"o kutuyu" - Translation from Turkish to Arabic

    • ذلك الصندوق
        
    • هذا الصندوق
        
    • تلك العلبةِ
        
    • تلك العُلبة
        
    • الصندوق هذا
        
    • الصندوق في
        
    o kutuyu bir daha düşürürsen seni vururum. Open Subtitles أسقط ذلك الصندوق مرة أخرى وسأطلق النار عليك.
    Sonra o kutuyu uzağa, büyük ve boş bir odaya koyup, kapıyı kapattığımı düşünürüm. Open Subtitles وبعدها، أتخيّل نفسي أضع .. ذلك الصندوق في حجرة فارغة كبيرة وأغلق بابها
    Gitmeden önce o kutuyu götürür müsün? Open Subtitles هل تستطيعين فحسب أن ترفعي ذلك الصندوق قبل أن ترحلي ؟
    o kutuyu açman ise tüm beş topluluğun da simülasyonunu geçmekle mümkün oluyor. Open Subtitles الطريقة الوحيدة لفتح هذا الصندوق هو عن طرق النجاح في محاكاة الفصائل الخمس.
    Stan, o kutuyu bu tarafa Open Subtitles حسنا ستان ضع هذا الصندوق في الأعلى على اليمين
    Pekala, o kutuyu bulmalıyız. Open Subtitles الموافقة، نَحتاجُ لإيجاد تلك العلبةِ.
    o kutuyu dokuz yildir sakliyordum. Open Subtitles -كنتُ أخفي تلك العُلبة لتسع سنوات .
    Senin işin o kutuyu bulmak. Bakmaksa bizim işimiz. Open Subtitles الصغير الاسود الصندوق هذا تجد ان مهمتك عليه نظرة نلقى دعنا
    o kutuyu eve getirdiğine inanamıyorum. Open Subtitles لا استطيع تصديق انك احضرت ذلك الصندوق للبيت
    Kolombiya'da yanlış kutuyu karıştırırsanız o kutuyu boylayabilirsiniz. Open Subtitles في كولومبيا,ان تلصلصت حول الصندوق الخاطئ فقد ينتهي المطاف بك بداخل ذلك الصندوق
    o kutuyu çok seviyorum çünkü biliyorsun ki onu bana Petra vermişti. Open Subtitles انا احب ذلك الصندوق لان بيترا اعطتني اياه
    o kutuyu yakın ve o odadan uzak durun. Open Subtitles احرقوا ذلك الصندوق وابقوا بعيدين عن هناك
    Şimdi, o kutuyu açana kadar kedi teoride hem hayatta hem de ölüdür. Open Subtitles وإلى أن يفتح ذلك الصندوق تُعتبر القطة -نظريًا- حيّة وميتة في نفس الوقت.
    o kutuyu çalmasaydın o çocuğun annesi ölmeyecekti. Open Subtitles ... إن لم تسرق ذلك الصندوق لما ماتت والدة ذلك الطفل
    Belki o kutuyu kullanıp burada kaçmak istiyorsun ama gerçek şu ki burada tutsak olan kişi benim. Open Subtitles ربما تكون أنت من يريد أن يستعمل ذلك الصندوق للهرب من هنا... لكن الحقيقة أني من كان... حبيساً طيلة الوقت
    Ve o kutuyu çalmamı istiyorsunuz? Open Subtitles وانت تريد مني سرقة ذلك الصندوق ؟
    Biri o kutuyu dolabıma, anahtarı da anahtarlığıma koydu. Open Subtitles قام أحدهم بوضع هذا الصندوق في خزانتي والمفتاح في سلسلة مفاتيحي
    o kutuyu işaretlediğimizi sanıyordum. Open Subtitles ظننت أننا قد تحققنا مسبقاً من هذا الصندوق.
    o kutuyu neredeyse 20 yıldır açmamıştım. Open Subtitles لم أفتح هذا الصندوق منذ عشرين سنة تقريبا.
    Ben o kutuyu kontrol etmiştim. Open Subtitles لقد ألقيت نظرة على هذا الصندوق لتوى
    Onu gerçek ikna etti ve onun bulduğu kanıtlarla o kutuyu bulduğumda senin de ikna olacağını umuyorum. Open Subtitles الحقيقة من أقنعتها وآمل ... حينما أحصل على هذا الصندوق الذي بداخله الدليل الذي وجدته،
    o kutuyu bulmalıyız. Open Subtitles نَحتاجُ لإيجاد تلك العلبةِ.
    o kutuyu dokuz yıldır saklıyordum. Open Subtitles -كنتُ أخفي تلك العُلبة لتسع سنوات .
    Tanrı biliyor, o kutuyu istemiştim. Open Subtitles الصندوق هذا اردت انا يعلم، الله

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more