"oğullarından" - Translation from Turkish to Arabic

    • أبنائه
        
    • الأبناء
        
    • أولاده
        
    • أبنائها
        
    • هؤلاء أبناء
        
    Ve ağlamaya başlar. Ve Priam oğullarından bir çoğunu katleden bu adama bakar, ve o da ağlamaya başlar. Ve ağlayışlarının sesi tüm evi doldurur. TED وينظر بريام إلى الرجل الذي قتل الكثير من أبنائه ويبدأ هو بدوره النحيب، ويملأ صوت نحيبهما المنزل.
    oğullarından biri savaşa gitmeden önce mezbahalara halka tedarik ederdi. Open Subtitles فقد أحد أبنائه في تلك الحرب كان يقوم بتوفير السلاسل لمصنع تعليب اللحوم
    ..kızlar annelerine oğullarından daha iyi bakıyor. Open Subtitles أن الفتيات تهتم أكثر من الأبناء بأماهتهم
    Cidden oğullarından birinin, vasiyetinin sahtesini yaptığını düşünüyor musun? Open Subtitles أحقاً تعتقد بأن واحداً من الأبناء زوّر وصيته ؟
    Will Stevens ve oğullarından bahsetti ama karısı hakkında bir şey söylemedi. Open Subtitles لقد قال , ويل ستيفانز و أولاده لم يقل و زوجته
    Bayan bir komşuma yardım ediyorum. oğullarından birinin başı belada sayılır. Open Subtitles أنا أسدي معروفاً لجارتي أحد أبنائها في ورطة
    Oradaki bir karmaşa yaşarlarsa orospu oğullarından. Open Subtitles من هؤلاء أبناء العاهرات إذا جعلوا فوضى في هناك.
    Roma'nın orospusu, işi için önce oğullarından birini gönderdi. Open Subtitles عاهر روما بدايةً أرسل أحد أبنائه ليقوم بعمله
    oğullarından birine vermek istiyordu. Open Subtitles أراد أن يورثها لواحد من أبنائه
    Ve oğullarından birinin adı Harvey'ydi. Open Subtitles وأحد أبنائه سمّوا هارفي.
    Hâlâ kendisini ya da mongol oğullarından birini öldürtecek gücüm olduğundan korkuyor. Open Subtitles إنّه يخشى أنّني مازلت أتمتع بالسلطة التي تمكنني من قتله أو قتل أحد أبنائه ، كما كنت في عصر (غريدي)
    oğullarından birisin. Open Subtitles أحد أبنائه
    Çiftlik sahibinin oğullarından biri farmasötik şirketinde araştırmacıymış. Open Subtitles أحد الأبناء في تلك المزرعه هو باحث في شركة أدوية
    Aile ismi oğullarından geçmiş. Open Subtitles أسم العائلة يمر من خلال الأبناء
    Şey, oğullarından biri az önce firar etti. Open Subtitles حسناً, أحد الأبناء هرب
    - Gibbs, oğullarından biri. Open Subtitles (غيبز)، أنه واحد من الأبناء.
    Bunu sizin için değil, benden, oğullarından Klanından ve hatta akrabalarından üstün tuttuğu onuru için yaptı. Open Subtitles إن لم يكن فعل ذلك من أجلكم، فإنه فعلها من أجل شرفه، الذي يعتبره أغلى من نفسي، أولاده و عشيرته. و لذلك أنا وبخته كثيراً لفعل ذلك.
    oğullarından biri de vefat etmiş diye duydum. Open Subtitles -وأحد أولاده توفي مؤخراً كذلك؟
    oğullarından birisi, bir kız kardeşi ile kavga ediyor. TED وأحد أبنائها يتشاجر مع إحدى بناتها.
    Lord Chamberlain, Ulu Vezir ve oğullarından biri. Open Subtitles كبير أمناء البلاط رئيس الوزراء... وأحد أبنائها

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more