Böyle bir oğla sahip olmak için Subhash ne günah işledi, bilemiyorum. | Open Subtitles | أنا لا أعرف ماذا إرتكب سوبهاش لكي يحصل على مثل هذا الإبن |
Bu sanki babadan oğla geçen bir gelenek gibi. | Open Subtitles | إنه نوع مثل عادتنا نتوارثها من الأب إلى الإبن , يكلفنا هذا عاماً أو عامين |
Bu sadece... o kadar kızgın bir çocuğu görmek çok üzücü, babadan oğla geçen bir kızgınlık. | Open Subtitles | من المحزن أن ترى ولداً صغيراً غاضباً إنتقلت تلك الكراهيه من الأب إلى الإبن |
Ceviz kırma, grubun kültürel mirasının bir parçası olmuş, nesilden nesile aktarılmış, özellikle anadan oğla. | Open Subtitles | تكسير الجوز هو جزء من ثقافة المجموعة التراثية ولقد مرت الثقافة على جميع الأجيال خاصةً من الأم إلى الإبن |
Sadi'ler gizli yeteneklerini babadan oğla geçirir ve her nesilde daha esrarlı güçlere kavuşurlar. | Open Subtitles | هذه siddhi، ينقلون سرّهم ممارسات من الأبّ إلى الإبن يحجب كسب السلطات |
Babadan oğla geçen bir şey bu. | Open Subtitles | حياناً تتوارث بين الأب و الإبن. |