"nesbitt" - Translation from Turkish to Arabic

    • نيسبيت
        
    • نيزبت
        
    • نسبيت
        
    • نيسبت
        
    • نزبيت
        
    • نيزبيت
        
    Ve Jack Nesbitt tüm itfaiyecilerin adına leke sürüyor. Open Subtitles وجاك نيسبيت يعطي كل رجال الاطفاء سمعة سيئة.
    - Olamaz. - Ne güzel bir şapka öyle, Bayan Nesbitt. Open Subtitles لا يا لها من قبعة جميلة يا سيدة نيسبيت
    - Olamaz. - Ne güzel bir şapka öyle, Bayan Nesbitt. Open Subtitles لا يا لها من قبعة جميلة يا سيدة نيسبيت
    Weathersby'ye bu Nesbitt'i sordum biraz. Open Subtitles أتعلمون, لقد سألتُ ويذرزبي حيالَ هذا المدعوِ نيزبت
    Takma adım Nigel Alexander Nesbitt. Open Subtitles لقبي هو نايجل الكسندر نسبيت
    Ayrıca Freddie Nesbitt, şu korkunç ve alelâde karısını niye getirmiş? Open Subtitles لماذا كان على (نيسبيت) أن يجلب معه زوجته تلك الرهيبة الشعبية؟
    Bildiğim kadarıyla Nesbitt onlardan biri değildi ama. İşler biraz tehlikeli olmuştu gerçi. Open Subtitles حسب فهمي أن (نيسبيت) لم يكن واحداَ منهم كبر الموضوع , رغم ذلك
    Daha da önemlisi, muhakkak Nesbitt'in bu işte bir parmağı var. Open Subtitles النقطة الأهم هي أن (نيسبيت) بكل تأكيد متورط ببعض تلك الأعمال
    - Nesbitt sorunlu bir liderdi zaten. Open Subtitles ط ط ط، كان نيسبيت زعيم إشكالية.
    Bu Harlow, Newtown'dan Bay Nesbitt. Open Subtitles هذا هو السيد (نيسبيت) من (هارلو) في (نيوتاون)
    Bay Nesbitt görünmez olmanın ilk dersini öğrenmiş gözüküyor: Open Subtitles تعلمَ السيد (نيسبيت) الدرس الأول بأن يكون غير مرئي
    Ben Bayan Nesbitt'im! Open Subtitles أنا السيدة نيسبيت
    Ben Bayan Nesbitt'im! Open Subtitles أنا السيدة نيسبيت
    Bayan Nesbitt'in yanında sadece bir tane elbisesi varmış. Eşyalarını hazırlarken kocasının onu çok acele ettirdiğini söyledi. Open Subtitles سيدة (نيسبيت) معها ثوب واحد فقط و تقول ان زوجها أستعجلها عندما كانت تحزم أمتعتها
    Bir tarafta Lord Stockbridge İngiltere için söylenip dururken diğer tarafta Freddie Nesbitt yalakalık yapıp duruyordu. Open Subtitles اللورد (ستوكبريدج)، من ناحية.. مُمل من بريطانيا و (فريدى نيسبيت) من ناحية يستغل الفرصة
    Bay Nesbitt daha fazlasını sizden isteyemez artık, değil mi? Open Subtitles لا يمكن للسيد (نيسبيت) أن يطلب أكثر من هذا، أليس كذلك؟
    Özür dilerim, efendim. Bay Nesbitt'in ayakkabılarını saklıyordum, efendim. Open Subtitles أرجو معذرتك يا سيدي كنت فقط أجمع أحذية السيد (نيسبيت) يا سيدي
    John adını söylemeden önce de Nesbitt'ten şüphelenmişsin. Neden? Open Subtitles كنت تشك بـ (نيسبيت) قبل (جون) أن يذكر اسمه، لماذا؟
    Jack Nesbitt'ten telefon geldi. Open Subtitles لقد تلقيتُ مكالمةً للتوِ من جاك نيزبت
    İlk olarak Nesbitt'e gidip işini geri al. Open Subtitles حسناَ , أول خطوة إذهب إلى (نسبيت) و استرجع عملك
    Jack Nesbitt. 51'de misiniz hepiniz? Open Subtitles أنا جاك نيسبت أتعملون جميعاً في المركز ٥١؟
    Nesbitt. Open Subtitles "نزبيت"
    Bay Nesbitt'in kedisini bulduğunuzdaki acıklı durumdan bahsediyorduk. Open Subtitles لقد كنت تصف الحالة اليائسة التي تمرّ بها قطة السيد (نيزبيت)

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more