حاراً في الخارج تكون التربة رطبة من الداخل. |
| Dolaylı yöntem, nemli kumaş ya da kağıdın pirinç hamuru kullanılarak balığa yapıştırılmasıyla başlar. | TED | الطريقة الغير مباشرة تبدأ بلصق قماش أو ورق رطب على السمكة باستخدام الورق الرقيق. |
| Başkaları görmesin diye saklamak için de onları karanlık ve nemli bir yere koyardım. | TED | و لكن كي أخزنها، كنت أخفيها و أحفظها في مكان رطب و مظلم كي لا يجدها أحد و يعرف بأنني أحيض. |
| Bu, beni dünyayı çevreyelen nemli ve ılık dönence kuşaklarına götürdü. | TED | وأخذني ذلك لهذا الحزام الاستوائي الرطب والدافيء الذي يحيط بالأرض |
| Karanlık, nemli orman zemininde cangıl yaşamdan yoksun gibi görünür. | Open Subtitles | في الظلام،وعلى ارضية الغابة الرطبة تبدو الغابة وكأنها بلا حياة |
| nemli herhangi bir şey bıçağa dokununca, bum, hemen durur. | Open Subtitles | اذا لمس تلك الشفرة اي شئ يحتوي الرطوبة تتوقف فورا |
| Şimdi küçük bir İngiliz'i memleketi kadar soğuk ve nemli olmayan bir yerde hayal edin. | TED | تخيلوا الآن بريطانية صغيرة في مكان لم يكن بارداً و رطباً كالوطن. |
| Sulama olmadan bile, orman tabanı nemli ve hatta bazen karanlık kalıyor. | TED | وحتى من دون السقاية، تظل أرضية الغابة رطبة وأحياناً مظلمة. |
| Ya da nemli çayırlar, böcekler ve güneşli yerleri seven bataklık kaplumbağalarının. | TED | أو سلحفاة المستنقع، التي تحتاج للمروج رطبة وحشرات وأماكن مشمسة. |
| Zevk... Sıcacık, bacaklarının arasında başını yakan, yumuşacık nemli bir okşama! | Open Subtitles | النشوة هي مثل رأس دافئ، محترق بين فخذيك, مداعبة ناعمة، رطبة التي تنمو. |
| Sıcak, yumuşak ve nemli... | Open Subtitles | دافئة، ناعمة، رطبة وبداخلها بذور، ومدوّرة |
| Beyniniz küçük elektriksel yükle dolu, nemli, biçimsiz bir kütledir. | TED | إن دماغك جسم صغيرة رطب وغير متبلور، وهو مليء بشحنات كهربائية صغيرة. |
| Dar bir yere sok, tercihen nemli, itekle, tekrarla. | Open Subtitles | إدخاله في مكان ما ويفضل ان يكون مكان رطب وتركرارات |
| Uzaktan bakınca, burası soğuk, nemli bir bataklık gibidir. | Open Subtitles | من البعيد يبدو هذا المكان كمستنقع رطب بارد |
| Bu yoğun orman nemli havayı yoğunlaştırır ve nemini korur. | TED | هذه الغابات الكثيفة تكثف الهواء الرطب وتحتفظ بالرطوبة. |
| Bir New Orleans yazı yoğun ve nemli bir durgunlukta boğuluyor. | Open Subtitles | الصيف في نيو أورلينز يغرق في السكون الرطب السميك |
| Yani içeride bölmeler vardır... ...bölmelerin duvarlarını bir çeşit nemli toprakla inşaa ederler... ...ve bu kuruduğunda bir çeşit kerpiçvari yüzey oluşur. | TED | هذا يعني أن هناك دوائر بالداخل، يخطون الجدران بالتربة الرطبة ويجف إلى نوع أشبه بسطح أدوبي. |
| Steno, safra taşlarının nemli organlarda nasıl büyüyerek şekillendiğini gördü. | TED | وقد شاهد ستنو كيف تتشكل حصى المرارة في الأجهزة الرطبة بالتزايد. |
| Böylece denizden gelen nemli rüzgar estiğinde böceğin kabuğunda su tanecekleri oluşmaktadır. | TED | مما يجعل الرطوبة الناتجة عن البحار القريبة تتكثف على سطح قشرتها مشكلة قطرات من المياه |
| Bu nemli ormanlarda bu kadar yaygın olan kurbağalar, ekolojinin önemli halkalarıdır. | Open Subtitles | فى هذه الغابات الرطبه .. الضفـادع مشتركه بروابط أكيده مع علم البيئه |
| Yeni oluşan hava sıcak ve nemli, ve sıcak hava yükselmeye başladığında, etrafındaki hava dönerek onun yerini alır. | Open Subtitles | الهواء الجديد يصبح دافئ ورطب وبالتالى أثناء الارتفاع المستمر للهواء الدافئ الهواء المحيط يحدث دوامة وتأخذ مكانها |
| Cips için, hafif nemli patates... bir tarafı kahverengileşince, diğer tarafını çevir. | Open Subtitles | لبطاطس هشة ورطبة لما لونها يبقة بنى ,نقلبها |
| Böylece Afrika'ya ulaşan hava akımı artık nemli değil kuru oluyor. | Open Subtitles | فأصبحت تيارات الهواء التي تصل أفريقيا جافة بدل أن تكون رطبه |
| - Lütfen, oturun. Ama kanepeyi biraz nemli bulabilirsiniz. | Open Subtitles | تفضل بالجلوس، على الرغم من أنك ستجدها مبللة قليلة |
| Karanlık, nemli ve berbat kokuyor ama mühendislik açısından, iyiyiz. | Open Subtitles | . المكان مظلم ، وتنبعث منه رائحة الرطوبه الرهيبه , لكن من وجهة نظري . نحن جيدون |
| nemli balon veya galon gibi bir şey dedi. | Open Subtitles | كان تتحدث عن شيء اسمه (غلو) أو (كانو) |
| Ama havlusu bıraktığım yerdeydi. Katlanmış şekildeydi ve nemli değildi. | Open Subtitles | ولكن المنشفة كانت كما وضعتها كانت ملفوفة ولم تكن مبتلة |
| Goncanın bakımı. nemli tutulmalı. | Open Subtitles | الزهرة, وجوب الإهتمام بها و الحِفاظ على رطوبتها |