"o canavarın" - Translation from Turkish to Arabic

• ذلك الوحش
• هذا الوحش

o canavarın Ulusal Müze'ye koyulmuş halini hayal ettiğinizi biliyorum.
أعلم أنك تتمنى وضع ذلك الوحش فى المتحف القومى

o canavarın tekrar öldürmesini engellemek için her şeyimden vazgeçtim.
لقد تخلَّيت عن كل شيء لأمنع ذلك الوحش من القتل ثانيةً

o canavarın yaşadığını bilerek ölemem.
لا يمكنني الموت وأنا على علم بأنّ ذلك الوحش ما زال يسير على هذهِ الأرض

Benim tahammül edemeyeceğim şey o canavarın özgür kalması.
ما لا أستطيع معايشته هو أن يخرج ذلك الوحش حيا من هذا

o canavarın arkasında bıraktığı yıkım, yetkilileri kapımın önüne kadar getirecek.
أثر خراب هذا الوحش سيقود السلطات مباشرة إلي

Beni hayatım boyunca asıl rahatsız edecek şey, o canavarın serbest kalması.
ما لا أستطيع العيش معه هو أن ينجو ذلك الوحش بفعلته

Oğlumun bu dünya üzerinde gördüğü son şey o canavarın yüzü oldu.
آخر ما رآه ابني على هذه الأرض كان وجه ذلك الوحش

Ama sana söz veriyorum, o canavarın bunu almasına izin vermeyeceğim.
لكنني أعدك أنا لن ادع ذلك الوحش يضع يديه عليه

o canavarın peşine düşmeni ve onu öldürmeni istiyorum!
أريدكِ أن تتعقبي وتقتلي ذلك الوحش.

o canavarın kapatılmasına yardım ettiğim için memnunum.
يسعدني تقديم المساعدة لحبس ذلك الوحش.

Bu civarın yerlisi olduğunuz için yan komşunuza o canavarın taşınmasının sizi niye bu kadar üzdüğünü anlayabiliyorum.
كونك عنصر مهم في المجتمع ...أتفهم، وجود ذلك الوحش ينتقل بالمنزل المجاور، قد أقلقك

Anladım ki eğer beni yakalarlarsa, hala o canavarın kız kardeşime ve diğer kızlara yaptıklarının kanıtı olmayacak.
فكرت انه اذا امسكو بي , فلن يكون معهم الدليل على ذلك الوحش. لقد قتل اختي , وفتيات اخريات .

Köye dönünce benimle evleneceksin ve o canavarın kellesi duvarımızı süsleyecek.
حينما نعود إلى القرية ستتزوجيني ورأس ذلك الوحش ستعلق على سور القرية - ! أبدًا -

Ya da onu, o canavarın farkına varamadığı için affetmemem gerektiğini...
لأنها لم تدرك طبيعة ذلك الوحش

o canavarın tabiatının farkına varamadığı için.
لأنها لم تدرك طبيعة ذلك الوحش

o canavarın izini bulursa onu kesin öldürür.
لو تبعت ذلك الوحش ، فسيقتلها

o canavarın kaçmasına izin verdim.
تركت ذلك الوحش يفلت بجلده.

o canavarın yaptıklarıyla tekrar karşılaştık.
ها نحن نشهد مجددا ً نتائج أفعال هذا الوحش