| Rahatlamış gibiydiler. oğullarının ne kadar hasta olduğunu söyledin mi? | Open Subtitles | يبدوان مرتاحين هل أخبرتيهم كم ابنهم مريضاً؟ |
| Ailem tanıştıkları herkese oğullarının bir cerrah olduğunu söylüyor. | Open Subtitles | أتعلمين , والديّ قالوا لجميع من قابلوهم أن ابنهم جراحاً |
| Ejderin oğullarının kökleri çok eski ve derinlere dayanıyor. | Open Subtitles | سلالة أبناء التِنِّيِّنْ قديمة جداً ويجري حبها في عروقهم |
| Karşınızda her şeyini kaybetmiş varlıklı bir ailenin ve onları bir arada tutmaktan başka bir şansı olmayan oğullarının hikayesi. | Open Subtitles | والآن مع حكاية العائلة الثرية التي فقدت كلّ ماتملك ولايملك هذا الابن أيّ خيار سوى أن يبقيهم معاً |
| Hayır, yalnızca oğullarının ölümünün formlarda neden bahsedilmediğini sorduğumda beni kovmakla tehdit eden avukatlarıyla görüştüm. | Open Subtitles | لا، فقط محاميهم، الذين هدّدوا بطردي عندما سألت عن سبب وفاة ابنهما لم أتمكن من الكشف بأى شكل من الأشكال |
| oğullarının sabıkalarından utandıklarından kimliklerini gizli tutuyorlar. | Open Subtitles | هم خجلون من سجل إبنهم وكذلك يلبسون الأقنعة |
| Eve dönünce güçlü ol. oğullarının da senin gibi iradesiz olmasına izin verme. | Open Subtitles | يكونوا أقوياء حينما تعود إلى المنزل لا تدع أولادك يكونوا ضعفاء مثلك |
| Ona her gün bak ve oğullarının bir daha gelemeyeceklerine inan. | Open Subtitles | إنظر إليه كلّ يوم لكي أنت يقنع أبنائك لا أكثر |
| oğullarının 16. yaş gününü kutlayacaklarmış. | Open Subtitles | لقد كانوا فى طريقم للاحتفال بعيد ميلاد ابنهم ال 16 |
| Lee'lere sor bakalım oğullarının terörist aktiviteleri hakkında ne biliyorlarmış. | Open Subtitles | اسأل أولئك الثملون إن كانوا يعرفون شيئاً عن نشاط ابنهم الإرهابي |
| Şerif, oğullarının kaybolmasını araştırırken onların evindeymiş. | Open Subtitles | وكان بمنزلهم حين ذهب الشريف لمتابعة قضية اختفاء ابنهم. |
| Yaşlı Andronicus bütün bunları oğullarının öcünü almak için yapıyor. | Open Subtitles | لم يُقضَ بشيء ضد أبناء العجوز أندرونيكوس المتقصدين إلا حسب القانون |
| Kabaran okyanusların Atlantis'i yutması ve Aryas'ın oğullarının yükseldiği yıllar arasında krallıkların gökteki yıldızlar gibi dağınık fakat belirgin olduğu o güne değin görülmemiş bir çağ yaşanmıştı. | Open Subtitles | في السنين السابقة عندما أغرقت المحيطات الأطلسي و نهوض أبناء إريوس كان هناك عصر لم يحلم به |
| Adem oğullarının Dünya'daki tek kabile olacağına inanmadı. | Open Subtitles | مؤمنين بأن أبناء آدم لم يكونوا سوى همج بدائيين |
| Bu, her şeyini kaybetmiş varlıklı bir ailenin ve bu aileyi bir arada tutmaktan başka şansı olmayan oğullarının hikâyesidir. | Open Subtitles | والآن حكاية العائلة الثرية التي فقدت كل ماتملك وهذا الابن الذي ليس لديه حل سوى أن يبقيهم معاً |
| Bu, her şeyini kaybetmiş varlıklı bir ailenin ve bu aileyi bir arada tutmaktan başka şansı olmayan oğullarının hikâyesidir. | Open Subtitles | والآن مع حكاية عائلة ثرية قد فقدت كل ماتملك وهذا الابن ليس لديه أيّ خيار سوى أن يبقيهم معا |
| Ama henüz oğullarının öldüğünü söylemedik. Misafirimizin onları bilgilendirmesini istemiyoruz. | Open Subtitles | ولكننا لم نخبرهما بأن ابنهما مات ولا نريد لهذا الفتى بأن يخبرهما |
| oğullarının düğünü için karşıdaki daireyi tuttular. | Open Subtitles | لقد أستأجروا الشقة المقابلة من أجل زفاف إبنهم. |
| oğullarının kendilerine güveni için yaptıklarının meyvesini görmek çok güzel. | Open Subtitles | يسرني رؤية نجاح طريقة التهذيب الذاتي على أولادك |
| oğullarının gücü Thakur'un vahşetine cevap vereceler! | Open Subtitles | أبنائك الأقوياء عادوا لإجابة أعمال الإقطاعي الوحشية! |
| Oğulları ve oğullarının oğulları da imparatorluğa şövalyelik etmek zorundaydı. | Open Subtitles | لكن أبنائهم أيضاً وأولاد أبنائهم ليخدموا الإمبراطورية كفرسان |
| Bana oğullarının nerede olduğunu, görüp görmediğim sordular. | Open Subtitles | لقد سألاني عمّا إذا كنت أعلم مكان إبنهما |
| oğullarının bağışıklık sistemi nakil için baskılanmış. | Open Subtitles | أن أبنهم جهاز مناعته متوقف في أستعداده للمتبرع |
| Ve tufandan sonra Nuh 'un oğullarının oğulları oldu. | Open Subtitles | ووُلد بنون لأبناء نوح بعد االطوفان |
| Ya da oğullarının hapse girmesine izin mi vereceksin | Open Subtitles | أو أنك كنت مستعدا للسماح لأبنائك أن يذهبوا للسجن |
| - Evet efendim fakat... - Onlara oğullarının çatışmada öldüğünü söyle. | Open Subtitles | أخبرهما بأنه مات أثناء تأدية الواجب, إنه شجاع, ذلك كل مايريدان أن يعلماه |
| Ve ölmekte olan oğullarının etrafında el ele tutuşmuşken bir mucize oldu. | Open Subtitles | وفيما كان الوالدان يحيطان بابنهما المحتضر، |
| Sana hediye yollayan, oğullarının okul harçlarını ödeyen birisi. | Open Subtitles | يحضر لك الكثير من الهدايا وأطفالكَ يُمْكِنُ أَنْ يَذْهبوا إلى مدرسة خاصة |