| Bir kızın hem seni hem de O adamı sevebileceğini söyleme bana. | Open Subtitles | لا تخدعني وتخبرني أن أي فتاة قادرة على حبك وحب ذلك الرجل |
| Anya'nın bir teorisi var. O adamı donduranın Martha Stewart olduğunu düşünüyor. | Open Subtitles | آنيا لديها نظرية تعتقد بأن مارثا ستيوارت هي من جمدت ذلك الرجل |
| O adamı tekrar görmeyeceğini biliyorsun çünkü o insanları incitti... | Open Subtitles | تعرفين أنك لن تري ذلك الرجل ثانيةً. لأنه أذى أناساً. |
| O adamı dövdüğünde sınıfa gidip babamın ne kadar güçlü olduğunu anlatmıştım. | Open Subtitles | عندمل ضرب هذا الرجل ذهبت إلى المدرسة و أخبرتهم كم أبي قوياً |
| O adamı severdim ama artık kuralları koymak için başımızda Rube yok. | Open Subtitles | لقد احببت هذا الرجل و لكن روب لم يعد هنا ليسن القوانين |
| Dürüst olayım, açık pencere var mı diye kolaçan ediyorduk o sırada duvarın orada oturan O adamı gördük. | Open Subtitles | نحن نبحث عن نوافذ مفتوحة، لأكون صادقاً معكما، رأيتُ ذلك الرجل يجلس مُقابل القمامة، لديه درّاجة بجانبه وبندقيّة صيد. |
| Ve önümüzdeki dört dakikada O adamı... ..cehennemin kapılarına göndermen senin görevindir. | Open Subtitles | ,وفي الأربع دقائق القادمة,فمن واجبك أن ترافق ذلك الرجل إلى بوابات جهنم |
| Tüm sorularını cevaplayacağım fakat şu an O adamı oradan çıkarman gerekiyor. | Open Subtitles | سأجيب كل أسئلتك، لكن الآن أحتاجك لإخراج ذلك الرجل من تلك الغرفة. |
| Tehlikedesin. 280 çetesi seni susturması için O adamı kiralamış. | Open Subtitles | أنت في خطر. عصابة الـ 280 عينت ذلك الرجل لقتلك |
| O adamı, kardeşimi öldürmeden önce öldürmek kolay bir iş olmayacak. | Open Subtitles | الآن قتل ذلك الرجل دون أن يقتل أختي لن يكون سهلاً |
| Hep olmayı beklediğin kişi olmakta O adamı kullanmadın mı? | Open Subtitles | ألم تستخدم ذلك الرجل لتكون ما تمنيت أن تكونه دائماً؟ |
| Tehlikedesin. 280 çetesi seni susturması için O adamı kiralamış. | Open Subtitles | أنت في خطر. عصابة الـ 280 عينت ذلك الرجل لقتلك |
| O adamı tanımıyoruz, çalışma odamız da evin arka tarafında, Teğmen. | Open Subtitles | نحن لا نعرف هذا الرجل ومكاتبنا في خلفية المنزل أيها الملازم |
| Aile kuralı gereği kardeşi, O adamı bu silahla öldürdü. | Open Subtitles | حسب رمز عائلته شقيق هذا الرجل قتله بواسطة هذا السلاح |
| Ama ben izlerken adamlarımdan biri pencereden geçti ve O adamı iyi tanımama rağmen, onu tanımak benim için imkansızdı. | Open Subtitles | لكن احد رجالي مر بالنافذة بينما أنا أراقب وبرغم انني اعرف هذا الرجل جيدا كان من المستحيل بالنسبة لي ان أميزه |
| Kendi iyiliğin için O adamı gördüğünü unut. | Open Subtitles | لمصلحتك , الافضل لك ان تنسى انك رايت هذا الرجل |
| O adamı hiç bir şekilde merkezde görmek istemiyorum! Ona arka çıktın! | Open Subtitles | إننى لا اريد رؤية هذا الرجل فى مقر القيادة لأى سبب ، أنت الذى ساندته |
| Yedi yıl boyunca her gece O adamı öldürdüm. | Open Subtitles | كل ليلة خلال 7 سنوات كنت أفكر بقتل هذا الرجل |
| Çünkü ertesi sabah O adamı tanımayacaktır. | Open Subtitles | لأنها في الصباح التالي، لن تعرف من كان ذاك الرجل |
| Ya O adamı buradan çıkaracağım ya da bu uğurda öleceğim. | Open Subtitles | سأقوم بتهريب ذلك الشخص لخارج السجن أو سأموت و أنا أحاول |
| Öyleyse, O adamı öldürerek, geri kalan köylülerin hayatlarını kurtarmış oldun, öyle mi? | Open Subtitles | اذا بقتلك ذلك الرجلِ أنقذت حياة بقية القرويين |
| "O adamı hapse atın. Ne yaptığını sanıyor?" | Open Subtitles | القوا بذلك الرجل فى السجن ماذا يظن نفسه فاعلا؟ |
| ayrıca O adamı New York'tan getirip şahitlik etmesini sağlayabilirim. | Open Subtitles | يمكنني القول أيضا أنني سآتي بهذا الرجل بالطائرة من نيويورك |
| Neden O adamı, bana aramayı bırak dedikten sonra kendisini öldürmeye zorladın? | Open Subtitles | لمَ أرغمتي ذلك الرّجل الذي قتل نفسه أمامي ليمنعنى عن البحث عنكِ؟ |
| Geriye izlenmek için kalan tek şey, senin O adamı kovman. | Open Subtitles | فالشيء الوحيد المتبقي لدينا هو رؤيتك و أنت تطرد ذلك الشاب |
| Laboratuarda O adamı içeri koydular. Dikkatli ol. | Open Subtitles | في المختبرِ، وَضعوا هذا الرجلِ بالداخل لذا فقط كُنْ حذراً. |
| Hergün kapıdan çıkıp, O adamı göremem. Taşınmalıyız. | Open Subtitles | لا أستطيع الخروج من بابي الأمامي كلّ يوم وأرى ذلك الرجُل |
| Bu konuda kararsızdı ama senin düzgün biri olduğunu ve O adamı muhakkak affedeceğine karar kıldı. | Open Subtitles | لقد تردد الرئيس كثيراً. وقال إنّهُ إذا كان الشخص المناسب فيمكنكَ العثور عليه. لكي يغفر لذلك الشخص. |
| Git O adamı bul ve mektup yerine mesaj götür. | Open Subtitles | اذهب و اعثر على ذالك الرجل و اعطيه رسالة بدل الخطاب |
| Hazır bahsetmişken, O adamı bir arayayım. | Open Subtitles | تكلم عن ذلك, سأقوم بأجراء مكالمة لذلك الرجل |
| Jay, az önce O adamı vurdun. Yani, gerçekten vurdun. | Open Subtitles | جاي، لقد أطلقت النار على الرجل للتو أعني لقد قتلته فعلاً |