Kendimi daha net bir şekilde görebiliyorum da ve istediğim şeyin makul olarak istenebilecek olandan daha fazlası olduğunu anlayabiliyorum. | TED | ولكن يمكن أن أرى نفسي بوضوح أكثر، وأستطيع أن أعترف بأن ما أريده في بعض الأحيان هو أكثر من المعقول. |
Sana net bir şekilde arayıp teyit et dememiş miydim? | Open Subtitles | ألم أقل لك بوضوح أن تتصلي و تأكدى الامر ؟ |
Dünyanın bütün zamanına sahip olmadığımızı farkettiğimizde önceliklerimizi daha net bir şekilde görmeye başlarız. Önemsiz olaylara daha az dikkate alırız. | TED | عندما ندرك أننا لا نملك كل الوقت الموجود في العالم. تتجلى أمامنا أولوياتنا بوضوح. لا نعير أدنى اهتمام للمسائل التافهة. |
- Evet, net bir şekilde. Onbaşı Hartmann 20'sinde kayboldu. | Open Subtitles | نعم ، بشكل واضح ، العريف هارتمان اٍختفي يوم 20 |
İçeri girdim. Bir polis olduğumu net bir şekilde bildirdim ve o bana ateş etmeye başladı. | Open Subtitles | لقد أوضحت جيداً أننى شرطى لكنها بدأت إطلاق النار علىّ |
Gözlerimle net bir şekilde gördüğüm şeyi inkar etme. Asıl soru: | Open Subtitles | لا تنكر ماهو واضح أمامي عينيّ، السؤال هو... |
Ve gördüğünüz gibi, burada oldukça iyi bir veri var. Sivri uçları net bir şekilde görebiliyorsunuzdur. | TED | وكما ترون، هناك الكثير من البيانات هنا، تستطيعون رؤية المستقيمات بوضوح. |
Mesaj gönderiyor ve bunun herkesçe net bir şekilde anlaşılmasını sağlıyor. | Open Subtitles | إنه يرسل رسالة.. ويتأكد بأن الجميع يسمعها بوضوح. |
Ve bir anda ardımızda bıraktığımız dünyayı çok net bir şekilde görebiliyoruz. | Open Subtitles | و يمكننا فجأة أن نرى العالم الذي تركناه خلفنا بوضوح |
Sesi hâlâ net bir şekilde duyamıyorum. | Open Subtitles | لازلت لا يمكنني سماع الصوت بوضوح أعطني سماعة أذن |
Kimse net bir şekilde açıklayamıyor, dolayısıyla "bu" kalbi terketmiyor. | Open Subtitles | لا أحد يستطيع أن يفسر بوضوح لما لا يغادر هذا الشيئ قلوبنا أبداً |
- Şimdi evlatlarım evlenmeden önce bu şekilde kalmalısınız. İncil çok net bir şekilde ifade eder: | Open Subtitles | يجب أن تبقيا أعزبين قبل الزواج , الإنجيل يقولها بوضوح |
Elimizdeki bilgi, net bir şekilde Raphael'in kabrini işaret ediyor ve Raphael'in kabri de o binanın içerisinde. | Open Subtitles | معلوماتنا تشير بوضوح إلى قبر رافاييل. قبر رافاييل داخل ذلك المبنى. |
Birazdan, sahnede hologramlar görmeye başlayacağım, üstelik sizi gördüğüm kadar net bir şekilde. | TED | خلال لحظات سأبدأ في مشاهدة رسومات مجسمة هنا على هذه المنصة، بشكل واضح كما يمكنني رؤيتكم الآن. |
Şimdi her gün onun sesini zihnimde çok net bir şekilde duyuyorum. | Open Subtitles | و الآن أسمع صوته في رأسي بشكل واضح و مرتفع يومياً |
Annenle yaptığın son görüşmedeki her kelime hafızanda net bir şekilde yer almış olmalı. | Open Subtitles | أنا أتخيل أن آخر مكالمة حصلت بينكما ستكون حاضرة بشكل واضح في ذهنك |
İçeri girdim. Bir polis olduğumu net bir şekilde bildirdim ve o bana ateş etmeye başladı. | Open Subtitles | لقد أوضحت جيداً أننى شرطى |
Gözlerimle net bir şekilde gördüğüm şeyi inkar etme. Asıl soru: | Open Subtitles | لا تنكر ماهو واضح أمامي عينيّ، السؤال هو... |